Kurbanlık fiyatı yolda 15 bin artıyor

Çeşitli illerden İstanbul Sultangazi’ye gelen besiciler ilçe belediyesinin kurduğu pazar yerinden şikayetçi. Besiciler, pazar yerinin şehirden uzakta olması, kurban kesim alanı, elektrik, güvenlik, içme suyunun olmayışı ve çadır fiyatlarının 55 bin TL olmasına tepki gösterdiler.

Kurban pazarının bulunduğu alan sapa bir noktada olduğu için taksiyle gittik, otostopla döndük.

İstanbul Sultangazi’de kurulan kurban satış alanında besicilerin sorunlarını dinledik. Kastamonu, Ağrı, Ardahan, Tokat gibi yurdun çeşitli illerinden büyükbaş kurbanlık getiren üreticiler, özenle yetiştirdikleri hayvanlarını vatandaşa sunuyor ancak pazarda hangi besiciye dokunsak bin ah işittik. Yem, nakliye, pazar yeri kirası gibi giderler nedeniyle İstanbul’a inen kurbanlığın en az 15 bin TL zamlandığını aktaran esnaf, “Vatandaşın talebi var ama pahalılık nedeniyle satış yapamıyoruz.” dedi. Bir hayvanı yetiştirmek için verilen emeği ve maliyeti de anlatan besiciler, “Zarar etsek de üretmekten vazgeçmeyeceğiz.” İfadesini kullandılar.

İSTANBUL’A GETİRMENİN MALİYETİ 35 BİN

Kastamonu’dan bir hafta önce gelen besici Necmettin Keten, yaşadıkları sıkıntıları şöyle aktardı: “Bir haftada bir tane kurbanlık sattık. Vatandaşın talebi çok ama fiyatlar yüksek. Vatandaş kurbanlık alamıyor. Kurbanlıkları tırlarla getirdik. Bir tırı Kastamonu’dan getirmek için 35 bin TL verdik. Hayvanları alana getirdikten sonra çadır tuttuk ve çadırların tanesine de 55 bin TL verdik. Çadırların altını da 20 bin TL’ye yaptırdık. Dolayısıyla tüm bu maliyetler kurbanlıklara yansıdı. Fiyat arttı, satışlar düştü. Besicilik kolay bir iş değil. O yüzden gönüllü bir şekilde yapılacak iş. Ne kadar olumsuzluk olursa olsun hayvancılığı bırakmayı düşünmüyorum. Zarar etsek de üretmekten vazgeçemeyiz.”

BESİCİLER PAZAR YERİNDEN ŞİKÂYETÇİ

Geçen sene de Sultangazi’deki kurban satış alanına geldiklerini ancak pazar yerinin değişmesinden dolayı birçok sorun yaşadıklarını söyleyen Keten, şu şikayetlerde bulundu: “Eskiden ulaşım anlamından oldukça yakın olduğu için pazar daha canlıydı. O pazar buradan daha değerliydi. Yeme, içmede bir sıkıntı yoktu. Buraya lokantalar, marketler çok uzak. Ama idare ediyoruz, yapacak hiçbir şey yok.”

‘MALİYETİ KURTARSA RAZIYIZ’

“Satışlar durgun. Hafta sonu satışlar biraz daha artıyor. 20 kurbanlık satabildik. Bu satışlardan kâr edebileceğimizi düşünmüyorum. En azından yaptığımız maliyeti kurtarsa razıyız. Bir de Kurban Bayramlarında İstanbul’a gelmek yöremizin geleneği haline geldi. Masraf çok da olsa geliyoruz. Zarar ettikten sonra gelemem diyoruz ama bir daha geliyoruz. Yine zarar ediyoruz.”

‘BİR TIRDA 25 BÜYÜKBAŞ TAŞIYORUZ’

Hayvanlarını Ağrı’dan getiren besici Ahmet Can da maliyetlere ve kurban pazarının satışları etkilediğine dağindi: “Biz kurbanlıklarımızı Ağrı’dan getirdik. Tırın Ağrı’dan İstanbul’a geliş fiyatı 38 bin TL. Bir tırda 25 tane büyükbaş kurbanlık taşıyabiliyoruz. 4 tır için toplam 152 bin TL verdik. Ayrıca burada hayvanların beslenebileceği alanları yapmak için de 30 bin TL verdik. Burada 4 tane çadır tuttuk. Çadırın tanesine ve çadır yerine 55 bin TL verdik.

‘KİMSE PAZAR YERİNİ BULAMIYOR’

“Biz Sultangazi’ye kurban satmak için 15 senedir geliyoruz. Özellikle bu seneki hizmet çok kötü. Kurban satım alanın yerini değiştirip öyle bir yere koymuşlar ki kimse burayı bulamıyor. İnsanların ulaşımı için çok kötü bir nokta. Geleli bir haftadan fazla oldu 5 tane kurbanlık satabildik. Yaptığımız satış buraya geliş masraflarımızı bile kurtarmıyor.

‘GELENE KADAR 15 BİN ARTIYOR’

Ardahan Göle’den gelen besici Sabri Karataş da sözlerine İstanbul’a geliş maliyetlerini anlatarak başladı. Karataş yaşadıkları sıkıntıları ve kurbanlıkların fiyatını artıran maliyetleri şöyle sıraladı: “Bir tırı Ardahan Göle’den buraya getirmenin maliyeti 40 bin lira. Ek masrafları da sayarsak 50 bin lirayı geçiyor. Biz üç tır getirmek için 150 bin lira harcadık. Burada çadırın kira bedeli 55 bin lira. Biz üç çadır kiraladık ve toplam 165 bin lira verdik. Çadırların altını yaptırma da 90 bin lira tuttu. Bizim maaliyetlerimiz arttıkça hayvanın fiyatı da artıyor. Bu da vatandaşa yansıyor. Göle’den İstanbul’a kurbanlığın fiyatı 15 bin lira artıyor.”

‘BELEDİYENİN İHMALİ YÜZÜNDEN ZARAR ETMEK İSTEMİYORUZ’

“Bir diğer sorun da kesim alanı sorunu. Vatandaş kurbanlığı beğeniyor ama kurban kesim alanı olmadığı için geri gidiyor. İstanbul'un diğer tüm kurban kesim alanlarında kesim alanı var ancak Sultangazi'de yok. Vatandaşlar kesim alanı olmadığı için masraflarını bizim kurbanlıklarımız üzerinden çıkarmaya çalışıyor. Örneğin bir kurbanlık için 80 bin TL’ye anlaştıysak, benim kurbanı götürmek için nakliye masrafım olacak 5 bin TL daha indir diyorlar. Biz belediyenin ihmali yüzünden zarar etmek istemiyoruz.”

KURBANLIK ALIRKEN BUNLARA DİKKAT!

Tokat’tan kurbanlık getiren besici Nejat Agun de kurban alırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Agun şu ifadeleri kullandı:

“Bir büyük başın kurbanlık olabilmesi için iki yaşını doldurması lazım. Hayvanları kurbanlık statüsüne alabilmek için Tokat Tarım İl Müdürlüğü’ne götürdük. Tüm hayvanlara kan tahlili yapıldı ve hayvanlarımızın hepsi temiz çıktı. ‘Küpe sorgulama’ diye bir program var. Vatandaşlar bunu telefonlarına indirdiği zaman kulak küpesindeki numarayı girerek hayvanın bir eksiği olup olmadığı ortaya çıkıyor. Mesela bizim Tokatta yatırdığımız tahliller, şap aşısı, başka hastalıklara karşı aşıları ortaya çıkıyor. Zaten bunlar yapılmazsa İl Tarım Müdürlüğü buraya getirmemize izin vermiyor. Bunların hepsine alıcının dikkat etmesi gerekli çünkü kaçak getirenler de oluyor.

‘YEM HAYVANI MI YAYLA HAYVANI MI?’

“Tokat’ta yayla zamanı nisan ve mayıs aylarıdır. Hayvanları bu mevsimlerde yaylaya çıkartırız. Elimizdeki hayvan besisini almış hayvanlar olduğu için bu aylarda hayvanı çayıra verdiğimiz zaman hayvan zayıflar. O nedenle kurban bayram öncesi hayvanlarımızın zayıflamasını istemeyiz. Yayla da beslenen hayvan her zaman daha iyidir, çünkü doğal beslenir ve eti, sütü vs daha lezzetli ve kaliteli olur.

Agun’de pazar yeri ile ilgili şikayetlerini “Buraya ilk defa geldik. Elektrik yok. Telefonumuzu şarj edemiyoruz. Müşteriler arıyor cevap veremiyoruz. Duş yerleri olmadığı için yıkanamıyoruz. Yatacak yer de yok.” ifadeleriyle anlattı.

Sonraki Haber