Bülent Arınç: Süreci MHP yönetmeli

Bülent Arınç, TÜSİAD Başkanı’nın da katıldığı etkinlikte, yeni açılım sürecinin, kendisinin de dahil olduğu destekçilerden kurulan bir ekiple, MHP’nin yönetiminde ilerlemesini önerdi. ‘Anadilde eğitim, anayasal vatandaşlık ne oldu?’ diye sordu

Eski Meclis Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) kurucularından ve hala mensuplarından olan Bülent Arınç, 11 Ocak Cumartesi günü bir düşünce kuruluşunun İstanbul’da düzenlediği “Ayrışmadan Uzlaşmaya: Demokrasiyi Yaşatmak ve Güçlendirmek” başlıklı sempozyuma katıldı. Bülent Arınç’ın, “Çağrı yapılsın, silah bırakılsın. Bu, işin yüzde 10’u. Kalan yüzde 90’ı ne olacak? Anadilde eğitim istiyorlardı, vatandaşlık için anayasal tanım istiyorlardı.” cümleleri dikkat çekti. Arınç’ın sözleri “Kandil adına yapılmış bir konuşma” olarak yorumlandı.

AÇILIM DESTEKÇİLERİ BİR ARADA

Sempozyumda Mümtazer Türköne, Ertuğrul Günay, Oya Baydar, Mehmet Altan, Nagehan Alçı, Murat Sabuncu, İrfan Aktan, Candan Yıldız, Figen Çalıkuşu, Taha Akyol, Oral Çalışlar, Gülseren Onanç ve Roj Girasun gibi isimler yer aldı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın da sempozyumda oturum yöneticiliği yapması göze çarptı. Birinci açılım döneminde Milli İstihbarat Teşkilatı adına sürecin direktörlerinden olduğu öne sürülen eski Müsteşar Muhammed Dervişoğlu ve DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ile İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz da sempozyuma katıldı. Toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan ve “ikinci açılım”, “yeni açılım”, “tarihi kardeşlik projesi”, “terörsüz Türkiye projesi” gibi nitelemelerle anılan yeni süreçle ilgili görüşler öne çıktı. Bülent Arınç’ın ifade ve önerileri gündem oldu.

‘SİLAH BIRAKMA YÜZDE 10’U’

Bülent Arınç, yeni sürecin bütün adımlarının MHP tarafından yürütülmesini önerdi. “DEM Parti'nin inisiyatifinde bir gidiş kesinlikle eksik olur. Bu süreç bizzat MHP tarafından yönetilmeli.” dedi. Medyascope, Gazete Duvar ve T24’ün aktarımına göre kapanışta hitap eden Arınç, şunları söyledi:

“Kart kurttan bahsederek herkesin Türk olduğunu düşünen, hatta dünya Türk olsun diye dernekler teşkilatı bile kuran bir anlayış nasıl olur da bunu söyler? Şaşırdım. İkinci olarak da sevindim. Tabii DEM'liler geliyorlar, partilerle görüşüyorlar. Ne olacak diye bakıyoruz, süreci okumaya çalışıyorum. ‘Bir şekilde çıksın, örgütün silah bıraktığını açıklasın ve örgüt silah bıraksın.’ Bu işin belki yüzde 10’u. Yüzde 90 ne olacak? Çünkü süreç içerisinde karşımıza çıkanlar anadilinde resmi eğitim istiyorlardı, vatandaşlık için anayasal tanım istiyorlardı.”

‘İÇİMİZDEN EKİPLER OLABİLİR’

Arınç şöyle devam etti:

“Amerika'nın direkt kontrolünde olan gruplar buna ne der? İçeride benim bildiğim terörist kalmamış, ben Soylu'nun yalancısıyım. Demek hedef onlar değil, hedef dışarıda. Bunları ne kadar etkileyecek, hep deneme yanılmalarla gidiyoruz. Ümit ediyorum, kesinlikle hafife almıyorum ama tecrübeme dayanarak söylüyorum DEM Parti'nin inisiyatifinde bir gidiş kesinlikle eksik olur. Düşünebiliyor musunuz içlerinde bir belediye başkanı var ama 3 defa görevden alınmış, yerine kayyım atanmış. Meclis Başkanvekili var, cezaevine girdi, çıktı. Ama DEM Parti bu heyetle bir partinin karşısına gittiği zaman... Topal ördek gibi afedersiniz. Yahu sen gelmişsin, cezaevine gireceksin, neyi temsil ediyorsun? Siyaseti hakkıyla temsil eden, içimizden başka bir ekip de olabilir diye düşünebilirler.”

‘BİZZAT MHP YÖNETSİN’

AK Parti’nin ilk 10 senesini “altın dönem” olarak niteleyen ve sonraki dönemleri eleştiren Arınç sözlerine şunları da ekledi:

“Benim teklifim bu sürecin bizzat MHP tarafından yönetilmesidir. MHP bu konuda çok yetenekli ve deneyimli değil biliyoruz ama isterlerse bu süreci başarıyla yönetecek iyi insanlardan bir ekip bulmaları lazım. Çünkü MHP'nin akreditasyonu var. Gittikleri partilerde yapılacak konuşmalarda bir güven tertip edebilirler. Şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanı bu işin içinde olmayı istemez. Ama en son parti ziyaretinde genel başkan vekilinin de içinde bulunduğu bir heyet bunları karşıladığına göre bunun belki sonuç kısmında mutlaka olurunun alınmasına ihtiyaç olacaktır.”

TÜSİAD ve DEM de konuştu

Toplantıda TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar da konuştu. Turan, “Demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmadan güven veren bir ekonominin inşası mümkün değildir. Sivil toplum güçlendikçe demokrasi güçlenir, demokrasi güçlendikçe sivil toplum güçlenir. Hukuk devleti, insan haklarını koruyan ve güçlendiren, en önemlisi de kendisi de koyduğu kurallara uyan bir devlet olmalıdır. İnsan onuru ve hakları konusunda daha büyük uzlaşmalar göreceğinize inanıyoruz.” dedi.

Sancar da “Süreç iyi niyetle değil, mecburiyetlerle başladı. Bu acıların dinmesini sağlayacak ortak dili oluşturmak kolay değil. Çoğulcu bir tartışmayı sağlamak ve şeffaf olmak önemli. Kürt sorununun çözümü için bir reçete yok. Önümüze uzun bir yol açılıyor.” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber