Bu, salgının son kışı olabilir

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, yeni bir baskın varyantın ortaya çıkmaması halinde salgının 6-9 ay içinde sona ermesinin beklendiğini söyledi. Azap, hızlı aşılamanın önemini vurguladı.

Bioexpo Aşı Sempozyumu’nda Kovid-19 salgının seyri ve aşı tereddüdü masaya yatırıldı. Kovid-19 Pandemi Süreci ve Geleceği adlı oturumda Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi İstanbul Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Ankara Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, İstanbul Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı ve Klinik Araştırmalar Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yağız Üresin, Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş konuştu. Gazeteci Afşin Yurdakul’un yönettiği oturumda Prof. Dr. Alpay Azap, virüsün insana uyum sağlayabilmek için çok sayıda mutasyon geliştirdiğini söyledi. Azap sözlerine şöyle devam etti: “Çalışmalar, mutasyon evresinin yavaşladığını gösteriyor. Bilimsel olarak salgının sona ereceği tarihe ilişkin tahminler var. Ben iyimser olanlara yakınım. Aşılamanın yaygınlaşması, kullanıma girmek üzere olan ilaçlar ve hastalanarak kazanılmış olan bağışıklık yanıtı sayesinde panmedimin önümüzdeki 6-9 ay içinde biteceğini öngörebiliriz. Koşul virüsün daha fazla değişip daha güçlü baskın bir varyantın oluşmaması. Bunu durdurmak da elimizde bunun için virüsün yayılımını ne kadar azaltabilirsek varyantların oluşumuna o kadar engel olabiliriz. Üç önlem var kişisel önlemler, topluma yönelik önlemler ve aşılama.”

GÜÇLÜ KAMPANYALARA İHTİYAÇ VAR

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Türkiye’nin hızlı bir şekilde aşılamaya başladığını ancak virüsün yayılımını önleyecek düzeye ulaşamadığını söyledi. Yavuz, “Delta varyantına karşı aşılamada yüzde 80 başarı elde etmemiz gerekiyor. Hadi yüzde 10 hastalanarak bağışıklık kazandı diyelim, toplumun en az yüzde 70’i aşılanmalı. Türkiye’de geldiğimiz nokta yüzde 53. Aşı karşıtlığı ile ünlü Fransa yüzde 60’ı aştı. Türkiye’nin geçmiş aşı deneyimleri ile ölçülemeyecek kadar yavaş ileriliyor” dedi. Yavuz, aşı tereddüdü olan gruplarla ilgili güçlü kampanyalara ihtiyaç olduğunu söyledi.

KLİNİK ÇALIŞMALARA İLİŞKİN ALGI

Prof. Dr. Ali Yağız Üresin de, klinik çalışmalarla ilgili algının yanlış olduğunu bunun da aşı tereddüdüne neden olduğunu söyledi. Üresin, “Klinik çalışmalar yeterli ve ikna edici ise ruhsata giden yolda illa yayın gerekmez. Aşılarla ilgili gereken ikna edici sonuçlar alındı. Buna rağmen çalışma farklı şekillerde devam edebilir, yeni sonuçlar eklenebilir. Bu işleyiş anlaşılmadığı için bazı hekimler de anlamadığı ve topluma yanlış anlattığı için sorun yaşanıyor” dedi.

‘BİLGİ DUYGU İLE KÖPRÜLENMELİ’

Prof. Dr. Acar Baltaş ise, tek başına bilgi ile kararsızlığın ortadan kalkamayacağına dikkat çekti. Aşı olmayan grupları dini referansı güçlü olanlar, batıl inancı olanlar ve bir haksızlığa uğradığı, toplumdan alacağı olduğuna inananlar olarak sıralayan Baltaş şöyle konuştu: “Bilgi davranışı değiştirmez, bunun için duyguyla köprülenmesi gerekir. ‘Sigara sağlığa zararlı içme’ diyerek sigaradan vazgeçiremezsiniz. İnsanlar sigarayı kendi sağlığından çok eşleri ve çocukları için bırakırlar. Zorlamanın faydalı olacağına inanmıyorum. Zorladıkça daha kararlı hale geliyor. Aşı olmayanların yaşadıklarına ilişkin tanıklıklar artıkça aşı olan sayısı biraz daha yükselecektir.”

FAVİPİRAVİRLE İLGİLİ İKİ ÇALIŞMA BEKLENİYOR

Sağlık Bakanlığının Kovid-19 tedavi rehberinde yer alan favipiravir ilacı için Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz şunları söyledi: “Bu ilacın bu kadar geniş kullanılması için elimizde yeterli veri yok. Bu konudaki klinik araştırmalar yetersiz. İki çalışmanın sonucunu bekliyoruz. Yılın sonunda sonucu gördükten sonra bir yargıya varacağız. Şimdilik etkili değil gibi görünüyor.”

Sonraki Haber