‘Buruk ama gururluyum’

Aydınlık, olimpiyatlarda tarih yazan sporcularımızla söyleşi yapmaya devam ediyor. Sıradaki konuğumuz tekvandoda madalya kazanan Hatice Kübra İlgün.

Milli tekvandocu Hatice Kübra İlgün 2020 Tokyo Olimpiyatları’ndan madalya ile dönen isimlerden oldu. İranlı Alizadeh ile mücadelesinde galip gelerek bronz madalya almaya hak kazanan sporcumuz gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. İlgün buruk bir sevinç yaşadığını ifade ederken, “Buruğum biraz çünkü olimpiyatlarda altın madalyayı kazanmak istiyordum ve buna çok yakın sporculardan biri de bendim ama maalesef her şey istediğimiz gibi gitmiyor. Başarısızlıklar, sakatlıklar, aksilikler demeyeceğim veya herhangi bir bahane üretmeyeceğim. Suçu kimseye atamam, suç tamamen benim. Bronz madalya kazandım ve daha önce 5 kere mağlup ettiğim bir rakibe elendim. Tabii­ o da olimpiyat şampiyonu oldu ama dediğim gibi hedefim olimpiyat şampiyonu olmaktı” ifadelerini kullandı.

'HEP BERABER AĞLADIK'

“Olimpiyatlara gitmeden önce Türk bayrağı ile tur atmayı hayal ediyordum” diyen İlgün, şunları kaydetti: “Çok şükür nasip oldu. Türk bayrağı ile tur attım, tüm Türk halkını benimle beraber ağlattım. Tur atarken gerçekten çok duygulandım, gözyaşlarımı tutamadım. Bunu sebebi de sanırım o an duygu karmaşası yaşadım. Mutluyum, gururluyum ülkeme böyle bir başarı kazandırdığım için. 2024 için şimdiden çalışmaya başladım. Orada gerçekten altın madalyayı kazanmayı çok istiyorum.”

'BU SPOR SADECE ERKEKLER İÇİN DEĞİL'

“Dövüş sporlarının biraz daha erkeklere yönelik olduğu söyleniyor, maalesef etrafımızda öyle biliniyor. Ben kadın tekvandocuyum ve ülkeme olimpiyat madalyası kazandırdım. Neden bunu başka biri yapamasın. Ya da sadece başarı için değil spor amaçlı, kendi sağlığını ve bedenini korumak, kötü alışkanlıklardan uzak durmak için bile spor yapabiliriz. Biz onların iyi bir örnekleri olduğumuzu düşünüyoruz. Başarısız olsalar bile her zaman inatla, azimle devam etsinler.”

‘KIZIMLA GURUR DUYUYORUM’

Başarılı sporcumuzun annesiyle de konuştuk. Selvi İlgün yaptığı açıklamada çok gururlu olduğunu söylerken ülkemizde oluşan yangın ve sel facialarının ardından gelen madalyaların bir nebze yüzümüzü güldürdüğünü belirtti. Anne İlgün yaptığı açıklamada, “Çok sevinçliydik gerçekten. Madalya kazanacağına zaten inanıyorduk. Çünkü o azmini istediğini, kazanma hırsını biliyorduk. Altın madalya bekliyorduk. Nasipte bu varmış. Ülkemizi bu kötü günlerde bir nebze de olsa mutlu etmeyi başardılar. Çünkü o dönemde orman yangınları, sel gibi malesef kötü olaylar yaşandı ülkemizde. Zaten koronavirüs nedeniyle maçlar seyircisiz oldu, kızımı izlemeye gidemedik. Televizyon karşısında onunlar gurur duyduk. Umarım 2024'te altın madalya da gelir” ifadelerini kullandı.

‘AYLARCA GÖREMİYORUM’

Olimpiyatlar için yoğun tempoda çalıştığı ve bu yüzden kızıyla çok fazla görüşemediğini aktaran Selvi İlgün, “Fazla görüşemiyorduk, sürekli antrenmanda, evde olmuyordu. Bursa'da antrenman yaptığı zamanlar sabah gidip akşam geliyor en fazla 1-2 saat görüyordum yüzünü. Bursa'da olmadığı zamanlar aylarca göremiyorum kendisini. Tabii bir de olimpiyatlar olunca antrenmanlar daha uzun sürdü. Görüşemiyorduk ama bu fedakarlığının neticesini almayı başardı” açıklamasını yaptı.

‘BÖYLE BİR SPORCU YETİŞTİRDİĞİM İÇİN GURURLUYUM’

Hatice Kübra'nın antrenörü Fikret Temoçin de Aydınlık'a yaptığı açıklamada emeklerinin karşılığını aldıklarını söylerken şunları kaydetti: “Çok mutluyum ve gururluyum böyle bir sporcu yetiştirdiğim için. Emeklerimizin karşılığını almak, sporun zirvesinden madalya ile dönmek... Hislerimi tarif edemiyorum inanın. Olimpiyatlar en büyük organizasyon. Stresi, heyecanı çok başka. Eksiklerimizi hatalarımızı görerek iyi analizler yaparak daha sıkı bir şekilde 2024’e hazırlanıp oradan altın madalyayla dönebiliriz.”

'YENSEN DE YENİLSEN DE BENİM SPORCUMSUN'

“Hatice Kübra'yı olimpiyatlara mental ve psikolojik olarak nasıl hazırlıyorsunuz?“ sorumuza Fikret Temoçin şu cevabı verdi: “Her zaman şuna inanıyorum. Bir sporcu gerçekten çalışmış, emek vermiş ise başarı kaçınılmaz oluyor. Bazen de nasip meselesi. Maçtan önce her zaman şunu söylüyorum, biz çalıştık çabaladık oraya çıktığında kendin gibi dövüş kendin ol seni yenecek kimse yok diyorum. Her ne olursa olsun yensen de yenilsen de benim sporcumsun diyerek onu motive ediyorum.”

Son olarak takvandonun altyapısından bahseden Temoçin, “Tekvando futboldan sonra en fazla lisanslı sporcu bulunduran branş. Çok sevilen ilgi gören bir branş ama bir futbol kadar tabii ki ilgi alaka göremiyoruz. Alt yapıdan gelen çok iyi çocuklar var. Hatice’yi, başarılı sporcuları örnek alarak daha çok çalışan emek veren gelecek vadeden sporcular yetişiyor” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber