Çay üreticileri: Hükümet bizi özel sektöre yem yapmasın

Çay üreticileri, 6.70 lira olarak açıklanan yaş çay taban fiyatının altında alım yapılmasını istemiyor.

Üreticiler, çaydaki tek sorunun özel şirketlerin fiyatı aşağı çekmesi olduğunu bunun da yasalarla engellenmesi çağrısı yaptılar. Üretici Ali Yavaş, çay üretimi konusunda bilim insanlarını ve üniversiteleri göreve çağırdı. Cumhurbaşkanına da ‘size hep olumlu raporlar geliyor’ diyerek seslendi.

Çay Üreticisi Ali Yavaş, açıklanan fiyatın yükselen gübre fiyatlarına göre biraz düşük olduğunu ama asıl endişesinin 7 lira olan çay fiyatının özel sektör yüzünden 3 liralara kadar düşmesi… Yavaş, “Özel sektör taban fiyattan alım yapacak mı? Bu çok önemli. Kanun bekliyorduk çıkmadı maalesef. Gönül ister kota kalksın, fabrikalar artsın ama olmuyor. Tabi özel sektörle Çaykur’un dengeli gitmesi gerekir. Özel sektör, yıllardır açıklanan taban fiyatın yüzde 30 altında alım yapıyor. Rizeli ise trilyonlarca zarar görüyor” diye konuştu.

Çay fiyatlarının asansör gibi bir yukarı bir aşağı çıktığını söyleyen Yavaş, “Bunu engelleyemiyoruz. Bir de Çaykur’un market zincirlere dökme çay vermesi var. Çaykur kendi markasıyla versin elbette ama marketlerin kendi markasını basmasından bahsediyorum. Zincir marketler ileride bir paketleme tesisi açarsa dışarıdan gelen bütün kaçak çayları, normal çayları alırlar ve bu milleti zehirlerler. Bizim çayımız organik. Her ne kadar kimyasal gübre kullansak da katkısız bir üründür” diye konuştu.

BİLİM DEVREYE GİRSİN

Çay üreticisi Yavaş, bilimin burada devreye girmesi gerektiğini belirterek üniversiteleri göreve çağırdı: “Burada bilim ve üniversiteler devreye girecek. Çay çeşitliliğini nasıl geliştireceğiz? Karma bir çay ama bunun familyası ne? Sadece ismi çay. Rize’de bir fakültemiz var, ziraat bölümlerine kesinlikle devletimiz hazine arazisi tahsis etmeli. Artık çelikleme mi yapacak, çeşitli ırklardan mı toplayacak en az bir bahçe yapıp en az bunu bir 10 yıla yayması lazım. Bu bahçeler kurulup verimi nasıl, kalitesi ne? Bu şekilde bilimsel olarak geliştirmesi lazım. Bölgedeki hem üniversite öğrencilerimiz çalışmış olacak hem de bir katkı yapmış olacaklar.”

BENİ BÜTÜN TÜRKİYE İLGİLENDİRİYOR

“Beni bütün Türkiye ilgilendiriyor, tarım artık ülkemiz için stratejik mesele olmuştur” diyen Yavaş şöyle devam etti: “Tarım milli güvenlik meselesi olmuştur tıpkı terör gibi. Gidişat iyi değil, üreteceğiz. Diğer bölgedeki ürünler de yörelerdeki üniversitelere devredilmeli. Üniversiteler artık üretecek. Üniversitelerin yetiştirdiği öğrenciler artık devlete kapı kulu değil üreten bir nesil yetişecek. Kesinlikle milli tarım. Tarım ithal olmaz lütfen kendimize gelelim. Bizim ülkemizde sadece değişen bakanlarımız var. Tarım politikalarımız maalesef milli değildir. Şimdilik bu kadar söyleyebiliyorum. Tarım bir de meslek haline getirilmeli. Sayın cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Buradan ona hep pozitif raporlar gidiyor.”

ÇAY PARASIYLA GÜBREMİ ALMAM LAZIM

Rize Muhtarlar Derneği Başkan Vekili Mustafa Yıldız da açıklanan fiyattan memnun olmadığını belirterek, “Ben haziran ayında ilk paramı alırım. Yani mayıs ayında sattığım çayın parasını haziranda alırım. Büyük bir bölümünü de temmuzda alacağım. Yani 3 ay sonra. 3 ay sonra Türkiye’deki enflasyon yüzde 70’te kalacak mı? Alacağımız çay parası on birinci aylara kadar sarkıyor. On birinci ayda benim alacağım çay parasının çoğunu bu enflasyon yiyecek. Geçen sene 1 ton çayla 1,5 ton gübre alıyorduk. Bize bu sene 1 ton çay fiyatını ona göre belirleyin diyorduk. Ben bu sene aldığım çay parasıyla önümüzdeki sene gübremi almam lazım.”

