Büyümeyi ihracat ve kamu yatırımı sırtladı

Yılın üçüncü çeyreğinde makine teçhizat yatırımlarındaki artış ve net ihracatın büyümeye katkısı yüksek oldu. Aynı dönemde kamu harcamalarının da hızlı arttığı görüldü. İnşaat yatırımları ise azaldı

Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7.4 büyüdü. Böylece ekonomi son beş çeyreklik dönemde yıllık bazda üst üste büyüme elde etti. Çeyrekten çeyreğe baktığımızda ise milli gelirdeki büyüme yüzde 2.7 oldu. Dolar bazında ise çeyrekten çeyreğe büyüme yüzde 14.7 olarak hesaplandı. Üçüncü çeyrekte dolar bazında oluşan gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüklüğü 225 milyar 497 milyon dolar oldu. TL bazındaki gelir ise 1 trilyon 915 milyar lira olarak hesaplandı. Temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte ortalama kurun 8.49 TL alındığı görüldü. Dün yüksek büyüme oranına rağmen dolar kurunun 13 TL'yi aştığı görüldü. Dünkü güncel kurdan hesapladığımızda üçüncü çeyrekte milli gelir büyüklüğü 145.6 milyar dolara kadar geriliyor. Buradan bakınca dördüncü çeyrekte yine benzer oranda bir büyüme yakanlansa bile hızlı kur artışı etkisi yüzünden dolar bazlı milli gelir büyüklüğü düşecek. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Prof. Dr. Ozan Bakış ve Araştırma Görevlisi Uğurcan Acar yaptıkları değerlendirmede büyümeyi ihracat ve kamu yatırımlarının sırtladığını bildirdiler. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, yaptığı açıklamada, net ihracatın büyümeye katkısının 6.8 puan olduğunu belirtti. Muş, “Büyümemizin yüzde 92’si ihracat katkısıyla gerçekleşti. İhracat, büyümemizin itici gücü olmaya devam edecek.” dedi.

KAMU HARCAMASI YÜZDE 9.6 ARTTI

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan ise, şunları aktardı: “Hanehalkı tüketimi - ekonominin yaklaşık üçte ikisini oluşturduğu tahmin ediliyor - büyümenin ana itici güçlerinden biri olmaya devam ediyor. Bir önceki yıla göre yüzde 9.1 arttı. Yıllık GSYİH büyüklüğü, önceki üç aylık dönemde 765 milyar dolardan üçüncü çeyrekte 795.2 milyar dolara yükseldi. İhracat yıllık bazda yüzde 25.6 arttı. İthalat yüzde 8.3 düştü. İşletmelerin yatırımlarının bir ölçüsü olan brüt sabit sermaye oluşumu yıllık yüzde 2.4 küçüldü. Hükümet harcamaları, önceki çeyrekte revize edilen yüzde 3.4'lük artışın ardından yüzde 9.6 arttı. Net ihracat katkısı ve sanayideki ciddi hareketlenme ile bu iki gösterge, büyüme açısından güçlü bir görüntüyü desteklediler. Dış talepteki artış ihracatı desteklerken, iç talepte kur kaynaklı olarak zorlayıcı etkileri yavaş yavaş görmeye başladığımızın işaretlerini ithalat azalması eşiğinde gözlemlemiş bulunuyoruz. Merkez Bankası, eylül ayından bu yana borçlanma oranlarını 4 puan indirdi. Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi sonrasındaki para birimi zayıflaması, enflasyonu körüklemesi bakımından gelirleri aşındırıcı bir tehdit oluşturmaktadır. Bu bakımdan 2021 büyümesinin yüksek bir kompozisyonda sürdürülmesine yönelik olarak bazı kayda değer riskler bulunmaktadır.”

ÜCRETLİLER İÇİN MESAJ

Her ne kadar büyüme yüksek olsa ve aynı dönemde istihdamda toparlanma görülse de işçi sınıfının milli gelirden aldığı pay azaldı. Buna göre işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 30.1 iken bu oran 2021 yılında yüzde 29.8 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 54.4'ten yüzde 54.6'ya yükseldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ise, Twitter'dan yaptığı açıklamada, “Dış talebin verdiği önemli katkıyla 2021’in üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 7.4 oranında büyüdük. Ücretli kesimin milli gelirden aldığı payı artırmak için gerekli adımlar atılacaktır. Vatandaşlarımız müsterih olsun, herkesin büyümeden en iyi şekilde faydalanması temel önceliğimizdir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de yaptığı açıklamada, “İhracatla büyüyor, ihracatla güçleniyoruz. İhracat Ailesi olarak büyümeye verdiğimiz katkıdan gurur duyuyoruz. Bu rakamlar Türkiye’nin ihracatla yükseleceğine olan inancımızı daha da pekiştirmiştir. Görünen o ki aynı tempoyla devam ettiğimiz takdirde 2023 yılının 242 milyar dolar olan Orta Vadeli Program’daki (OVP) ihracat hedefini 2022 yılında gerçekleştireceğiz. Artık Türkiye’nin ihracat kapasitesi hacmi aylık 20 milyar dolar ve üzeridir. İnşallah 2026’da, 5 sene gibi kısa bir sürede 300 milyar dolara ulaşacağız. Firmalarımızın sipariş defterleri, yoğun bir talep olduğunu gösteriyor.” görüşlerini aktardı.

'SADECE TÜKETİMLE BÜYÜMEDİK'

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)'dan yapılan açıklamada ise, “Üst üste gelen ihracat rekorlarının ardından net dış talebin büyümeye 6.8 puan katkı vermesi hiç kimse için şaşırtıcı olmamıştır. Büyüme içerisinde ihracatın katkısının bu denli yüksek olması, Türkiye ekonomisinin yalnızca tüketim bazlı büyüdüğüne dair olumsuz algıların da aksini ispatlar niteliktedir. Büyümede ihracat rüzgârının son çeyrekte de sürmesi, iç talepteki canlılık ve faiz indirimleriyle ivme kazanacağına inandığımız yatırımların da etkisiyle; 2021 yılı genelinde çift haneli bir büyüme bizler için sürpriz olmayacaktır.” öngörüsünü yaptı.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak'ın görüşleri de şöyle oldu: “2020’nin üçüncü çeyreğinden beri pozitif artan yatırımlar kalemi ise bu çeyrekte ilk defa negatif katkı sağlamış durumda. Detayına baktığımızda; makine teçhizat yatırımlarının arttığını, yatırımlardaki azalmanın ise, daha çok inşaat yatırımlarından kaynaklandığını, ama üretim ve ihracat potansiyelimiz açısından bir sorun olmadığını görüyoruz.”

'EN SAĞLIKLI MODEL BU'

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “Dünya genelinde yaşanılan belirsizlikler nedeni ile öngörülebilir bir ekonomi politikalarının yürütülmesinin çok zor olduğu bir ortamda Türkiye ekonomisini büyüten yegane ülkelerden biri olmuştur. Bu ortamda bunu sağlamak çok memnuniyet verici bir durumdur.” ifadelerini kullandı. Aydın, şunları söyledi: “Pandemi, yeni çıkan varyantlar, küresel iklim krizi, arz ve taleplerdeki büyük değişkenler, tedarik zincirlerinde yaşanılan aksamalar, enerji tarafında yüksek girdiler vb. yaşanılan olumsuzluklar günümüz ekonomisinin çok ciddi sıkıntıları. Bu ortamda sanayi ve ihracat tarafında büyümeyi yakalamak çok önemli ve biz bu alanda olumlu yönde seyrimizi devam ettiriyoruz. Şartlar ne olursa olsun, yatırım, üretim ve ihracata dayalı model en sağlıklı ve en sağlam ekonomi modelidir. Yatırımcı, üretici ve ihracatçı her daim desteklenmelidir. Yarınların inşası bu üç temel öğeden geçmektedir. Hiç kimse küresel anlamda yaşanılan bunca olumsuzluklar içinde dört dörtlük bahar havasında bir tabloya erişemez. Büyüyen ve müreffeh bir Türkiye görmek istiyorsak ev ödevlerimiz bellidir. Bunlar da; daha çok yatırım, daha çok üretim ve daha çok ihracattır.”

GIDA KOMİTESİ EMTİA FİYAT ARTIŞINI DEĞERLENDİRDİ

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın ev sahipliğinde yapılan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi (Gıda Komitesi) toplantısı yapıldı. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu katıldı. Açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası dönemde yaşanan ekonomik canlanma ve tüm dünyada etkisini gösteren kuraklığın, küresel çapta emtia fiyatlarını artırdığı ifade edilerek, Türkiye'nin de olumsuz etkilendiği bu süreçte, gıda ham maddesi fiyatlarındaki gelişmelerin un, et, süt ve yem üreticilerine ve dolayısıyla vatandaşlara yansımasını en az seviyede tutmak için hasat döneminden bu yana bazı tedbirler devreye alındığını anımsatıldı.

Sonraki Haber