Çanakkale’de emperyalizme attığımız tokat
İlk paylaşım savaşında emperyalist devletler, İngiliz-Fransız ordularıyla onların bağlaşıkları, Çarlık Rusya’sına yardım amacıyla 18 Mart 1915 tarihinde üç filo gemiyle Çanakkale Boğazı'nı geçerek Karadeniz’e ulaşmak istediler.
Boğazın, Anadolu ve Rumeli kıyılarında bulunan topçu bataryalarını bombalayarak, Çanakkale Boğazı'ndan İstanbul’a ulaşmayı düşündüler. Üç aşamalı olarak sürdürülen saldırılar, emperyalist devletlerin yenilgisiyle sonuçlandı. Mehmetçiğin kahramanca direnişi, Nusret mayın gemisinin gizlice mayın döşemesi ve Koca Seyit gibi 275 kilo ağırlığındaki top mermisini insanüstü bir güçle ve çabayla kaldıran Anadolu insanının yurtseverliği sayesinde, emperyalist güçler yirmiyi aşkın gemilerini, Boğazın sert akıntılı sularında kaybederek geri çekilmek zorunda kaldılar. 108 yıl önce kazanılan bu utku, Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu kutsal kahramanlık günü, hepimize kutlu olsun.
Denizden, Çanakkale Boğazı'nı geçemeyen emperyalist güçler, şanslarını karadan denemek istediler. Buradaki güçlere komuta eden Albay Mustafa Kemal’in askerlik dehasını, üstün sezgisini ve Türk askerinin, kendisini yöneten üstün nitelikli komutanlarla neler yapacağını hesaplayamadılar ve kara savaşlarında da yenilgiye uğramaktan kurtulamadılar.
Çanakkale Savaşlarına, İngiliz, Fransız askerleriyle bunların sömürgelerinden getirilen Hintli, Senegalli, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerler de katılmıştır. Kara savaşları, 25 Nisan 1915’ten 9 Ocak 1916’ya kadar sürmüştür. 250 bin Türkün yaralı, kayıp ve şehit olduğu bu savaşlarda, bir o kadar da düşman askeri ölmüştür. Çanakkale Savaşları, Anadolu insanının, kutsal yurt topraklarını koruma duygusuyla yarattığı, büyük bir destandır. Bu savaşta, yurdumuz için canlarını veren şehitlerimizi, ülkeleri için dal gibi bedenlerini sunan çocuk askerlerimizi, vatan savunması için okudukları okullardan ayrılarak Çanakkale’ye koşan liseli ve üniversiteli şehitlik makamına ulaşan gençlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
DİRİLİŞ BUGÜN DE SÜRÜYOR
Savaşların sonunda, emperyalist devletler, Çanakkale’yi geçemediler. Çarlık Rusya’sına yardım gönderemediler ve Ekim Devrimi’ni engelleyemediler. Kurtuluş Savaşı’nın komutanları, emperyalizme karşı ilk deneyimlerini burada kazandılar.
Günümüzde ülkemiz Çanakkale’de yendiğimiz emperyalistlerin uzantılarının desteklediği ve yerli bölücü hainlerin yürüttüğü, ülkemizi bölmeye çalışan PKK’lılara karşı, uzun soluklu bir terörle mücadele yürütmektedir. Bu uğurda verilen insan kaybımız, ekonomik kaybımız sayılamayacak kadar çoktur. Ancak terörün kökü kazınıncaya kadar, yürütülen haklı mücadele sürdürülmelidir. Türk halkının çok büyük bir bölümü, bu mücadeleyi desteklemektedir. Türk halkı, Ulu Önder Atatürk’ün ışıklı düşünceleriyle donanarak, ülkesinin birliğini, bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumayı sürdürecektir. Bunun için gerekli olan gücün damarında taşıdığı asil kanda olduğunun bilincindedir.
Bu değerlendirmemizin sonucunu, Atatürk’ün Çanakkale’de Kemal Yeri’nde anıta kazınmış, şu tarihsel buyruğuyla tamamlıyoruz:
“Benimle beraber, burada savaşan bütün askerler, kesin olarak bilmelisiniz ki bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden, yalnız bizim değil, bütün ulusumuzun sonsuza kadar yoksun kalmasına neden olacağını hepinize hatırlatırım.”
Çanakkale Zaferi’nin kazandırdığı diriliş işte böyle sağlandı. Çanakkale Zaferi’nin 108. yıl dönümü tüm halkımıza kutlu olsun.