Yıldız, çıkarılamayan Çay Kanunu’yla ilgili de şunları söyledi: “Gerçekten tarım milli güvenlik meselesidir. Yasası da ona uygun çıkarmalı. Başka birileri geldiği zaman üzerinde oynamamalı. Devlet bu politikayı baştan alıp sonuna kadar vatandaşı ve ülkeyi koruyacak şekilde götürmeli. Çaykur’dan yana zaten pek bir şikâyetimiz yok. Ama özel sektörün bu konuda davranışları, tüm çay üreticilerinin belini büküyor. Geçen sene fiyat 3,87 TL iken özel sektör 2,50-2,80 lira arasında aldı. Taban fiyatın altına çay alımını yasaklamalı.”

ÜRETİCİLERE ÇAĞRI

Çay Üreticileri Derneği Başkanı Mustafa Mavi:

“Biz üretici olarak çayın alım fiyatının yükselmesini istiyoruz ama diğer taraftan tüketiciye giden siyah çayın da maliyeti yükseliyor. Fiyatlardan sonra yüzde 43 kuru çaya zam yapılmak zorunda kalındı. Kuru çaya yapılan zam belki tüketicileri kızdıracak ama özel sektöre vereceğimiz çay fiyatının da yükselmesini sağladı. Tabii devlet, pandemi döneminde halkına daha ucuz çay içirebilmek için zararı kendi üzerine çekti ve bu zararın aslında 750 milyon lirasını, 210 bin çay üreticisi olarak biz ödedik. Bu nasıl oldu? Geçen sene özel sektör, bizden 750 bin ton yaş yaprak aldı. Bunu bizden 1 lira ucuza aldı. 750 bin ton çay yaklaşık 750 milyona tekabül eder. Biz üreticiler olarak aslında Türkiye’deki tüketicilere 750 milyon liralık katkı sağladık.

Şu anda benim vatandaşlara önerim şu olacak. 100 üreticiden 80 tanesi budama yaptı. 20 üreticimiz budama yapmadı. Budama yapmamak demek Çaykur’a çay verememek demek. Buradan çay üreticilerine sesleniyorum. Lütfen budamalarınızı yapın, olgunluğa gelen çayların toplanmasını istiyorum. 2 günden beri Çaykur genel müdürümüz ile temas halindeyiz. Kota ve kontenjan konularında kendilerinden ricalarımız oldu. Biz mayıs ayında ne kadar çay satarsak haziran ayında bu para bize dönecek. Onun için üreticilerimiz olgunluğa gelen yaş yapraklarını toplayıp bir an evvel Çaykur’daki kotalarını doldurmaya baksınlar ki haziran ayında izdihama yol açmadan ve özel sektörün eline düşmeden bu sezonu atlatalım.”

‘ÇAYKUR OLMAZSA ÇAY YAŞAMAZ’

Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç:

“Rize’de tek gelir kaynağımız çay. Çaykur zaten lokomotifimiz, 12 bin işçi çalışıyor. Çaykur olmazsa çayı da yaşatmak mümkün olmaz. 344 bin nüfusun 135 bini çay üreticisi. Çay 1930’lu yıllardan beri var bu memlekette. 37 yıldır özel sektör var, bu özel sektör maalesef üreticiyi mağdur ediyor. Bir tek 2017 yılında Çaykur fiyatına çay aldılar, herkes memnun kalmıştı.

Önceki sene destekleme ile 4 lira olan çayı 2,50 liraya kadar üreticiden aldılar. Vatandaş özel sektöre düşük fiyata çay satmamak için kaçıyor. Kaçınca herkes Çaykur’a yöneliyor. Çaykur’un günlük işleme kapasitesi 9 bin 200 ton. O kapasite dolunca işleyebileceği kadar kontenjanı uygulamak mecburiyetinde kalıyor.

300’e yakın özel sektör vardı şu anda 150 civarında. Bunların birlik olmamasından kendileri de zarar görüyor üretici de. ‘Çaykur, kapasitesini doldursun biz de istediğimiz gibi vatandaştan alalım’ diyorlar. Bu mantık yanlış. Bu mantık hem üreticiye hem kendilerine hem kaliteye zarar veriyor. İthal ediyoruz, ülkemiz zarar ediyor.

Bir an evvel kanun çıkmalı. Kanun 37 yıldır mağdur olan insanları bir daha mağdur etmesin. Bu üreticiler tekrar mağdur olursa tamamen çay toplamaktan vazgeçer. Onun için biz diyoruz ki özel sektör de yaşasın. Onlar da parasını kazansın. Çayın hakkı da verilsin. Kaliteli çay toplayalım. Türkiye, dünyada en çok çay tüketen ülkelerden bir tanesi. