BRICS genişliyor: 22 ülke üyelik için başvurdu! Gündem, dolar hegemonyasına son vermek

BRICS ittifakına katılmak istediğini bildiren ülkelerin sayısı artıyor. Birçok ülke küresel ticaret için BRICS para birimini kabul etmeye ve ABD dolarını bir kenara bırakmaya hazır.

Güney Afrika’nın başkentlerinden Johannesburg, 22-24 Ağustos tarihlerinde BRICS’in 15. zirvesine ev sahipliği yapacak. Zirve öncesi BRICS, hem resmi hem de gayrı resmi başvurular aldığını duyurdu. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika zirvesinde, grubun yıl sonuna kadar BRICS'in genişlemesini de ele alacak. Ayrıca, yeni bir para biriminin oluşturulmasına karar verilecek.

22 ÜLKEDEN RESMİ BAŞVURU

Geçen ay BRICS üyeleri yaptığı toplantılarda, genişleme ölçütlerini tartıştılar. Genişleme kararının ardından taleplerin arttığına işaret eden Güney Afrika'nın BRICS temsilcisi Anil Sooklal, “Arjantin, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, İran ve Suudi Arabistan’ın yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinin de ilgi gösterdiğini” söyledi. Sooklal, 22 ülkenin BRICS'e üye olmak için resmi başvuruda bulunduğunu, "eşit sayıda" ülkenin de gayriresmi olarak üyeliğe ilgi gösterdiklerini belirtti. Sooklal, zirveye 69 ülke liderinin etkinliklere katılmayı talep ettiğini belirtti.

2009’da Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in kurduğu BRICS’e Güney Afrika bir sonraki yıl katılmıştı. Temsilci Anil Sooklal, Güney Afrika'nın 2018'de daha fazla genişleme önerdiğini ve görüşmelerin geçen yıl ciddi bir şekilde başladığını hatırlattı. Sooklal, “BRICS’in kapısının çalınmasının yeni değil” dedi. Faizdeki artış ile BRICS’e başvuruların aynı oranda arttığını belirten Sooklal, “Birçok ülke uluslararası ticaret için BRICS para birimini benimsemeye istekli ve bu durum potansiyel olarak ABD dolarının hakimiyetini azaltacak.” ifadelerini kullandı.

Çok taraflı kredi kurumunu kuran BRICS, küresel ekonomik mimaride gelişmiş ülkelerin etkisine karşı bir denge unsuru olarak oluşturuldu. Güney Afrika’nın başkentlerinden Pretoria merkezli Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'ne göre BRICS üyeleri dünya nüfusunun yüzde 42'sini oluştururken Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nda yüzde 15'ten daha az oy hakkına sahipler.

TEFECİLİĞİ BİTİREBİLECEK BİR ADIM

BRICS’in “yeni para birimi” kararını Ekonomist Serhat Latifoğlu Aydınlık’a yorumladı. Dolarizasyona karşı mücadelenin BRICS’in kurulduğu ilk andan beri gündeminde olduğunu belirten Latifoğlu, doların alternatifi olarak yeni bir para birimi oluşturulmasının “kapsamlı bir mücadele programının” bir adımı olduğuna dikkat çekti. Yeni para biriminin iki yol ile olacağını söyleyen Latifoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Birisi altına dayalı olarak veya BRICS bünyesinde bulunan ülkelerdeki doğal kaynaklara dayalı mesela petrol, doğal gaz gibi ve diğer emtialara dayalı olabilir. Ama esasen altın görüşü daha çok hakim. İkincisi ise BRICS üyesi olan ülkelerin para birimlerine dayalı olabilir, Yuan(¥), Ruble(₽), Rupi(₹) gibi. Ülkelerin yurtiçi hasıla ağırlığı veya ticaretteki ağırlığına göre bir oranlama yapılır ve bir sepet oluşturulur. Buna dayalı bir para birimi oluşturulabilir. Bunlar tartışılıyor henüz. Yani çok kısa vadede bir şey olmaz ama bunun tartışılması bile önemli. Zaman içerisinde göreceğiz.”

EGEMENLİĞİ KORUYAN ADIM

Yeni para birimine ilişkin endişe ve itirazlara dikkat çeken Latifoğlu, bu konu hakkındaki iddiaları da değerlendirdi: “Bazı itirazlar var. İşte bu adım, ülkelerin egemenlik hakkına halel getirir diye bir yaklaşım var. Bu doğru değil. Çünkü bu euro gibi bir gümrük birliği değil veya yasal bir yapı da değil. Yani bu BRICS'in yapısı çok daha farklı. Her ülke kendi egemenliğini her anlamda koruyor. Para birimleri açısından da böyle. Burada oluşturulacak para birimini biraz finansal mühendislik gibi görmek lazım. Yani her ikisinin birleşimi de olabilir bu para birimi. Hem BRICS ülkelerinin para birimlerinin bir sepetinin oluşturulduğu hem de altının içinde olduğu bir para birimi de olabilir. Burada en ideali altın. Çünkü altın, genel olarak bütün dünyada genel geçerliliği olan bir emtia olduğu için bu para biriminin dolaşımı daha kolay olur, kullanımı da daha kolay olur. Ama tabii altında arz sıkıntısı var. Bu da belirli bir oranlamayla çözülebilir veya bir sepet yapılabilir. Nasıl bir uygulama olacağını tartışmalar neticesinde göreceğiz.”

AMBARGOYA KARŞI DİRENÇLİ BİR SİSTEM

Yeni para biriminin dolarizasyona karşı mücadelede adımlardan biri olduğunu anlatan Latifoğlu, 2015 ve 2016’da Rusya ve Çin’in kendi aralarında milli parlarla ticareti geliştirmeye başladıklarını işaret ederek, bu konuda iki ülkenin çok büyük başarılara ulaştığını söyledi. BRICS bünyesinde de böyle bir yapının yaygınlaştırılmasının beklendiğini söyleyen Latifoğlu, diğer ülkelerinde bu şekilde yapacakları ticaretin dolarizasyonu ciddi anlamda azaltacak bir unsur olduğunu ifade etti.

Dolarizasyonla mücadelede bir diğer faktörün Merkez Bankaları rezervleri içerisinde doların azaltılması olduğunu belirten Latifoğlu, hali hazırda BRICS ülkelerinin ellerinde çok ciddi anlamda dolar tuttuğuna dikkat çekti. Çin’in bu konuda önemli adımlar attığını söyleyen Latifoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bunu önce Çin başlattı. Yüzde seksen oranında dolar tutuyordu. Bunu yüzde altmışa kadar düşürdü ve her geçen yıl daha da düşürüyor. Bu önemli. Çünkü dünyada en büyük dolar rezervini tutan ülke rakamsal anlamda Çin. Bu adım bu yüzden çok önemli.”

Para transferi sistemini Rusya ve Çin’in birlikte geliştirdiğini söyleyen Latifoğlu, “Rusya'nın da Çin'in de kendi para transfer sistemleri var ama bunları eşleştiriyorlar.” dedi.

Dünyanın önemli bir kısmına, yani kırkın üzerinde ülkeye Çin’in yüzde yirmi ile otuz civarında da Rusya’nın ulaştığını söyleyen Latifoğlu, yüze yakın ülkeye bu para transfer sisteminin yerleştirilmesi mümkün olabileceğini ifade etti.

Bu sistemin “swift” sisteminden daha hızlı çalıştığını belirten Latifoğlu, BRICS sisteminin yerleşmesinin ne anlama geldiğini anlattı: “BRICS ülkelerinin olası ambargoya karşı daha dirençli olmalarını ve ambargonun artık etkisiz hale gelmesine sebep olur. Bu konular önemli yani dolarizasyonda bu üç başlık yani hem para biriminin konulması hem alternatif bir swift sistemi kurulması aynı zamanda da milli paralarla ticaret.”

IMF VE DÜNYA BANKASINA İHTİYAÇ OLMAYACAK

Son olarak da Dünya Bankası ve IMF'nin sağladığı krediler konusuna değinen Latifoğlu, bağımsız ekonomiye dikkat çekerek şunları söyledi: “Şimdi BRICS'in bünyesinde kurulan yeni kalkınma bankası ve aynı zamanda zaten Çin'in de Rusya'nın da kalkınma bankaları var. Bunlarla eş güdüm içerisinde çalışıyor. Yeni kalkınma bankasının sermayesi gittikçe artacak. IMF'ye ve Dünya Bankası'na ihtiyaç olmadan ve onların dayattığı gizli ajandalara maruz kalmadan artık gelişen ülkeler kredi kullanabilecekler. Yani uluslararası piyasalara Londra tefecilerine, New York tefecilerine bağımlı olmadan kredi kullanabilecekler. BRİCS'in alternatif finans sistemi modeli bu dört bacak üzerinde duruyor. Bunu sadece para birimi olarak görmemek lazım.”

Sonraki Haber