Bu Navtex'e Yunanistan sevindi

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de bilimsel çalışmalar için ilan ettiği yeni Navtex sahasının koordinatları, Sevilla Haritası'nın sözde sınırları ile birebir kesişiyor.

Türkiye, R/V Bilim-2 gemisinin Doğu Akdeniz'de oşinografik ve klimatolojik araştırmalar yapabilmesi için 26 Eylül-8 Ekim tarihlerini kapsayan bir denizcilik bildirimi (Navtex) yayınladı.

Araştırma sahası için belirlenen koordinatların ise, Türkiye'yi Antalya Limanı'na hapsetmeyi hedefleyen Sevilla Haritası ile birebir aynı olduğu ortaya çıktı. Bunu Türkiye'nin bir geri adımı olarak değerlendiren Yunan hesapları, sevinç çığlıkları atmaya başladı. Yunanlar tarafından sosyal medyada yapılan paylaşımlarda, “Türkler Doğu Akdeniz’de sınırlarımızı kabul ettiler!” diye yazıldı.

Bilim-2 için ilan edilen sahanın Mavi Vatan'daki haklarımıza zarar verdiğini söyleyen TÜRKDEGS Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, “Bu çok ama çok ciddi bir yanlıştır. Ya ihanetten kaynaklı kasıttır, değilse cehaletten kaynaklanan hatadır. Ama her ikisi de ne kadar kötü ellerde olduğumuzun göstergesidir.” dedi. Amiral Yaycı, şöyle devam etti:

NEO-SEVR PLANI

“24 Eylül 2021 saat 19.30'da yayınlanan Navtex tam bir skandaldır! Bunu kim ve hangi maksatla yapar, ciddi manada sormak ve sorgulamak gerekir. Bu Navtex ile Rum Yönetimi'nin sözde MEB’ini fiiilen tanıyoruz! Bu Navtex derhal GKRY MEB’ini tanımadığımızı gösterir şekilde düzeltilmeli. Bunu böyle planlayanlar hakkında soruşturma açılmalıdır! Devletimiz ve milletimiz açısından son derece ciddi kayıplara neden olma ihtimali taşıyan bu işin sorumluları bulunmalıdır. İlan edilen bu Navtex Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve KKTC üzerindeki hak ve yükümlülüklerine zarar oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’ne Doğu Akdeniz’de giydirilmeye çalışılan Neo-Sevr Planı olan, Sevilla Haritası'nı temel alan bu Navtex, GKRY’nin sözde MEB alanını tanımaktadır. Kara yüzölçümünün 30 katı Deniz Yetki Alanı isteyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin haksız ve hukuksuz iddialarını legal gören bu Navtex, Türk Milleti’nin hak ve menfaatlerini savunmaktan ziyade bu menfaatlere büyük yaralar açmaktadır.”

'TAVİZ VERİYORUZ'

“Uzun zamandır Doğu Akdeniz’deki pro-aktif pozisyonumuzdan taviz vermekteydik. Araştırma, Sondaj ve Sismik Arama gemilerimizi bölgeden çekerek buradaki faaliyetlerimize ara vermiştik. Bu pasif dönemde elimizdeki tek enstrüman olan Navtex ilanlarının da bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ne dayatılan haritalara ve hukuksuz iddialara uygun hale gelmesi başta Doğu Akdeniz olmak üzere tüm dış politikamız için endişe verici bir tutumdur. Diğer yandan; Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortak bir kadere ve çıkar eksenine sahiptir. Bu noktada uzun zamandır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de bir Mavi Vatan’ı olduğunu vurgulamaktayız. Deniz alanlarının hakkaniyetli ve adaletli paylaşımı temelinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Adası’nın güneyinde de deniz alanlarına sahip olması gerekmektedir fakat yayınlanan bu Navtex, Türkiye’nin Kıbrıs Türkleri’nin bu hukuki hakkını tanımadığı manasına gelir. Bu durum ise başta Sevilla Haritası olmak üzere yayılmacı, istilacı ve Rum-Yunan ittifakının tezlerine hizmet etmek demektir.”

'KKTC'NİN VARLIĞINI TARTIŞMAYA AÇIYOR'

“Yayınlanan bu Navtex, Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarına sahip çıkma mücadelesini sekteye uğratmaktadır. Bu Navtex ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını kendi elimizle tartışmaya açmaktayız. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Sevilla Haritası'ndaki sözde MEB alanlarına uygun Navtex yayınlamak demek, 'Ben, Türksüz bir Kıbrıs, Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz projesine izin veriyorum hatta kendi elimle kapı aralıyorum!' demektir. Bu hatalı ve acilen düzeltilmesi gerek Navtex'i kamuoyuna duyurduğumuz andan itibaren başta Yunan ve Rum hesapları olmak üzere tüm Türkiye karşıtı ve düşmanı sosyal medya hesapları sevinç çığlıkları atmıştır. 'Türkiye’nin Yunan ve Rum tezlerini tanıdığını' belirten bu hesap ve kişilerin tavırları da Navtex’in nasıl bir sorun yarattığını ortaya koymaktadır.

“Son 5 gündür süren ve ilgiyle takip ettiğimiz Türkiye ile KKTC arasında gerçekleşen Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel – Akdeniz Fırtınası Tatbikatı'nın hemen ardından bu Navtex’in açıklanmasını da oldukça manidar buluyoruz. Bir yandan, tatbikatlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileriyle görüşmeler ve çalışmalar yürütürken diğer yandan Rum ve Yunan menfaatlerine hizmet eden Sevilla Haritası'na uygun Navtex'i yayınlamak, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini kendi elimizle tehlikeye atmak demektir. Unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatıdır. Yayınlanan bu Navtex, kendi elimizle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kendi bölgesinde dışlamakta hatta haklarını tanımamaktadır. Kıbrıs’taki tek çözüm olan egemen eşitliğe dayalı, iki devlet modelinin hem ulusal hem de küresel kamuoyunda kabul gördüğü bu günlerde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin denizlerdeki haklarını kendi elimizle tartışmaya açan bir Navtex yayınlandı. Sırf Yunanistan ve Rum Kesimi ile diyalog kurma pahasına yapılan bu hatalar, uzun vadede büyük tarihsel kayıplara neden olabilir! Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini denkleme almayan harita ve projelere uygun adımlar atmak Türk Milleti’nin gelecek planlarını da çöpe atmak demektir. Diğer yandan; bu Navtex, Yunan ve Rum İttifakının haksız ve hukuksuz iddialarını da meşru bir zemin sunmaktadır. Kıbrıs Türklerinin denizlerdeki egemenlik haklarını yok sayan bu Navtex yabancı odakların ve Türk düşmanı tezlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Unutulmamalıdır ki; Mavi Vatan meselesi gönüllerde ilk Kıbrıs davası ile yer edinmeye başlamıştır. Yunanlı ve Rumlar tarafından Kıbrıs Türklerine uygulanan soykırım, ayrımcılık ve yok sayma politikalarına karşı önemli bir mücadele merhalesi olan Mavi Vatan Doktrini'nden Kıbrıs özelinde taviz vermek tüm Doğu Akdeniz politikamızın altına dinamit koymak demektir. Bu yanlış vakit kaybetmeden düzeltilmeli, yayınlanan Navtex kaldırılmalı ve GKRY’nin sözde MEB alanlarının da dahil edildiği ve Kıbrıs Türkü’nün haklarını savunan yeni bir Navtex ilan edilmelidir. Uzun vadede ise sadece Navtex’in yeterli olmadığını bilmeliyiz! Daha aktif, atak politikalar izlememiz gereken Doğu Akdeniz’de bu tarz yanlış icraatler yapılması hem hak ve menfaatlerimizi zedelemekte hem de Kıbrıs’ta katledilen, soykırıma tabii tutulan Türklerin kemiklerini sızlatmaktadır.”

'BU NAVTEX'İ YAYINLATAN ARAŞTIRILMALIDIR'

“Navtex GKRY’nin sözde MEB’ini bire bir sınır almıştır. Bu büyük bir hatadır. Bu Navtex’in derhal düzeltilmesini ve GKRY'nin sözde MEB sınırlarını tanımadığımızı gösterecek şekilde tadilini istiyoruz. Bu Navtex’i böyle yayımlattıran kim ise onun da araştırılması gerekmektedir. Kendi elimizle Mavi Vatan politikası ve Doğu Akdeniz’deki varlığımız kadük ediliyor. Bu çok ama çok ciddi bir yanlıştır. Ya ihanetten kaynaklı kasıttır, değilse cehaletten kaynaklanan hatadır. Ama her ikisi de ne kadar kötü ellerde olduğumuzun göstergesidir.”

SEVİLLA HARİTASI NEDİR?

SevIlla Haritası, Yunanistan'ın talebi üzerine 2007'de İspanya'nın Sevilla Üniversitesi'nde Beşeri Denizcilik Coğrafyası alanında uzman Prof. Juan Luis Suarez de Vivero tarafından hazırlandı.

Üniversitenin adıyla anılan bu haritada Vivero, Doğu Akdeniz'deki sözde deniz yetki alanlarını gösteriyor. Vivero, haritada kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeyi (MEB) kapsayan deniz yetki alanlarını "ortay hat" hesabına göre çiziyor. Fakat Vivero, bölgede istisnasız tüm adalara aynı anakaralar gibi "tam etki" verilmesini öngörüyor.

Haritaya göre, Doğu Akdeniz'de Yunan kıta sahanlığı, Meis adasından Mısır'a doğru Doğu Akdeniz'in ortasına kadar iniyor. Kıbrıs adasına da aynı şekilde ortay hat hesabıyla tanınan deniz alanları da işin içine girince, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki yetki alanı yalnızca Antalya Körfezi açıklarında küçük bir alan olarak gösteriliyor.

Meis'e "tam etki" tanınması halinde Türkiye'nin güney kıyısına adeta bitişik bu ada kendi boyutunun 4 bin katı, yani yaklaşık 40 bin kilometrekare büyüklüğünde bir deniz yetki alanıyla Türkiye'nin oldukça uzun kıyı projeksiyonunu kesiyor.

Türkiye ise yüz ölçümü 10 kilometrekare olan, Anadolu'ya 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta bulunan bir adanın 40 bin kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı yaratmasının rasyonel ve uluslararası hukuka uygun bir tez olmadığını vurgulayarak bu iddiaları reddediyor.

VİVERO KABUL ETTİ AB KABUL ETMEDİ

Haritayı hazırlayan Prof. Vivero, daha sonra kaleme aldığı bir makalede, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ihtilafın çok eski olduğuna dikkat çekerek, “Ege (Adalar) Denizi'nde ortay hat hesaplaması Türkiye kıyılarına çok yakın olup komşu Yunanistan'a çok büyük bir deniz yetki alanı bırakmaktadır. Kıbrıs'ı da denkleme kattığımızda Türkiye'nin deniz yetki alanının çok küçük kaldığını, bunun da ekonomik ve jeopolitik sorunlar yaratacağını görürüz.” ifadeleriyle, haritanın sahadaki durumu yansıtmadığını kabul etti. Fakat Avrupa Birliği, her ne kadar bu haritanın resmi bir harita olmadığını söylese de; Tarım Ajansı'ndan Enerji Ajansı'na, Balıkçılık Ajansı'na kadar bu haritayı resmi yayınlarında kullanıyor.

Sonraki Haber