Brüksel ve Pekin yatırım anlaşmasında uzlaştı

Avrupa Birliği (AB) ve Çin liderleri 2013 yılından bu yana devam eden müzakerelerden sonra yatırım anlaşmasına varıldığını duyurdu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile video konferans aracılığı ile görüştü. Dün yapılan görüşmeye, AB Dönem Başkanı Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron da katıldı. Prensipleri konusunda mutabakata varılan anlaşmanın AB hükümetleri ve Avrupa parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor.

Anlaşmanın, geniş bir sektör yelpazesinde Avrupalı ​​ve Çinli firmalara yeni iş fırsatları açması bekleniyor. Daha fazla Avrupalı yatırımcının Çin pazarına açılmasını sağlayacak anlaşmanın her iki taraf için de zafer niteliği taşıdığı belirtiliyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping görüşme sonrası açıklamasında, “Çin-AB anlaşması, Çin'in yüksek seviyeli açılımı teşvik etme kararlılığını ve güvenini gösteriyor ve bu anlaşma Çin ve AB’nin daha fazla pazar erişimi ile karşılıklı yatırımını, daha yüksek bir iş ortamı standardını, daha güçlü kurumsal garantileri sağlayacak" ifadelerini kullandı.

‘KORONA SONRASI GÜÇLÜÇİN-AB İLİŞKİSİ İHTİYAÇ’

AB Komisyonu Başkanı Von Der Leyen görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Geleceğin daha iyi inşası için Kovid-19 sonrası dönemde daha güçlü Çin-AB ilişkisine ihtiyaç var. Çin ile daha güçlü ilişki karşılıklılık, işbirliği ve güven gerektiriyor, bu özellikle ticaret ve yatırım ilişkilerinde geçerli. Çin ile ilişkilere dair görüşlerimi Çin lideri Xi’ye video konferans görüşmesinde aktardım” ifadelerini kullandı. AB ve Çin arasında imzalanan anlaşmanın ABD’yi tedirgin ettiği ve ABD-AB arasında gerilim yaratabileceği ve Biden yönetiminin tepkisi çektiği daha önce yazılmıştı. Politico’da çıkan bir haberde ABD yönetiminin Avrupa’ya baskı yaparak müzakereleri zora soktuğu öne sürülmüştü.

BIDEN YÖNETİMİ İLE SÜRTÜŞME YARATABİLİR

Financial Times (FT) gazetesine göre de, anlaşma, Pekin'e baskı yapmak için transatlantik işbirliğine ihtiyaç duyan ABD'nin yeni Biden yönetimiyle sürtüşme yaratabilir. FT haberinde daha imzalanmadan büyük tartışma yaratan anlaşmanın Avrupa parlamentosunun Çin ile ilişkiler delegasyonu başkanı Reinhard Bütikofer tarafından "stratejik hata" olarak nitelendirildiği belirtiliyor. Anlaşmanın, belirli ortak girişim gereksinimleri ve yabancı sermaye üzerindeki sınırlar gibi, AB şirketlerinin Çin'e yatırım yapmasının önündeki bazı engelleri ortadan kaldırması bekleniyor. Bu durum, ABD’nin Çin’e karşı ticaret savaşında Avrupa’yı da yanına çekmeye çalışan ve Çin’e yönelik kısıtlamalar uygulamaya zorlayan politikalarının başarısız olduğunu gösteriyor.

AVRUPA, ÇİN İLE MÜZAKEREDEN YANA

FT haberine göre, Brüksel, anlaşmayı, giden ABD Başkanı Donald Trump'ın açıktan sürdürdüğü ticaretle ilgili çatışmalardan ziyade, bloğun Pekin ile müzakere edilmiş çözümler arama stratejisinin bir doğrulaması olarak görüyor. Biden’in ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapacak olan Jake Sullivan, geçen hafta Twitter hesabından, yeni ABD yönetimini kastederek, "Çin’in ekonomik uygulamaları hakkındaki ortak endişelerimiz konusunda Avrupalı ​​ortaklarımızla erken istişareleri memnuniyetle karşılayacağız" mesajını paylaşmıştı.

ABD’nin Brooking Enstitüsü uzmanlarından Thomas Wright ise, Biden’ın Transatlantik ilişkileri canlandırmak için çalışacağını, ancak Avrupa’nın bu hamlesinin işleri bozduğunu belirterek, birçok kişinin haklı olarak Biden’ın Avrupa’ya büyük bir bahis koymasının değip değmeyeceğini sorgulayacağını kaydetti.

EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİYDİ

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin de önceki gün düzenlediği basın toplantısında, söz konusu anlaşmayla ilgili müzakerelerin şu an Çin-Avrupa ekonomik ve ticari ilişkilerindeki en önemli gündem maddesi olduğunu kaydederek, iki tarafın ortak çabaları sayesinde son dönemde müzakerelerde önemli ilerlemeler kaydedildiğini ve müzakerenin geleceğinin parlak olduğunu vurgulamıştı. Sözcü, "Anlaşmanın bir an önce imzalanmasını, ikili ekonomik ve ticari işbirliğine sağlam kurumsal çerçeve güvencesi sağlanmasını, iki tarafın şirketleri ile halklarına somut yarar getirilmesini temenni ediyoruz" ifadelerini kullanmıştı.