Alzheimer riskini 14 önlemle yarıya indirin

Nüfusumuz yaşlanıyor, Alzheimer çok hızlı artıyor. Henüz genetik çözüm yok ama tıp geliştikçe mümkün. Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede, '14 faktör ile risk, yüzde 45 oranında azaltılıyor. Bu çok çok önemli. Eğer Alzheimer olacaksak bile ya geç olacağız veya belki ömrümüz boyunca olmayacağız.' dedi

Nüfusumuz yaşlanıyor, Alzheimer çok hızlı artıyor. Bu durum karşısında, genç yaşlardan itibaren yapabileceklerimiz var. Kendi riskimizi azaltarak Alzheimer'le başa çıkmamız mümkün.

Lancet Demans Önleme Komisyonu dört yılda bir demansta hangi faktörlerin etkili olduğunu, önlemek için neler yapılabileceğini saptayıp, gelişmelere göre demans Risk Faktörleri listesi yayınlayan bir kurul. Bu yıl tekrar bir güncelleme yapıldı. Türkiye Alzheimer Derneği tarafından duyurulan çalışmada, demansı tetikleyen etkenlere bu yıl, yüksek LDL kolestrolü ve görme kaybı da eklendi. 14 etkenin ve demansı hangi oranda etkilediğinin vurgulandığı çalışmayı yan sütunlarımızda bulacaksınız.

Demans (Bunama), unutkanlığın ön planda olduğu birçok hastalığa verilen genel bir isim. En sık gözlenen türü ise Alzheimer.

Alzheimerin önlenebileceğini çok konuşuluyor ancak çoğumuz buna pek inanmıyor ya da uzun vadede alınabilecek bir sonuç için erken yaşlarda kendimizi yormuyoruz. Öte yandan kamu kurumlarının da başta sağlık ve eğitim olmak üzere pek çok alanda halka sağlayacakları koşullar önemli. Bu nedenle hem bireylere hem kamu yönetimine örnek olabilecek bir ‘Halk Sağlığı’ çalışması olan Framingham çalışmasını gündeme getiriyoruz.

1948’DE BAŞLATTILAR

Demansın yüksek görüldüğü Massachusetts’in Framingham kentinde 1948 yılında başlatılan bir halk sağlığı çalışmasıyla hastalığın, 45 yılda yüzde 44 azaldığı saptandı. Bilim çevrelerinin pek de yabancısı olmadığı çalışmayı Türkiye Alzheimer Derneği Marmara Şube Başkanı Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede, anlattı:

Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede

ALZHEİMER'İN YÜKSEK OLDUĞU BİR TOPLULUKTU

- Alzheimer'ın yüksek olduğu bir toplulukta azaltmayı başarmak çok önemli değil mi?

Framingham Heart Study, bir kalp çalışması. İlk olarak 1948'de Massachusetts eyaletine bağlı Framingham kentinde yaşayan 5 bin 209 yetişkin denekle başlatılmış. Daha sonra izlenen kişilerin çocuklarıyla sürdürülmüş. Bugün üçüncü kuşakla devam eden bir çalışma.

Öncelikle baktıkları aslında damarsal, kalbe yönelik risk faktörleri. Bununla birlikte demansa da bakmışlar.
2016'da yayınlanan çalışmanın bize gösterdiği şey şu: demans 1970'lere göre yüzde 44 oranında azalmış görünüyor. Bunun ‘tam sebebi şudur’ denemedi ama öngörülen faktörler, özellikle vasküler risk faktörlerinde azalma, obezite, diyabet, kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezlikleri, inme diyebiliriz.

Onun dışında alt grup olarak da özellikle lise mezunu ve üzeri eğitimi olan grupta demans riskinin daha çok azaldığı bildirildi.

Bu çalışmada belirtilen demans sadece Alzheimer değil, vasküler demans dediğimiz damarsal bozukluğa bağlı bunama ve Alzheimer. Bunların ikisi en sık bunama sebepleri.

- Bu tür başka çalışmalar da yapılıyor mu günümüzde?

-Bir sürü çalışma var ama bu gerçekten 1948'de başlamış olduğu ve devam ettiği için çok değerli bir çalışma. Halk Sağlığı ekipleri yürütüyor.

BEYİNDE PATOLOJİ SAPTANSA DA SEMPTOM GÖSTERMİYORLAR

- Yoksulluk her işin başı gibi görünüyor. Eğitim de beslenmenin sağlıklı bir şekilde yapılması da biraz ona bağlı.

-Ama şu da var bu gerçekten bir bilinç meselesi. 14 risk faktörüne karşı maddi olarak önlem alabilecek kişilerin de bir kısmı bilmiyor maalesef. O yüzden bu faktörleri ne kadar çok konuşursak o kadar iyi. 14 faktörün 14'ünü birden düzenleyemeyebilir ama yapabileceklerini yapar. Bunun yüzde 50'sini bile yapsa demans riskini yüzde 20 azaltabilir.

14 faktör ile risk, yüzde 45 oranında azaltılıyor. Bu çok çok önemli. Eğer Alzheimer olacaksak bile ya geç olacağız veya belki ömrümüz boyunca olmayacağız. Beyninde patoloji saptanan ama hiçbir şekilde hastalığın semptomunu göstermemiş kişilerden biri olacağız.

- Genlere müdahale konusunda hangi aşamadayız?

Şu aşamada direkt bir genetik tedavimiz yok. Ama bilim bu yönde hızlı gelişiyor, yakında böyle bir şey de duyabileceğiz.

Alzheimer genetiğin rol oynadığı bir hastalık ama toplamda genler aslında yüzde 1 gibi bir etki oluşturuyor. Özellikle de 65 yaştan önce başlayan Alzheimer hastalığında daha baskın, bunların yüzde 10 kadarını oluşturuyor.

DEMANS ÖNLEMEDE 14 FAKTÖR

- Lancet Demans Önleme Komisyonu’nun 2024 bildirisinde neler var?

-Lancet Demans Önleme Komisyonu, dört yılda bir yayınladığı Demans Risk Faktörleri listesinde bu yıl tekrar bir güncelleme yaptı. 14 faktörün içinde yine eğitim var. Onun dışında diyabet, hipertansiyon, kolesterol, sigara, alkol gibi vasküler risk faktörleri var. Kafa travmasını önlemek var. Kafamızı ne kadar korursak ve az travma alırsak, demans riskimizi o kadar düşürüyoruz.

Orta yaşta obeziteyi azaltmamız gerekiyor. Orta yaşta obezite de vücutta yangıyı arttıran bir risk faktörü. Hava kirliliği çok önemli bir risk faktörü; bizim gözle görmediğimiz çok küçük boyutta moleküller, mikrobik olmayan bir yangı tetikliyorlar vücudumuzda.

‘BEYNE SÜREKLİ BİLGİ AKIŞININ SAĞLANMASI GEREKİYOR’

Tedavi edilmeyen depresyon, uzun vadede demans riskini arttırıyor.

Görme ve duyma kaybının mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Beyne sürekli bilgi akışının sağlanması gerekiyor. Duyma daha önceden de listede vardı, görmeyi özellikle bu yıl ekledi Lancet Demans Komisyonu.

Yine son dönemde söylenen önemli bir faktör, sosyal ilişkileri güçlendirmek. Sosyal açıdan izole olan kişilerde demans riski, neredeyse sigara içiyor kadar artıyor. Arkadaşlık veya akraba ilişkileri önemli.

Egzersiz çok önem taşıyor. Haftada 150 dakika egzersiz yapmak gerekiyor. Tempolu yürüyüş olabilir, direnç egzersizleri olabilir, ne yapabiliyorsak. Normal yürüyüşün dışında, biraz daha egzersiz formatında hareket öneriliyor. Günlük minimum 20 dakika yürüyüş gerekiyor.

İLK KEZ YÜZDE 10’U AŞTI

- Alzheimer bizde çok hızlı, Batıda artık yavaşladı diye bir saptama yapılıyor. Durum nedir?

-Bizim yaşlı nüfusumuz ve yaşam beklentimiz giderek artıyor, mesela geçen yıl Türkiye genelinde ilk kez 65 yaş üstü popülasyon oranı yüzde 10,2'ye çıktı. 2007'de yüzde 7'lerdeydi, daha önce yüzde 4'lerdeydi. Yaşam beklentisinin artmasıyla ve yaşlı popülasyonun artmasıyla birlikte Alzheimer ve demans riskinde de çok önemli artışlar oldu.

Çünkü Alzheimer'ın en önemli risk faktörü yaştır. 65 yaşında 10 kişiden birinde Alzheimer varken giderek 94 yaşına gelindiğinde bu oran yüzde 40'lara çıkar. O nedenle ne kadar uzun yaşarsak Alzheimer riskimizin o kadar arttığını söyleyebiliriz.

Diğer ülkelerle karşılaştırma konusunda şunu söyleyebilirim: Alzheimer'la ilgili çok fazla risk faktörü var. O faktörleri düzenlediğimizde demans riskimizi de azaltıyoruz. Ülkenin gelişmişliğiyle bunun doğru bir orantısı var.

DÜŞÜK GELİR SEVİYESİ DEMANSI ARTIRIYOR

- Toplum zenginleştikçe beslenmeye ve sağlık koşullarına daha rahat ulaşıyor. Batı’da düşmesinde bunun da etkisi var mı?

-Evet, bunu diyebiliriz kesinlikle. Zaten düşük gelir seviyesi maalesef demansı artıran risk faktörü. Bu gelişmekte olan ülkeler ve gelişmiş ülkeler arasındaki önemli bir fark.

EĞİTİM BEYNİN ALZHEİMER İLE BAŞA ÇIKMA YETENEĞİNİ ARTTIRIYOR

l Ülke geliştikçe önlemler mi gelişiyor yoksa o ülkelerdeki yaşlanma hızı azaldığı için mi azalmaya başladı?
-Çok önemli bir faktör yüksek eğitim. İyi gelişmiş ülkelerde eğitimin de çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Framingham çalışmasında özellikle demans riski azalan grup lise mezunu grup.

HER EKLENEN EĞİTİM YILI RİSKİ BİRAZ DAHA AZALTIYOR

- Eğitimin etkisi saha araştırmasıyla saptanan bir şey mi?

-Pek çok çalışma var eğitim konusunda. Framingham çalışmasında da özellikle demans'ın azaldığı grubun lise mezunu grubu olduğu gösterildi. Başka prevalans insidans (yaygınlık, görülme sıklığı) çalışmaları da var.

Burada söylenen şey şu: eğitim süresi ne kadar artarsa demans riskiniz o kadar düşüyor. Her eklenen eğitim yılı için demans gelişme riski azalıyor. Aslında bu kişilerin beyinlerine baktıklarında, patoloji olarak bir fark görmüyorlar. Yüksek eğitim alan hastaların beyinleri incelendiğinde onlarda da Alzheimer patolojisi görünüyor ama klinik olarak biz bunu saptamıyoruz.

Çünkü beynin Alzheimer patolojisi ile başa çıkma yeteneği artıyor. O yüzden bilişsel performansları, ömürleri süresince demans oluşturacak seviyeye düşmüyor.

ÖMÜR BOYU EĞİTİM BEYNİN DAHA İYİ ORGANİZE OLMASINI SAĞLIYOR

Eğitimle ilgili de şöyle bir algı var: Biz eğitimimizi yaptık, üniversitemizi, lisemizi bitirdik, artık bizim için o bölüm kapandı. Bu yanlış. Demansı azaltan önemli bir faktör aslında ömür boyu eğitim. Yetişkinler için düzenlenen eğitim sınıflarına katılan kişilerde demans oranı diğerlerine göre 5 yılda çok ciddi azalma göstermiş.

Yani beynimizin sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye çalışması çok önemli, bu yeni bir dil olabilir, yeni bir enstrüman olabilir. Sürekli eğitim, beynin daha iyi organize olmasını, demansa karşı korunmasını sağlıyor.

Sonraki Haber