Amiral Cihat Yaycı: Bu neyin bahar havasıdır!

Amiral Cihat Yaycı, Yunanistan’ın Türkiye aleyhindeki faaliyetlerini aralıksız devam ettirdiğini kaydederek, iki ülke yönetimleri arasında estirilen sözde ‘bahar havası’nı eleştirdi.

Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in bugün Ankara’ya yapacağı ziyareti Aydınlık’a değerlendirdi. Atina yönetiminin Türkiye’nin egemenliğine her cephede meydan okuduğunu, Mavi Vatan karşıtı faaliyetlerine devam ettiğini, adaları Amerikan silahları ile donattığını, PKK ve FETÖ’ye kol kanat gerdiğini, Batı Trakyalı Türklere zulmettiğini… vurgulayan Yaycı, Türkiye’nin ise “pozitif gündem” adı altında taviz veren bir pozisyonda olduğunu söyledi. “Bu neyin bahar havasıdır?” diye soran Yaycı, “Taviz veren biziz, tavizi koparan Yunanistan.” ifadelerini kullandı. İşte Amiral Yaycı’nın dikkat çeken o uyarıları:

ATİNA’NIN TECAVÜZKÂR EYLEMLERİ ARTIYOR

“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Yunanistan Başbakanı’nın 7 Aralık 2023’te Atina’da imzaladığı bildirinin mürekkebi kurumadan Yunanistan Yönetimi saldırgan, tahrikkâr ve tecavüzkâr tavır ve eylemlerini artırarak devam etmeye başladılar.

Yunan Dışişleri Bakanı ‘Zürafa Adası bizimdir.’ dedi.

Yunanistan Milli Savunma Bakanı ‘Densiz’ Dendias, pervasızca Türkiye’ye yönelik provokatif ve meydan okuyucu söylemlerine devam etti.

Eski Yunan Dışişleri Bakanı, şimdinin Savunma Bakanı Dendias, 10 Aralık 2023’te, eğer Türkiye Yunanistan ile iyi geçinmek istiyorsa öncelikle;

TBMM’nin Yunanistan’ın Adalar Denizi’nde karasularını 6 milin üzerine çıkması durumuna karşı aldığı 1995 yılındaki kararını iptal etmesi,

Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Antlaşması’ndan vazgeçmesi,

Mavi Vatan Doktrini’ni yok sayması gerektiğini şımarıkça söylemiştir.

Dendias, 23 Şubat 2024'te ise To Vima gazetesine verdiği demeçte; ‘Adalar Denizi’nde 3 milin ötesindeki her şeyin Yunanistan'a ait olduğunu’ iddia etti.

Tabii burada Dendias’ın 3 talebinin 2’sinin (Mavi Vatan ve Libya Antlaşması) sorumlusunun ben olmam bana ister istemez milli bir gurur hissettiriyor.

16 Nisan 2024'te ise yine Dendias, ‘Yunanistan'ın çıkarları gerektirdiğinde karasularımızı 12 mile çıkaracağız.’ demişti.

Tüm bu açıklamalar Yunanistan’ın Mavi Vatan Haritası’nı ve Doktrini’ni ve Libya Antlaşması’nın yok sayılmasını sağlamayı en temel devlet politikası olarak belirlediğini birinci ağızdan bizlere gösteriyor.

Yunanistan’ın KKTC’nin de yok sayılmasını istediği de zaten bilinen bir gerçektir.

Dahası Yunanistan, 15-17 Nisan 2024 tarihlerinde Atina'da düzenlenen ‘Bizim Okyanusumuz-2024’ konferansında Adalar ve İyon denizlerinde iki deniz parkı ilan etme niyetini açıkladı.

Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıkları (EGAAYDAK) da kapsayan bu sözde milli parklardan birisi, deniz canlılarını ve doğayı koruma kılıfı altında Adalar Denizi’nde fiili olarak Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilanına giden bir adım olma niteliği taşıyor.

Yunanistan, Adalar Denizi’ne göz diktiği ‘Deniz Parkı Konferansı’nın açılış konuşmasını bakın kime yaptırdı?

​Yunanistan’ın, Adalar Denizi'ni bir ‘Yunan Gölü’ne dönüştürme amaçlı ‘Deniz Parkı’ ilan etme girişiminde bulunduğu konferansın açılış konuşmasını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Türkiye’nin resmi bir dini kurumunun başı olan Fener Rum Metropoliti Bartholomeos yaptı.

​Dışişleri Bakanlığımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerinin yanı sıra egemenliği de doğrudan hedef alındığı bu konferansa sert bir şekilde tepki gösterdi.

Peki, Türkiye'de büyük bir infial uyandıran bu konferansa Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı bir dini kurumun yetkilisi kimi temsilen ve hangi amaçla ve de kim tarafından verilen izinle bu konferansa katılmıştır?

Mavi Vatan’da egemenlik haklarımızın ihlal edilmeye çalışıldığı bu konferansta açılış konuşmasını yapan bu papaz hakkında kim soruşturma açacaktır?

Hala merakla beklemedeyiz…

TAVİZ VEREN BİZİZ KOPARAN YUNANİSTAN

Bu arada Mavi Vatan ve Gök Vatan Milli Eğitim Bakanlığının taslak eğitim müfredatına girdi.

Yunanistan buna da tepki gösterdi.

Adalar Denizi’nin Türkiye’ye yakın adalarına Türk vatandaşlarına kapıda vize sağlamayı (diğer adalar ve anakara hariç) Türkiye’ye bir lütuf gibi sunan Yunanistan’ın bu aşağılayıcı tavrını da sindirmek mümkün değil.

Hele hele Yunan vatandaşları ülkemize bırakınız vizeyi, pasaportu, günü geçmiş kimlik kartı ile girebilirken…

Yunanistan FETÖ ve PKK’ya ev sahipliği yapar ve bir tane dahi FETÖ’cü ve PKK’lı iade etmezken…

TSK’nın helikopterini alıp giden FETÖ’cülere kol kanat gererken...

Batı Trakya’da zulümlerine devam ederken ve Türkçe isimleri yasaklarken...

Ama Kariye Cami’nin tekrar ibadete açılmasını protesto ederek Türkiye’nin içişlerine karışmaya devam ederken…

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 1-2 Mayıs’ta egemenliği hiçbir zaman Yunanistan’a devredilmemiş Türk adalarına giderek, Yunan birliklerini denetleyerek Türkiye’ye meydan okurken…

Yunanistan ile iyi geçinmek uğruna Doğu Akdeniz’de Antalya Körfezi dışına çıkamazken, şimdi son gemiyi de Doğu Akdeniz’den çekerken...

Adalar Denizi’nde Yunanistan’ın iddia ettiği 10 millik hava sahasını 1931’den beri fiilen tanımazken ama şimdi iyi geçinmek uğruna uçak sokmazken…

Sadece Yunanistan’ın işine yarayacak şekilde 15 Haziran-15 Eylül arasında Adalar Denizi’nde en ufak eğitim dahi yapmayarak askeri varlık göstermez iken...

Avrupa Birliği’ni öne sürerek Türkiye hakkında olmadık hakaretlerde, yaptırımlarda ve tehditlerde bulunulmasını sağlarken…

Gayri Askeri Statü’deki adaları Amerikan silahları ve teçhizatı ile silahlandırmaya devam ederken...

Yunan Savunma Bakanı soykırımcı İsrail Yönetimi ile savunma işbirliğini daha geliştireceğiz derken…

Yunanistan, Azerbaycan karşıtı politikalarına artırarak devam eder ve Ermenistan ile Azerbaycan’a karşı savunma işbirlikleri yaparken…

Bu neyin bahar havasıdır?

Taviz veren biziz, tavizi koparan Yunanistan.

Umarım Kıbrıs için yeni ve daha kötü bir Annan Planı benzeri bir planı konuşmuyordur bizim yetkililer.

Dilerim günlük siyasi hesaplar ve kazançlar uğruna, gelecek nesillerin bir daha kazanamayacağı kayıplar verilmez!”

Sonraki Haber