Bretton Woods Anlaşmasını Gladyo yıktı

“Pentagon ve CIA Belgeleriyle Özel Savaş” kitabının yazarı Adnan Akfırat ile röportajımızın ikinci bölümünü yayımlıyoruz. Bu bölümde Özel Savaş’ın daha çok ekonomi politik bölümü üzerinde konuştuk

Bretton Woods sisteminin ortadan kalmasıyla ‘Mafyokrasi’nin kurulması, küresel kapitalizmde hakim sermaye yapısının ve sektörlerinin değişimi, Trump’ın yükselişi gibi örnekler üzerinden hakim sınıflar içinde çatlakların boyutu öne çıkan konular oldu. Akfırat, hem teorik boyutta hem de belirli tarihsel dönemler ve kişiler üzerinden Özel Savaş’ın ekonomik altyapısını anlattı.

Kitabınızda Özel Savaş’ın “kural gereği kuralsız” olduğunu yazıyorsunuz. Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi alanlardaki Gladyo faaliyetleri hakkında bilgiler veriyorsunuz. Buradan yola çıkarak Özel Savaş’ın “kural gereği kuralsız olması” ile bu hukuk dışı ekonomi arasındaki bağa ilişkin ne söylersiniz?

PETRO-DOLAR SİSTEMİ: MAFYOKRASİ

Bretton Woods ile başlamış olan dolar-altın mütekabiliyetin 1971 yılında ortadan kalkmasıyla finans oligarşisinin hakim olduğu bir yapı kuruldu. Vatan Partisi Genel Başkanı sayın Doğu Perinçek bunu “mafyokrasi” olarak adlandırıyor. Esas kırılma bu. Üretmeden sadece finans oyunlarıyla ki kara para bu finans oyunlarının ayrılmaz bir parçasıdır, dünya çapında işleyen bir sistem kuruldu. ABD aslında bastığı kâğıdın değeri kadar olan doları silahlı gücüne dayanarak dünyaya dayatıyor ve dünyadan haraç topluyor. Bu haraçlar da toplum bazında esas itibariyle üretime değil tüketime gidiyor, yönetim bazında ise denetim aygıtlarının sürdürülmesine tahsis ediliyor.

Arkadan kalan birkaç on yılda internet ve iletişim teknolojilerinin bu kadar hızlı gelişmesi esas olarak mafyokrasinin, finans oligarşisinin ihtiyacına yanıt veriyor. Bu teknolojileri en yaygın ve ileri biçimde kullanan kuruluşlar finans kuruluşları ve bankalar. Dijitalleşmeden en çok faydalanan yine onlar. Halkın büyük çoğunluğu için hayat pahalılığı artarken bankalar olağanüstü kârlar elde ediyor. Bu dünyanın hemen her yerinde böyle.

ELON MUSK, MARK ZUCKERBERG, JEFF BEZOS

Elon Musk

Kapitalizm üretim yapanları cezalandıran ve onları sistemin kenarına iten bir yönelime girdi. Kolay para kazanma bir marifet haline geldi. Hiçbir derinliği olmayan, bir sanayi üretimi yapma tecrübesi olmayan zenginler türedi. ABD’de öne çıkan birkaç zengine bakalım: Elon Musk, Mark Zuckerberg, Jeff Bezos. Bunlar devasa karlarını üretimden sağlamıyor. Tesla, Facebook, Amazon; hepsi için bu geçerli. Hisse senetleri spekülasyonlarıyla büyük kaynaklar kapıyorlar. “Kumarhane kapitalizmi” de denen böyle bir sistemin işlemesi için gerekli insan tipinde nitelik aranmıyor. Kolay ve kısa sürede para kazanma işlerinde bir mevkiye gelme ve orada kalma liyakata değil, iktidar sahiplerine yaltaklanmaya bağlı oluyor. Sadece efendisine hizmet etme basireti veya yeteneğine sahip olan insanlar bu mevkileri tutuyorlar. Gladyonun yarattığı sistemsel kırılma budur.

Mark
Zuckerberg

Bunu Türkiye'de de gördük. AK Parti hükümeti döneminde FETÖ tamamıyla sisteme hakim oldu ve Türkiye'nin ne kadar birikimli, vatansever kadroları varsa devletten dışlandı, kenarlara itildi ve öldürüldü. Bunun dünyanın her tarafında uygulandığını düşündüğünüzde ortaya çıkan tabloyu az çok gözünüzde canlandırabilirsiniz. Dünya çapında bir demokrasi, insan hakları özgürlük çıkmazının içine düşülmesinin faili Gladyodur.

Emmanuel Macron

MAFYOKRASİYE UYGUN LİDERLER

Devlet yönetimine bakarsak da bunu görürüz. Mafyokrasi kendine uygun insanları yönetime getiriyor. Çünkü örneğin böyle bir sistemi De Gaulle’e kabul ettiremezsiniz ama Sarkozy'ye ve Macron’a ettirirsiniz. Macron da zaten bizatihi bu sistem sayesinde cumhurbaşkanlığına gelmiş biri. Macron’un, geçmişi ve bugünüyle, Fransa tarihi açısından hiçbir gerçek anlamı yok. İngiltere’de Tony Blair benzer şekilde. Almanya’nın şimdiki dışişleri bakanı Annalena Baerbock. İngiltere’nin mevcut dışişleri bakanı Liz Truss. Bu insanlar, çok bariz bir şekilde Gladyo bağlantıları nedeniyle bu imkânlara kavuşmuş olan insanlar.

