Büyümenin sacayağı sanayi, yatırım, ihracat

Yılın ilk çeyreğinde sağlanan yüzde 7'lik büyümeye ihracat pozitif katkı verdi.

Sanayi ve yatırım harcamalarındaki çift haneli artışlar da dikkate alındığında ilk üç aydaki büyümenin sacayağı sanayi, ihracat ve yatırım oldu. İşgücü ödemelerinin payındaki azalış ise istihdam bacağının eksik kaldığını gösterdi.

Türkiye ekonomisi bu yılın ilk üç ayında geçen yıla göre yüzde 7 oranında büyüdü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi ise, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.7 arttı. Geçen yılın ilk çeyreğindeki yıllık büyüme oranı yüzde 4.5 olmuştu. Geçen yılın ikinci çeyreğine denk gelen salgın etkili kapanma yüzünden ekonomi yüzde 10.3 küçülmüştü. O tarihten sonra Türkiye son üç çeyrektir yüksek büyüme oranları yakaladı. Bu yılın ilk üç ayında 1 trilyon 386 milyar liralık bir ekonomik büyüklük oluştu. Büyümenin dinamiklerine baktığımızda Türkiye'nin ekonomik reform paketinde çizdiği üretim, yatırım, istihdam ve ihracat odaklı büyüme politikasının üçünün gerçekleştiği görülüyor. Buna göre yılın ilk üç ayında sanayi üretimi yüzde 11.7 oranında, yatırım harcamaları yüzde 11.4 oranında arttı. İhracat yüzde 3.3 artarken, ithalat yüzde 1.1 azaldı. Böylece ihracatın büyümeye net katkısı oldu. Ancak istihdam kısmına baktığımızda işgücü ödemelerinde yüzde 16 artış olsa da milli gelir içerisinde işgücü ödemelerinin payının geçen yıla kıyasla 3.5 yüzde puan azalarak yüzde 35.5'e geriledi.

TARIMDAKİ BÜYÜME DİKKAT ÇEKTİ

Milli gelirin (gayri safi yurt içi hasıla / GSYH) üretim tarafını ifade eden ekonomik faaliyetlere baktığımızda; bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 18.1, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 14.4, tarım yüzde 7.5, hizmetler yüzde 5.9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 5.3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3.7, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 2.9, inşaat yüzde 2.8 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.4 arttı. Finans ve sigorta tarafındaki düşük büyüme kredi genişlemesinin ilk çeyrekten ciddi oranda düştüğünü gösteriyor. Yine inşaat ve gayrimenkul faaliyetlerindeki artışların düşük kalması da borçlanma ve inşaata dayalı bir üç ay yerine üretim ve ihracata dayalı bir tablonun karşımıza çıktığını gösterdi. Türkiye ekonomisi için belki de sürdürülmesi zor ancak ideal bir çeyreklik dönem var karşımızda. Tarımdaki büyümenin de azımsanmayacak düzeyde olduğunu not edelim. Tarımsal büyüme geçen yıl yüzde 1.8 düzeyindeydi. Bir önceki yıl ise yüzde 3.9'du. Yine bilgi ve iletişim faaliyetlerindeki hızlı artış dikkat çekse de zaten son son 5 çeyrektir böyle yüksek oranları görüyoruz. Önceki iki çeyrekteki yıllık artışlar sırasıyla yüzde 15.7 ve yüzde 15.1 olmuştu.

YATIRIMLAR ALTI ÇEYREKTİR ARTIYOR

Zincirlenmiş hacim endeksi ile milli gelir büyüklüğü ilk çeyrekte 434 milyar 359 milyon TL olarak hesaplandı. Burada sanayinin büyüklüğü 95 milyar 255 milyon TL. Geçen yıl ile kıyasladığımızda milli gelir artışının tek başına yüzde 35'lik kısmı sanayiden gelmiş. Büyümenin üretim tarafındaki en güçlü katkı sanayiden gelirken harcamalar tarafına baktığımızda hanehalklarının tüketim harcamaları yıllık yüzde 7.4 arttı. Devletin nihai tüketim harcamalarındaki artış yüzde 1.3'te kaldı. Gayrisafi sabit sermaye oluşumu yani yatırım harcamaları da yüzde 11.4 oranında arttı. Yatırımların detaylarına baktığımızda inşaat tarafındaki artışın yüzde 17.1 olduğu görülüyor. Elbette bu artışta baz etkisi var çünkü geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 6'lık bir azalış söz konusuydu. Makine teçhizat yatırımlarındaki artış ise yüzde 64.4 olarak hesaplandı. Geçen yıl da yüzde 26.3'lük artış olduğu için burada bir baz etkisinden söz edemeyiz. Elbette bu artışlar cari fiyatlara göre. Zincirlenmiş hacim endeksine göre baktığımızda inşaat yatırımlarından yüzde 4.7'lik bir küçülme var. Geçen yıl da yüzde 9.9'luk küçülme olmuştu. Makine teçzihat tarafında ise milli gelirin hesaplandığı zincirlenmiş hacim endeksine göre artış yüzde 30.5 düzeyinde. Geçen yılki artış yüzde 14.8'di. Tabloya baktığımızda yıllık düzeyde makine teçhizat yatırımlarının son altı çeyrektir kesintisiz arttığını görüyoruz.

DOLAR BAZINDA YÜZDE 6.5 BÜYÜME

Yatırım harcamaları geçen yıla kıyasla cari fiyatlarla 70.4 milyar TL artarak 179.8 milyar TL'ye çıktı. Cari fiyatlarla milli gelir artışı ise 347 milyar 886 milyon TL. Buna göre tek başına makine teçhizat yatırımlarının milli gelir artışı içindeki payı yüzde 20.2 düzeyinde. Hanehalkı harcamalarının payı yüzde 49.4 olurken, net ihracatın payı ise yüzde 0.99 oldu. Türkiye'nin ithalatı ihracatından fazla olduğu için genelde net dış ticaret büyümeye negatif etki eder. Ancak artış tutarları ilk çeyrekte ihracatta bir miktar fazla olduğu için buradan da katkı gelmiş durumda. Türkiye'nin milli geliri mart ayındaki sert kur hareketine rağmen ocak ve şubattaki nistepen sakin seyirden kaynaklı olarak dolar bazında da yüzde 6.5'lik büyüme kaydetti. İlk çeyrekteki ortalama dolar kuru 7.37 TL oldu. Bu anlamda ilk üç ayda yapılan yatırım harcamalarının dolar bazında tutarı 9.55 milyar dolar.

'HEDEFİMİZ ÜRETEREK BÜYÜMEK'

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bu yılın ilk çeyreğindeki yüzde 7'lik büyümenin yüzde 56'sının net dış talep ve yatırımlardan geldiğini belirterek, "Bu, dengeli ve sağlıklı büyümenin göstergesi" ifadesini kullandı. Bakan Elvan, "İstihdam oluşturan, gelir dağılımını iyileştiren ve istikrara odaklanan politikaları kararlılıkla uygulayacağız. Büyümenin finansman kalitesi önceliğimiz" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yüzde 12.2 büyüyen imalat sanayisinin, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'daki (GSYH) artışa yine en çok katkı sağlayan sektör olduğuna dikkati çekerek, "Hedefimiz üreterek sağlıklı büyümek" diye konuştu. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Sevindirici bir gelişme. İhracatımız, büyümenin lokomotifi olmaya devam ediyor” derken, TİM Başkanı İsmail Gülle de, “Art arda kırdığımız rekorlarla ihracatta gösterdiğimiz güçlü performansın ülkemizin büyümesine katkı sağlamasından ayrıca gururluyuz” mesajı yayımladı.

TOBB'UN TALEPLERİ VAR

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise büyüme verilerini değerlendirdiği açıklamasında, şu mesajları verdi: “Güçlü büyümeyi sürdürebilmek için, kredi faizlerinde ve enflasyonda düşüş, döviz kurlarında istikrar sağlanması gerektiğini ve geçmişte yaptığımız gibi yine bunun başarılabileceğini de düşünüyoruz. Bu konuda hükümetimizin de, iş dünyasını, üretimi, yatırımı ve istihdam piyasasını destekleyici politikaları devam ettireceğine inanıyoruz. Öte yandan başta hizmetler kesimi olmak üzere, salgından en fazla olumsuz etkilenen ve büyümeden yeteri kadar pay alamayan sektörlerimiz için destek adımlarının sürdürülmesini istiyoruz. Kapalı kalan işletmelerin borç ödemelerinin ertelenmesini, yeme-içme sektörümüzün uygun tedbirlerle açılabilmesini bekliyoruz. Salgından etkilenen ekonomik faaliyetlere destek amacıyla başlatılan ve süresi 31 Mayıs'ta dolacak olan stopaj ve KDV indirimlerinin pandemi süreci boyunca devamında fayda görüyoruz.” DEİK Başkanı Nail Olpak ise, “En yüksek büyüme performansı dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla bilgi ve iletişim sektöründe gözlemleniyor. Bu da salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini azaltmakla beraber gelecekte hazırlanmamız gereken dijital dönüşüm için de fırsatları iyi değerlendirdiğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber