Boyun fıtığı riski kadınlarda daha fazla
Boyun fıtığının başlıca nedenleri: Boynu uzun süre hareketsiz tutarak bir noktaya bakmak, bilgisayar ve TV karşısında uzun süre oturmak, egzersiz yapmamak ve soğuk klimaların olduğu ortamda bulunmak. Kişinin ailesinde boyun fıtığı varsa kendisinde de ortaya çıkma olasılığı artar
DOÇ. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU
Dik durmak ayakta sabit bir planda yapılan günlük faaliyetler omurgaya yük bindirir, omurgalar arasında güç dağılımını olumsuz olarak etkiler ve sinir basısına bağlı bulgular ortaya çıkar
Omurganın ortasından omurilik denilen sinir ağı geçer. Boynumuzda yedi omur ve bunların arasında 5 tane disk bulunur. Disklerin içi jelatinöz adı verilen kıvamsı bir madde ile doludur. Bu madde nükleus pulpozus olarak adlandırılır. Disklerin dışı ise sert bir doku olan anulus fibrosus ile sarılıdır ve ligament veya kaslar gibi çeşitli bağ doku elemanları tarafından desteklenir.
Yedi boyun omurundan ilki kafatasının hemen altında yer alır bu omura “atlas” ismi verilmiştir. Altındaki C2 omuru ile yapışık şekilde bulunan atlas omuru başın dönme hareketinde görev alır. Boyun bölgesinde bulunan toplam 7 omurun arasından 8 çift sinir kökü çıkar. Omur bölgesinde meydana gelen değişiklikler bu sinirlere doğrudan veya kanal üzerinde baskı oluşturarak çeşitli belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Omurga kemiklerinin arasında, hareketler sırasında meydana gelen basınç dalgalarının azaltılmasından sorumlu jelatinöz madde, disk yapısındaki hasarlanma sonucu omurilik kanalına doğru yer değiştirir. Bu durum, fıtıklaşma olarak tanımlanır.
Travmalar, zorlanmalar, uzun süre hareketsizlik ve diskin yaşlılığa bağlı su kaybetmesi sonucu disklerde aşınma ve fonksiyon kaybı meydana gelir. Diskin dış tabakası aşınarak veya yırtılarak içindeki jelatinöz sıvı, omur ve sinir aralıklarına sızar. Bu klinik tabloya boyun fıtığı (servikal disk) denir. Disk normal özelliğini zamanla kaybeder ve kireçlenir. Etrafındaki sinirlere baskı yapar. Fıtıklaşan bölgede disk yapısının kanal içine uzanması ve bu alandaki sinirlerin etkilenmesi sonrasında bu değişikliklere vücut yangısal (iltihabi) bir yanıt verir. Bu olayların sonucunda kişide boyun fıtığına özgü belirtiler ortaya çıkar.
HAREKETSİZLİK BAŞLICA NEDEN
Başlıca boyun fıtığı nedenleri boynu uzun süre hareketsiz tutarak bir noktaya bakmak, bilgisayar ve TV karşısında uzun süre oturmak, egzersiz yapmamak ve soğuk klimaların olduğu ortamda bulunmak olarak sayılabilir. Bazen sorun sadece yapısal olarak ortaya çıkabilir. Boyun fıtığında ailesel faktörler de önemlidir. Kişinin ailesinde boyun fıtığı varsa kendisinde de ortaya çıkma olasılığı artar. Boyuna alınan darbeler ve geçirilmiş kazalar da boyun fıtığına yol açabilir. Ayrıca boyun fıtığı, meslek hastalığı olarak da karşımıza çıkabilir. Ev hizmetlerinde çalışanlarda, şoförlerde, bankacılarda ve uzun süre bilgisayar ile çalışılması gereken meslekleri yapanlarda boyun fıtığı sık görülür.
GENELLİKLE SİNSİ BAŞLIYOR
Yaşlanma, boyun fıtığı gelişimine zemin hazırlayabilir. Kişinin yaşı ilerledikçe omurların arasında bulunan disklerinde dejenerasyon meydana gelebilir. Destek maddesinin jelatinöz özelliğinin zaman içerisinde kaybolması ile kişide fıtık gelişimi kolaylaşır.
Yaşlanmanın doğal bir parçası olarak meydana gelen uzun süreçte (kronik) boyun fıtığı gelişimi sonrasında ortaya çıkan belirtiler ilerleme eğiliminde olabilir ve genellikle sinsi başlangıçlıdır. Travma ya da diğer nedenlerle ani olarak oluşan boyun fıtığında ise belirtiler fıtığa neden olayın hemen sonrasında başlar ve kronik boyun fıtığı gelişimine göre daha ciddi belirtiler meydana gelir.
Boyun bölgesindeki fıtıklaşma için hem kadınlarda hem de erkeklerde yaşla birlikte meydana gelen bir risk artışı söz konusudur. Boyun fıtığı özellikle 30 ile 50 yaş arasındaki yaş grubunda bulunan kişilerde tespit edilir. Kadınlarda erkeklere göre 1,5 kat daha fazla karşılaşılan bir durumdur.