Kitabınızda Özel Savaş’ı Mafya-Gladyo diktatörlüğünün, yer altı boyutunu da kapsayacak şekilde, devlet düzlemdeki askeri-siyasi yapılanması ve onun faaliyetlerinin toplamı olarak saptıyorsunuz. Kitabınızın yazıldığı tarih 1997. O günlü bugünü karşılaştırabilir misiniz? Yine kitabınızda Özel Savaş’ın tek tek kapitalistlerin eşgüdüm eksikliği nedeniyle sağlayamadığı Tekelci Kapitalizmin uzun vadeli çıkarları için zorunlu olduğunu söylüyorsunuz. Bugün Tekelci Kapitalizm içinde dikkate değer ayrışmalar var mı?

TEKELCİ KAPİTALİZMİN SERMAYE GÜÇLERİ

Dünyada hala esas olarak hakim olan tekelci kapitalizm. Tekelci kapitalizm içinde de oligarşisinin belirleyiciliği var. Bu oligarşinde de üstünlüğün, silah, ilaç ve kimya sektörlerindeki tekellerde olduğunu söyleyebiliriz. Bunların, kar marjı en yüksek olan kesimler olarak, bir çeşit koalisyon oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu yapının kapının kırıldığını, kapitalist ülkelerdeki ya da kapitalizmin yönetici sınıfları açısından bu saydıklarımızın hakimiyetinin değiştiğini söylemek doğru olmaz. Bunlar hala belirleyici. Ama özellikle 1980’de başlayan ve 2000'den kendini iyiden iyiye ortaya koyan, Gelişmekte olan ülkelerin Çin'in önderliğinde, sanayi üretiminde öne çıkmasıyla beraber tekelci kapitalizmin dünya çapındaki egemenliğinde kırılmalar meydana geldi. Bu kırılmaların getirdiği sancılar, o ülkelerde iç bölümleri, hakim sınıflar içindeki çatışmaları, şiddetlendirdi. Bunlar henüz birisinin diğerini alaşağı etmesine boyutun gelmiş değil. Kısa zamanda da bu mümkün görünmüyor.

ABD’de Trump, Fransa’da Le Pen, İngiltere’de Brexit gibi vakalara baktığımızda böyle bir ayrışma yaşandığı tespiti doğru olur mu? Bu vakalarda “yurtdışına çıkmış olan sermayeyi ülkeye geri getirme” türünden ortan yönler görülüyor. Kavramlar üzerinde mutabakata varılmış olmasa da reel kapitalistler sanal kapitalistler gibi ayrımlar yapılıyor. Bunun Özel Savaş bakımından sonuçları olabilir mi?

TRUMP, BIDEN VE HAKİM SINIFLAR İÇİNDE PARÇALANMA

Trump’ın iktidara geldi ama aslında bir koalisyon yaptı. Yani bir yandan ABD’nin içe çekilmesi üretimi ve üretimi geliştirmesi şeklinde bir program uyguladı. Ama programını Pentagon ile pazarlık yaparak ve dünya hegemonyasını sürdüren silah finans oligarşisi ve ilaç şirketleriyle iktidarını paylaşarak bunu sürdürebildi. Sonuç olarak halkın seçtiği değil, sistemin efendilerinin belirlediği bir yapı ortaya çıktı. Özellikle George W. Bush’un seçilmesinden bu yana ABD’deki bütün seçimler şaibeli. Yapılanın ‘seçim mi darbe mi’ olduğu tartışması Amerikan demokratları arasında tartışıla gelen bir şey. Trump’a sorarsanız son seçimlerde hile yapıldı ve Trump kazanmış olmasına rağmen Biden gibi son derece zayıf, beceriksiz bir devlet başkanı yaratıldı. Çünkü hakim sınıfların programının etrafında o birleşebileceği bir Biden vardı, başka aday çıkartamadılar. Bu da hakim sınıfların içindeki parçalanmışlığı gösteriyor.

‘İLERİCİ ASYA GERİCİ AVRUPA’

Adnan Akfırat

 Benim gördüğüm şu: Atlantik ülkelerindeki değişimi sağlayabilmek Lenin’in ünlü sözündeki gibi “İlerici Asya gerici Avrupa” ile olacak. İlerici Asya, gerici Avrupa’yı da kurtaracak. Avrupa ve ABD içinde tekelci kapitalizme karşı mücadele edenler de mücadele enerjisini ve desteğini, Asya’nın, Güney Amerika'nın Orta Amerika’nın yükselmesinde buluyorlar. Çünkü hakim sınıfların egemenliklerini sürdürebilmesi için halkı satın alması, onlara bir refah payı dağıtması lazım. Bu imkanları daraltıldığında ki bunu sağlayan gelişen dünyanın yükselmesi ve tekelci kapitalizmin önüne setler çekmesidir, onlar karakteri gereği daha fazla zenginleşmeyi tercih ettikleri için sistemin merkezlerinde çatlaklar büyür. Son 40 yıl ABD’de gelir dağılımının giderek daha fazla bozulması da aslında bu sistemi niteliğini ortaya koyuyor. Bir ülkede gelir dağılımı ciddi bir şekilde bozuluyorsa orada halkını büyük çoğunluğunu aleyhine çarpık bir yönetim anlayış ve sisteminin olduğunu saptamak mümkün.

Haftaya Özel Savaş'ın bugünkü durumunu, güncel faaliyetlerini ve hedeflerini ele alacağız.

Sonraki Haber