Çare Üretenlerin Millî Hükûmeti Ersin Bey
İşte günün öne çıkan köşe yazıları...
Yeni Şafak’tan Ersin Çelik, dün “Ebu Cehil’in boykotu, Gazze ve çaresizliğimiz!” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ersin Bey şöyle diyor:
“Gazze üzerinden kısa bir siyer okuması yapıp hüzün senesine gidip müşriklerin boykot hadisesini yeniden hatırlamak bu kez başka türlü etkiledi beni. Onlar, Peygamber Efendimizi teslim almak için kavmini topluca cezalandırmayı seçmişti, şimdi de sapkın Siyonistler, Gazze’yi teslim alabilmek için halkını çeşitli abluka yöntemleriyle kuşatıyorlar. İzlemişsinizdir o dehşet görüntüleri. Ebu Cehil’in, Müslümanların yaşadığı mahallenin giriş çıkışlarında nöbet tutup vicdan sahibi insanların yardımlarını engellediği gibi, Yahudiler de Gazze’ye giriş kapılarından geçmek için sıra bekleyen yardım tırlarının önlerine yatıyorlar. Aç çocukların feryatlarından memnuniyet duyuyorlar. Alışverişi önlemek, Siyonistlere silah kullanmadan öldürme tatmini yaşatıyor belli ki. Peki, aynı boykotu biz uygulayamaz mıyız? En azından kendi alışverişlerimize biz hükmedemez miyiz? Müslüman Mahallesi Gazze, Siyonist kuşatmasındayken; açlıkla teslim alma ve sivillere toplu cezalandırma uygulanırken, bir kez daha yazalım, dikkat çekelim istiyorum: İsrail ile ticarete devam edenler tam olarak ne yapmış oluyorlar? Sadece para mı kazanıyorlar, yoksa Gazze halkına reva görülen apaçık zulme ortak mı oluyorlar? Sahi, toplam sayısının artık bir anlamının kalmadığı Müslümanlar olarak neden kuşatamıyoruz çağın Ebu Cehillerini? Tüketmekten neden vazgeçmiyoruz? Ramazan aylarımızı sabote eden, manevi havasını reklam filmleriyle yapmacıklaştıran Coca Cola dayatmasına, oruçla karşı koyma iradesini dahi gösteremiyoruz. Tam da iftar sofralarımızdan teslim oluyoruz.
Her şeye rağmen, ramazan geldi. Kuşatıcılığının heyecanı sirayet etti. Bu ramazan belki de o ramazandır. Oruç bizi tutsun, bırakmasın inşallah. Bu ramazan Gazze’ye ferahlık olsun bizlere de cesaret aşılasın. Âmin.”
OLMAYACAK DUAYA AMİN DEMEK
Çağın en büyük Ebu Cehil’i ABD ve İsrail’dir. Peki Ebu Cehillere karşı cesareti nasıl kuşanacaksınız? Havadan cesaret yağmıyor. Cesaret sorunları ve çözümleri doğru tespit etmekte. Kuşatamıyorsunuz çünkü maalesef Yeni Şafak’ın da destek verdiği AK Parti Hükûmeti, maalesef yeniden Atlantik politikalarına uyumlu bir çizgiye girdi. AK Partililer bile İsrail’e ambargoya katılmadığı için bakanlarını protesto ediyor.
Coca Cola’yı oruçla karşı koyunca Gazze’nin acıları diniyor mu?
Sadece boykot yapınca Gazze’ye yağan bombalar azalıyor mu?
Elbette boykota karşı değiliz. Vatan Partililer ömürlerini ABD ve İsrail’i boykotla geçiriyor!
Ama 7 Ekim 2023’ten sonra İncirlik’ten Güney Kıbrıs’taki Agratur’a ve oradan da İsrail’e giden silahları ne yapacağız? ABD’nin ülkemizdeki İsrail’in gözü olan Kürecik Üssü’nü ne yapacağız?
İş insanlarını toplayıp, İsrail’e mal göndermeyin diyemeyecek, iradesiz hükûmeti ne yapacağız?
