Bu bayram küçükbaştan vazgeçmeyin

Küçükbaşta hedef 100 milyon... Hayvancılar, Kurban Bayramında küçükbaş tüketilmesini, Türkiye’nin kırmızı et açığının küçükbaş ile kapatılabileceği belirtiliyor. Küçükbaşın, hayvancılıkta daha çok para kazandırdığına da dikkat çekiliyor.

Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, küçükbaş hayvancılığın bu toprakların hem geçmişi hem de geleceği olduğunu bildirdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 37,3 milyonu koyun, 11,2 milyonu keçi olmak üzere 48,5 milyon küçükbaş hayvan var. Bu rakamın, 2020 yılında 55 milyona ulaşacağının Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından açıklandı.

“Küçükbaştan vazgeçmeyin” çağrısında bulunan Çelik, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın nüfus başına bir küçükbaş hayvan olmasına yönelik önerisi bulunduğuna dikkati çekerek, “Ülke nüfusumuzun artacağını da hesaba katarsak en kısa zamanda küçükbaş sayısını 90-100 milyona çıkarmalıyız” dedi.

100 MİLYONA ULAŞACAK

Türkiye’nin küçükbaş hayvan sayısının rahatlıkla 90-100 milyona ulaşabileceğini, bunda en ufak kuşkuları bile bulunmadığı belirten Çelik, şöyle devam etti:

“Hayvan sayısının artırılmasının yolu, meraların ıslahından, küçükbaş hayvancılığa verilen desteklerin artırılarak sürdürülmesinden, bitkisel üretim yapma imkanı olmayan alanların mera kapsamına alınmasından, atıl durumdaki hazine arazilerinin yem bitkileri ekimine ayrılmasından, çoban sorununun çözümünden geçiyor.”

KÜÇÜKBAŞ KAZANDIRIYOR

Küçükbaş hayvancılığın emek verildiğinde karlı bir alan olduğunu bildiren Çelik, “TÜİK’in 2019 yılı ülke ortalaması verilerine göre inek sütüne göre koyun sütü yüzde 88,3, keçi sütü yüzde 71,8, sığır etine nazaran koyun eti yüzde 14,3, keçi eti yüzde 4,5 daha pahalı. Rakamlar da gösteriyor ki küçükbaş hayvancılık yapmak üreticimize daha fazla kazandırıyor” dedi.

'KUZU YİYİN KORONAYI YENİN'

TÜİK'in, kırmızı et tüketimi içinde küçükbaş hayvan etinin payını yüzde 10 olarak verdiğini ancak kurumun bu rakamı deri sayısını hesaplayarak bulduğu bilgisini veren Çelik, şunları kaydetti:

“2019 rakamlarına göre sığır derisi 56,3 lirayken koyun derisi 6,33, keçi derisi 5,55 liradan satılmış. Rakam önemsiz olunca, kesim yaptıran halkımız deriyi satmakla uğraşmıyor. Bu da kesilen hayvan sayısını olduğundan az gösteriyor. Biz, kırmızı ette küçükbaşın payının yüzde 20’yi bulduğu kanısındayız. Özellikle koronavirüs döneminde küçükbaş et tüketiminin arttığını görüyoruz.

Son yıllarda küçükbaşa bir yönelme var. Çünkü, insanlar daha sağlıklı beslenmek istiyor. Küçükbaş hayvan etinden daha sağlıklısı yok. Çünkü besiye alınmıyor. Ülkemizde küçükbaş hayvancılık temel olarak mera hayvancılığına dayanıyor. Doğal besleniyor. Biz bundan dolayı, 'Kuzu eti yiyin, koronayı yenin' diyoruz.”

KIRMIZI ET AÇIĞI KAPATILABİLİR

Çelik, küçükbaş etinin ve sütünün daha fazla tüketilmesi gerektiğini, Türkiye’nin kırmızı et açığının bu yolla rahatlıkla kapatılabileceğini bildirerek, “Halkımız tercihini küçükbaştan yana kullanmalı. Kurban alırken de küçükbaşı tercih etmeli. Kurban ibadetinin Hazreti İbrahim Peygamber ile koç kurban edilerek başladığını unutmamalıyız” dedi.

SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN 'NASIL' SORULARINA YANIT

Sağlık Bakanlığından, Kurban Bayramı'nda etin kesilmesi, yüzülmesi, karkasın parçalanması, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında el hijyeni, maske ve sosyal mesafe kurallarının ihmal edilmemesi uyarısında bulunuldu.

Tatlı, şeker ve kırmızı et tüketiminin miktarının ve sıklığının arttığı Kurban Bayramı'nda, şişmanlık, yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve diyabet hastalığı olanların beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar hastalığı, diyabet ve yüksek tansiyonu olan kişilerin bayramda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri ve aşırıya kaçmaması öneriliyor.

NASIL TÜKETİLMELİ

Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açıyor. Bu nedenle özellikle mide-bağırsak hastalarının kurban etlerini hemen tüketmemeleri, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle tüketilmesi gerekiyor. Sakatat tüketiminin de arttığı Kurban Bayramı'nda özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişilerin sakatat tüketiminden kaçınmaları isteniyor.

NASIL PİŞİRİLMELİ

Kurban Bayramı'nda, etin tüketim miktarının yanı sıra pişirme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerekiyor. Bu bakımdan etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmesi, kızartmalardan kaçınılması uyarısında bulunuluyor. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yönteminin çeşitli "kanserojen maddelerin" oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemesi gerekiyor. İyi kalite proteinin yanı sıra yağ, çeşitli mineraller ve vitaminler içeren ancak C ve E vitamininden yoksun olan etin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya yanında sebzelerin de tüketilmesi sağlıklı beslenme için önem taşıyor.

NASIL SAKLANMALI

Kurban etlerinin büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılması ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanması gerekiyor. Kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinler olan etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesinin bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturabileceği bu nedenle sağlığı tehdit edebileceğine dikkat çekiliyor. Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyve doğranmaması gerekiyor.

NAYLON TORBA KULLANMAYIN!

Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, kurbanlık hayvanın kesimden sonra parçalama işleminin de bilen biri tarafından yapılması gerektiğini belirterek, "Et işlemenin doğru adresi kasap dükkanıdır. Küçük bir dikkatsizlik büyük sıkıntılara yol açar" dedi.

Yalçındağ, karkası parçalamaya başlamadan önce üzerinde kesim lekesinin olup olmadığının kontrol edilmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, eğer kesim lekesi varsa bunun yıkanarak değil, kesilerek alınması gerektiğini anlattı. Yalçındağ, söz konusu lekelerin yıkanması halinde tüm karkasa bulaşabileceği uyarısında bulundu. Yalçındağ, karkas parçalandıktan sonra kurban etlerinin asla üst üste konulmamasının önem taşıdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Etler sıcak sıcak birbirine değdiğinde çok çabuk bozulur. Etleri bir masanın üstünde soğumasını bekledikten sonra buzdolabına koyuyoruz. Etlerimizi eve götürürken naylon torba kullanıyorsak, bozulma süresine dikkat etmemiz gerekir. Naylon torbayı asla önermiyoruz ama mecbur kalıpta kullanıyorsak eve gider gitmez o torbadan çıkarmamız lazım. Kurbanlık hayvanın kesimden sonra parçalama işleminin bir bilen tarafından yapılması gerekir. Etlerinizi mahallenizdeki kasapta yenilebilecek hale getirtebilirsiniz. Et işlemenin doğru adresi kasap dükkanıdır. Küçük bir dikkatsizlik büyük sıkıntılara yol açar. Kurban Bayramı'nda herkes kurban eti çekiyor. Bu işi bilmeden yapanlar, etlerdeki kirliliği diğer etlere bulaştırabilir. Bu şekilde hizmet vermeye talip olan insanlara vatandaşlarımızın itibar etmemesini istiyoruz. Bizim derdimiz 'O yapmasın, ben yapayım, daha fazla kazanayım' değil ama etin yenilebilir yerleri var, yenilemeyen yerleri var."

Sonraki Haber