Cahit Kayra’dan miras bir başyapıt: 38 Kuşağı
Kayra, Cumhuriyet’in aslında az bilinen, son yıllarda iyice karartılan sosyo-ekonomik inşasının en önemli tanıklarındandır. Bunu da 38 Kuşağı kitabında açıkça ve ayrıntılarıyla anlatmıştır.
İkinci dalyasını sürerken 104 yaşında yitirdiğimiz Cahit Kayra, Cumhuriyet tarihimize damga vuran bir bürokrat olmanın yanı sıra, en verimli yazarlarımızdandı. Hayatının son döneminde kaleme aldığı, hemen hepsi Tarihçi Kitabevi'nden çıkan Varlık Vergisi, Sevr Dosyası, üç kitap halinde tasarladığı Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü (1. Devletçilik, Altın Yıllar; 2. Karma Ekonomi; 3. Tüketim Ekonomisi) birçok çalışma arasında sivrilen, düşünce hayatımızda iz bırakan değerli eserlerdir.
Ancak bana sorarsanız, Cahit Kayra’nın dev eseri “38 Kuşağı”dır. Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından 2001’de basılan, 2012’de ikinci baskısı yapılan 750 sayfalık kitap hem bir başyapıttır hem de Cumhuriyet tarihi hakkında yayımlanan çalışmaların en anlamlılarındandır.
NEDEN 38 KUŞAĞI
“38 Kuşağı” adı Cahit Kayra’nın fakülteden mezun olduktan sonra memuriyete ilk başladığı yıldan geliyor. Trabzon asıllı bir ailede 1916 yılında gözlerini açan, yaşamında bir dönüm noktası olarak gördüğü 1938 yılının önünü genç bir öğrenci olarak yaşayan idealist, Cumhuriyetçi genç mezuniyetten sonra Müfettişlik sınavını kazanarak Maliye Bakanlığı'na girer. Kamu hizmeti başlar. Yurtiçinde, yurtdışında çeşitli kademelerde çalıştıktan, 1970’li yıllarda Ecevit kabinesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı olarak görev yaptıktan sonra emekli olunca bir süre çalıştığı özel sektörün kendisine göre olmadığını tespit ederek, kendisini yazmaya veriyor. Gazetelerde ekonomi yazıları vb. yazıyor sonra “38 Kuşağı”nı kaleme almaya başlıyor. “38 Kuşağı” deyim yerinde ise Kayra’nın ustalık eseridir. 750 sayfada hem çok önemli tanıklıklar hem de yaşanan olayların içinde yer aldığı arka-planlar özenle anlatılmış.
“38 Kuşağı”nın edebi değeri Kayra’nın anlatımından kaynaklıdır. Cumhuriyet’in serüvenine ailesi ile birlikte tanık olan bilinçli genç, kendini öne çıkarmamaya özen gösteriyor, tatlı tatlı olayları anlatıyor, yeri geldiğinde kendisi ile gırgır geçiyor.
Kitabın tarihsel değeri daha da önemlidir. Kayra, Cumhuriyet’in aslında az bilinen, son yıllarda iyice karartılan sosyo-ekonomik inşasının en önemli tanıklarındandır. Yüzyılların kaderine terk ettiği yoksul, durağan bozkırı ayağa kaldırmak kolay değildir.
Kayra, yaşadığı sıkıntıları, yeri geldiğinde açıkça anlatıyor. Evet maliye müfettişidir ama teftişe gittiği kimi yerlerde yatacak yer, karnını doyuracak lokanta bulamaz. Teftişlerin çoğundan ailesinin yanına sıtma kapmış halde döner. Savaş yılları sıkıntıları, karaborsa, Varlık Vergisi'nin sorunları, vb, Kayra’nın kaleminden kağıda dökülür.
Kitabın Cumhuriyet tarihi açısından bir başka önemi, Kayra’nın güçlü belleğinden kağıda dökülen kamu görevlilerinin adları ve görevleridir. Beğendiği isimlerin altını çizer, eleştirel yaklaştığı kişilere tatlı tatlı dokundurur ama kimseyi incitmez.
İsimler yan yana konunca, okur, Mustafa Kemal’in kalem erbabının belki de askerleri kadar yaman olduğunu anlar.
Cumhuriyet tarihi hakkında birçok araştırma, anı vb. yazıldı. Kayra’nın yapıtı bir başka… Kayra kitabını şu sözlerle noktalarken, hepimize mesaj veriyor: “İlerlemiş yaşıma ve acılara karşın içinde doğduğum ve yaşadığım bu topluma karşı olan umut ve iyimserliğimi hiç yitirmedim. Türkiye’ye bütün içtenliğimle inanıyorum.”
Kanımca Kayra’nın ”38 Kuşağı” Şevket Süreyya’nın “Suya Arayan Adam” kitabı düzeyinde, o lezzette bir dev yapıttır.
Cumhuriyet’in inşasına ilgi duyan tüm okurlar, ayrıca Cumhuriyet tarihi çalışan araştırmacılar “38 Kuşağı”nı mutlaka okumalıdırlar.