İsrail Şam’ı vururken, Gazze için yapılan zirvelerde Esad ile yan yana gelen ve elini sıkmayan Cumhurbaşkanı’nın bu tavrını ne yapacağız?
Hükûmetin yanlış Suriye politikasını ne yapacağız?
Filistin denizden komşumuz. Münhasır Ekonomik Bölgesini bile ilan edemeyen, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinden geri adım atan Ankara’nın bu tutumunu ne yapacağız?
Filistin’e en büyük destek veren ve aslında aynı cephede olduğumuz Rusya, İran ve Çin’e karşı tutuma bakalım. Rusya’ya karşı yaptırımlara boyun eğen, İran’a karşı sorunları büyüten (ki gazetenizin yazarlarından Yusuf Kaplan gibiler İran emperyalizminden bahsediyor), Çin’e karşı “Doğu Türkistan” bölücülüğüne alet olanlara ve hükûmetin bu konudaki zaaflarına ne diyeceğiz? Görüyorsunuz ki her yerde devlet zaafı var.
Filistin’le kararlı bir dayanışmaya ihtiyacımız var.
Doğru strateji ve politikalara ihtiyacımız var.
Vatan Partisi’nin merkezinde olduğu, Atlantik’e boyun eğmeyecek, bölge ülkelerini harekete geçirecek, dostlarıyla ABD-İsrail’e karşı geniş cephe yaratacak bir Üreticilerin Millî Hükûmeti’nin kurulması, Filistin sorununun çözülmesi için belirleyicidir.
Cesaretli hükûmet yüreklerimizi güçlendirir.
Ayağı titreyen AK Parti hükûmeti değil.
Gelin hep beraber doğru çözüme gözümüzü dikelim, olacak duaya amin ediyelim.
Özgür ve bereketli Filistin topraklarının zeytin ağaçlarının gölgesi altında hep beraber ramazan sofrasında buluşalım.
13 MART MEDYANIN HALLERİ
ŞÖYLE BİR FİLME DE OSCAR VERİRLER Mİ
AHMET HAKAN - HÜRRİYET
BU yıl Oscar alan filmlerden birinin konusu şöyle: Bir Nazi komutanı... Eşi, çocukları ve hizmetkarlarıyla rüya gibi bir hayat sürüyor. Çiçekli, geniş bahçeli, havuzlu muhteşem ev. Fakat o da ne? Bu ışıklı muazzam ev, bir Yahudi ölüm kampının duvarına bakıyor. Nazi ailesi, duvarın hemen ötesindeki katliamdan zerre kadar ırgalanmadan güzel evlerinde hayatın keyfini çıkarıyor. Şimdi de gelin, şöyle bir film hayal edelim: Yanı başlarında Gazze adı verilen küçücük bir bölgede çocukların üzerine bombalar yağarken, insanlar açlıktan ölürken... Az ötede yoga yapan, denize giren, sabah yürüyüşüne çıkan, akşam aile yemekleri yiyen, kısacası hayatlarının keyfini süren bir ahali. Gazze adlı ölüm kampının yanı başında yaşanan gündelik hayatın keyfini anlatan bir film. Bu filme de Oscar verirler mi acaba?
CHP’NİN AŞIRI SAĞCILIĞI
SALİH TUNA - SABAH
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada Netanyahu'yu bir kez daha Hitler'e benzetti (ve iyi benzetmiş olacak ki) Netanyahu ve avenesi adeta çıldırdı. Lakin bu soykırımcı Siyonistleri asıl çıldırtan Hamas'ı terörist değil, vatanlarını savunan "mücahitler" olarak nitelendirmesiydi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Gazze direnişini yani Hamas'ı "terörist" ilan ettiğini unutmayalım. Kumda oynamanın vakti geçti. Kimin "devrimci" kimin "aşırı sağcı" olduğu Siyonist network'ün dizayn ettiği küresel dünya sitemine karşı aldığı tavırla belli olur.