Bosna'nın kahramanı 'Jovo amca'

Yıl 2015’di. Güzel bir mayıs ayıydı. Bosna Savaşı’ndan Viyana’ya anne ve babalarıyla kaçmak zorunda kalan çocuklarla Saraybosna’ya bir gezim olmuştu. Çocuk yaşta ülkesini terk eden iş arkadaşlarım Admir, Amir ve onların Bihaç’tan arkadaşları Amel bana çok iyi rehberlik yapmışlardı. Üç rehber bir turist zenginiydim. Gittiğimiz ülke Bosna Hersek’in dili onların anadilleriydi. Özellikle Admir’in anne ve babalarının eğitimci olmaları, onun doğduğu ülkenin tarihini de iyi bilmesinin sebebiydi. Bosna’nın Bihaç kentinden Travnik üzerinden Saraybosna, oradan da Saraybosna çevresi ve Mostar gezdiğimiz önemli merkezler olmuştu. Dağlarını, ovalarını, bol sulu nehirlerini ve kentlerini tanıma fırsatım olmuştu.

Saraybosna’da gezerken “1945’ten Yugoslavya İç Savaşı” müzesine de girmiştik. Mareşal Tito’nun büstünün bizi selamlaması ardından, gördüğü kiş karşısında Admir’in gözleri faltaşı gibi açılmıtı. Bana beyaz pardesülü, ak saçlı, çevresini sarmış gençler arasında dimdik duran yaşlı adamı tanıyıp tanımadığımı sormuştu. Tanımadığımı söyleyince, “O bizim Jovo amcamız” dediğini hatırlıyorum hâlâ. Neden “amca” diye sorduğumda anlatmıştı. “O bizim amcalıktan da öte kahramanımızdır” sözlerini kullanmıştı.

SARAYBOSNA DİRENİŞİNİ ÖRGÜTLEDİ

Bu, Sırp general Jovan Divjak’tı. General Divjak, Bosna Direnişi’nin sembolüdür. General Divjak, Saraybosna’da Bosnalılar ile birlikte Sırp saldırısına karşı direnişi örgütleyen komutandır ve kentin Sırplardan kurtulmasını sağlayan askerdir. Admir bunları ayak üstü anlattıktan sonra general Jovan Divjak doğru yönelmiştik. Generali müze içinde izlemeye çalışmıştım. Müzede çevresi hiç boş kalmıyordu. Özellikle gençler olmak üzere, onu gören müze ziyaretçileri yanına varıp, kendisini saygıyla selamlıyorlardı.

Biz de yanına vardığımızda, fotoğraf çekilebilir miyiz diye sorumuza hiç tereddüt etmeden, hepimizi yanına almış ve fotoğraf için poz vermişti. Daha sonra ise kartını bana uzatmış “Lütfen fotoğrafları bana da gönderin” diye ricada bulunmuştu. Türk olduğumu söyleyince de arkadaşım Admir’e, daha sonra anlattığına göre “Türkler para ister ama” demiş. Bunun ne anlama geldiğini anlamamıştım.

KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN ÇALIŞTI

General Divjak’ın bir Viyana macerası vardır. General 4 Mart 2011 yılında Viyana’ya gelmek ister. Viyana yakınlarında Schwecht Havalanı’nında Sırpistan ve Avusturya arasındaki anlaşmaya dayanarak Avusturya polisi tarafından gözaltına alınır. Sırplar General Divjak’ın “savaş suçlusu” olduğu iddisayla kendilerine verilmesini isterler. Dönemin Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, generalin Sırpistan’a verilmesini kabul etmez. Avusturya’da yaşayan Bosnalılar da General Divjak’ın gözaltına alınmasını protesto ederler. Protesto ve görüşmeler sonucunda Bosna-Hersek devletinin ödediği 500 bin avro kefaletle general serbest bırakılır ve Bosna’ya geri döner. General Divjak, Saraybosna’ya geri döndükten sonra ömrünü kimsesiz çocuklara adar, bir vakıf kurarak kimsesiz çocukların korumasını ve eğitimini üstlenir. 84 yaşında yakalandığı kanser hastalığına 8 Nisan 2021 günü yenik düşer. General Divjak toprağa verilmesi sonrasında yazmış olduğu son mektup torunu Gregor Divjak tarafından okunur. Mektupta çeşitli din ve milletlerden oluşmuş olan Bosna’nın birliğinin öneminin çocuklara da öğretilmesinin önemine vurgu yapar. Divjak’ın mektubunda Saraybosna’da Bosnalılar arasında yaşadığından dolayı teşekkür eder. Mektubunda çoğulcu ve laik yaşamın Bosna Hersek’te önemini de vurguladıktan sonra, mektubunu şu sözlerle bitirir: “Saraybosna’da normal günlük yaşam karşılıklı saygı, sevgi ve değer vermekle geçmiştir. Herhangi birinin kalbini kırmak amacım olmamıştır. Farkında olmadan herhangi birinizin kalbini kırdıysam, özür dilerim.” Mektubun geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurulması sonrasında Milli Tiyatro’nun ön sıralarında bulunan insanlar “Amcalarının” önünde saygıyla eğilirken, gözyaşların saklamak zorunda kaldıklarının haberi ta Avusturya gazetelerine de yansıdı.

E- ABONE OLMAK İÇİN TIKLAYIN

Sonraki Haber