GÖRÜNTÜLEME İLE TEŞHİS
X-ray (düz grafi), boyun fıtığı tanısı amacıyla istenebilecek ilk radyolojik tetkiktir. Omurgayı oluşturan kemiklerin dizilimi ve bu kemiklerde herhangi bir dejenerasyon olup olmadığı konusunda x-ray grafiler fikir verebilir. Kemiklerin yapısı için en hassas radyolojik tetkik bilgisayarlı tomografidir (CT). Bilgisayarlı tomografi ile aynı zamanda fıtıklaşan bölgedeki kalsifikasyon (kireçlenme) gibi kimyasal değişiklikler de tespit edilebilir.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI), özellikle fıtıklaşmanın meydana geldiği bölgedeki yumuşak doku değişiklikleri ve fıtığın tam olarak görüntülenmesi için ideal radyolojik tetkiktir. Sinir kökünün çıkış noktasının da incelenmesine imkan sağlayan MRI, fıtığın detaylı analizi için önemli bir radyolojik inceleme yöntemidir.
Radyolojik yöntemler dışında elektro tanısal işlemler olarak sınıflandırılan elektromiyografi (EMG) ve sinir iletim çalışmaları adı verilen tetkiklerden de boyun fıtığı tanısında yararlanılabilir. Bu testler özellikle servikal radikülopati gelişen hastalarda tanısal öneme sahiptirler.
YÜZDE 90 AMELİYATSIZ İYİLEŞME
Boyun fıtıklarının büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir. Hastanın kol ve ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa ve hasta diğer tedavilere cevap vermiyorsa cerrahi düşünülebilir. Boyun fıtığı ameliyatı, beyin cerrahları tarafından yapılan bir ameliyattır. Boyun fıtığı hastalarının yaklaşık olarak yüzde 10’unda cerrahi müdahale gereksinimi meydana gelebilir. Bu ameliyatta amaç diskin sinire baskı yapan kısmının çıkarılmasıdır. Uygulanan prosedüre göre bu ameliyat laminektomi ya da diskektomi olarak isimlendirilir. İlerlemiş ve nörolojik problemlerin eşlik ettiği olgularda veya diğer tedavi yöntemlerine rağmen hastanın şikayetlerinin kontrol altına alınamaması halinde başvurulan diskektomi ameliyatında diskin çıkarılarak tekrar fıtıklaşmanın önüne geçmek amaçlanır. Laminektomi işleminde ise cerrah sinir köklerinin çıktığı bölgeyi genişleterek, bu alandaki baskıyı azaltır. Küçük bir kesiden girilerek yapılan bu işlemi cerrah mikroskop kullanarak gerçekleştirir.
Günümüzde özellikle bel bölgesinde yer alan fıtıklaşmış diskler, cerrahi olarak tamamen çıkarılmakta ve yerine protezler konulabilmektedir. Bu işlem hasta genel anestezi altındayken gerçekleştirilir. Ancak protez uygulaması her hasta için uygun değildir. Özellikle fıtıklaşma ile birlikte çeşitli eklem iltihabı veya osteoporoz (kemik erimesi) hastalığı bulunan kişilerde fıtıklaşmanın sadece bir bölgede değil, omurganın birçok bölgesinde dejenerasyon meydana gelmesi nedeniyle bu kişilerde protez kullanılan girişimler istenmez.
BELİRTİLER
Kişide boyun fıtığı gelişimi ile birlikte çeşitli belirtiler meydana gelebilir:
Boyun, sırt, kol ve omuzlarda ağrı
Kollarda uyuşma ve his kusuru
Kollarda karıncalanma
Kollarda güç kaybı
Reflekslerde azalma
Kollarda incelme
Belirtiler, fıtıklaşma sonrasında o bölgede başlar ve vücudun alt kısımlarına doğru yayılır. Ağrı dışında servikal radikülopati tespit edilen kişilerde boyundan ellerine doğru yanma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi belirtiler eşlik edebilir. Boyun fıtığında alarm belirtiler olarak isimlendirilen çeşitli durumlar mevcuttur: Ateş, üşüme, titreme, gece terlemeleri, açıklanamayan kilo kaybı, hastanın öyküsünde kanser, eklem iltihabı ya da tüberküloz, HIV gibi bir enfeksiyon hastalığının bulunması, bağışıklığı baskılayıcı ilaçların kullanımı, ağrının hiçbir şekilde hafiflememesi, fizik muayene esnasında hekimin vertebralar üzerine dokunması sonrası hassasiyet hissedilmesi, boyun bölgesinde yer alan lenf bezleri ile ilgili problemlerin eşlik etmesi.
TEDAVİDE İLK BASAMAK: EĞİTİM
Tedavinin ilk önceliği hastanın eğitimidir. Hastaya doğru duruş ve oturma pozisyonu öğretilir. Ağır yük taşımaktan kaçınmak gereklidir. Hastalar tedavi süresince lokal ısı tedavisinden büyük fayda görürler. İlaç tedavisi olarak ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler kullanılır. Seanslar halinde fizik tedavi de konservatif (ilerlemeyi engelleyici) tedavi planlaması içerisinde yer alabilir. Akut (ani başlangıç) dönemde ilk üç gün, boyunluk kullanımı hastayı rahatlatabilir. Daha uzun süre boyunluk kullanımı boyun kaslarını zayıflatabileceği için tavsiye edilmez. Boyun omuru çevresindeki kasları güçlendirmek için boyun fıtığı egzersizleri önerilir.
SORULARINIZI BEKLİYORUZ
Uzman hekimler, sağlık alanında okurlarımızın sorularını yanıtlıyor. Sorularınızı hekimimesoruyorum@aydinlik.com.tr adresine gönderebilirsiniz.