Prof. Dr. Doğanay Tolunay: Kemer'deki yangını çıplak zeminle durdururuz
Kemer’deki orman yangını üç günde söndürülemedi. Prof. Dr. Doğanay Tolunay, bu duruma düşmemek için önceden alınması gereken önlemleri anlattı. ‘Çok daha ucuz, çok daha etkili.’ dedi…
Orman Mühendisi Prof. Dr. Doğanay Tolunay Kemer’deki yangına karadan müdahale edilemediği için durdurması zor bir yangın olduğunu söyledi. Tolunay, bugün için tek çarenin yangının yayılma yönünde belli bir alanda ağaç keserek çıplak zemin açmak, yanacak bir şey bırakmamak olduğunu belirtti.
Pazartesi günü başlayan yangına müdahale dün de ‘çok sayıda takviye helikopter ve uçakla’ sürdü. Karadan arazöz, iş makinesi, itfaiye araçları ve orman işçileri, alevlere müdahale etmeye çalıştı. Orman Genel Müdürlüğü, sosyal medya hesaplarından, çalışmaya 10 uçak, 27 helikopter, 73 arazöz, 7 iş makinesi, 654 personel katıldığını açıkladı.
Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, Antalya'daki yangın söndürme çalışmalarına 2 adet BE-200ES amfibi uçağı ile destek verildiğini bildirdi. Uçakların yangın bölgesine 800 tondan fazla su attığı, pilotların zorlu dağlık arazide yoğun duman ve zayıf görüş koşullarında görev yaptığı vurgulandı.
Bu haber yayına hazırlandığı sırada yangının kontrol altına alındığına ilişkin bir haber geçilmemişti.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği, Toprak İlmi Ve Ekoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ile Kemer yangınını konuştuk.
HELİKOPTERLE SÖNDÜREMEZSİNİZ
- Kemer yangını üçüncü gününde söndürülemedi, neden?
Yangın, Beydağları'nın eteklerinde, topoğrafyası oldukça dik bir alan. Deniz seviyesinde sıfır metreden bin iki yüz metrelere kadar yükselen bir dağlık arazi var. Bu bölgede yol ağı da yetersiz. Helikopterlerle sürekli olarak denizden su alınıp atılıyor. Ancak helikopterler daha çok ilk yangın çıktığı anda yangını söndürmeye katkı sağlar. Yangın büyüdükten sonra helikopterlerle ancak ilerlemesi durdurulur. Asıl yangının tamamen söndürülmesi yer ekipleri tarafından gerçekleştirilir. Yangın söndükten sonra yetmiş iki saat de soğutma çalışması olarak adlandırdığımız çalışmalar yapılır.
Kemer bölgesinde çıkan yangındaki en büyük dezavantaj yer ekiplerinin müdahale edememesi.
ÖNCEDEN PLANLANMALIYDI
- Karadan müdahaleyi mümkün kılacak hazırlıklar önceden yapılamıyor mu?
Yangın çıkmasını önleme konusundaki çalışmalarda ciddi eksiklik var. Orman Genel Müdürlüğü'nün, yol alanının yetersiz olduğu, ağaçların sık olduğu, topoğrafyanın yangına müdahaleyi zorlaştıracağı yerlerde yol alanı planlaması, yol kenarlarındaki yanıcı maddelerin uzaklaştırılması gibi önleyici tedbirleri alması gerekiyor. Normalde bir ölçüde de olsa yapılıyor. Kemer’de bu gibi önlemlerin yeterince alınmadığını söyleyebiliriz.
- Yangına müdahale ekiplerinin çok deneyimsiz olması da sorun oluyor mu?
Son üç dört yıldan beri rotasyon adı altında yangınlarda tecrübe kazanmış olan personel başka illere gitti. Onların yerine Karadeniz Bölgesi'nden ya da yangının fazla olmadığı, çıkmadığı bölgelerden yeni personel, Ege, Akdeniz Bölgesi'ne gönderildi.
Kemer yangını özelinde sorun, yol ağının olmaması, yerden müdahale yapılamaması gibi görünüyor.
ÇIPLAK TOPRAKTA YANGIN İLERLEMEZ
- Bu durumda yapılacak bir şey yok mu?
Rüzgarın yönüne ve yangının ilerleme hızına bağlı olarak, yangının ilerlediği yönde kırk elli metre genişliğinde -ağaçların boyuna bağlı olarak bu biraz daha geniş olabilir- ağaçlar kesilerek çıplak toprak yüzeyi açığa çıkartılabilir. Yangın bu noktaya geldiğinde, artık yanıcı madde kalmadığı için söndürülmesi mümkün olabilir. Bu yönde bir çalışma olup olmadığı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanmadı. Normalde örneğin iki yıl önceki Manavgat yangınları ağırlıklı olarak bu şekilde yerde yerden müdahaleyle, yangının ilerleme yönündeki ağaçların kesilmesi sonucunda durdurulabilmişti. Benzer bir çalışmanın yapılması gerekiyor.
Hep bu yangınlarda helikopter sayısına odaklanıyoruz. Bu yıl Orman Genel Müdürlüğü'nde aktif olarak görev yapan 69 helikopter, 20 uçakla yangınlara müdahale ediliyor tüm Türkiye genelinde. Ama artık günümüzde aşırı sıcaklık şartlarında yangın çıktıktan sonra söndürülmesi oldukça güçleşiyor. Halen önümüzde sıcak günler var, yangın riski devam ediyor. Vatandaşların dikkatli olması, Orman Genel Müdürlüğü’nün böyle ağaçların sık olduğu, insanların çok fazla ormana girip çıktığı yerlerde yangın riskini azaltıcı önlemler alması gerekiyor.
- Çok teşekkür ederiz.
ÜÇ MİLLİ PARKIMIZ TEHDİT ALTINDA
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Kızılçam ormanlarının olduğu milli parklarda meydana gelen yangınları söndürmenin zorluğuna ve önlem alınması gerektiğine dikkat çekti:
“Yangının çıktığı alan aynı zamanda Beydağları Milli Parkı. Milli parklar korunan alan olduğu için herhangi bir amaçla ağaç kesimi, ormanın seyrekleştirilmesi gibi işlemler yapılamıyor, yasak. Ağaç yoğunluğunun fazla olması da yangının söndürülememesi üzerinde etkili bir neden. Marmaris çevresindeki ormanlar da milli park. Ağaçlar seyreltilemediği ve yanıcı madde çok fazla olduğu için yangınlar kısa sürede çok şiddetlenebiliyor.
“Orman Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün birlikte çalışarak orman yangınlarına karşı hem milli parkları koruyacak hem de orman yangınlarını önleyecek çalışmalar yapması gerekiyor.
“Özellikle Kızılçam ormanlarının olduğu milli parkların statüsünün gözden geçirilmesi, gerekirse bunların sınırlarının daraltılması, milli parkların, yangın riskinin düşük olduğu alanlara doğru kaydırılması gibi çalışmalar yapılması gerekiyor.
“Kızılçam, yangına karşı son derece hassas bir tür. Değişik önlemler alınabilir. buralarda. Örneğin bu gibi alanlarda riskli zamanlarda arazöz bekletilmesi yangının kısa sürede müdahale edilmesi gibi çözümler var. Ama çok geniş alanlar olduğu için o kadar arazöz olmayabiliyor. O nedenle Milli Park sınırlarının, yangın riski de dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmesi gerekir.
“Marmaris Milli Parkı, Beydağları Milli Parkı ve bir de Aydın'daki Dilek Yarımadası Milli Parkı. Oralarda da Kızılçam ormanları, oldukça sık ormanlar var. Yangın çıktığı zaman müdahale edilmesi oldukça güç alanlar. Çok çok uzun süreden beri bunu söylüyoruz: Helikopterle yangın söndürme odaklı değil, yangının çıkmamasını sağlayacak önlemlere yönelmemiz lazım. Çok daha ucuz, çok daha etkili. Yunanistan'da bir uçak düştü, izliyorsunuzdur. İki yıl önce Türkiye'de de bir uçak düştü, benim de bir öğrencim orada şehit oldu. Yangın çıkmasını önlersek bu tür kayıpların da önüne geçebiliriz.”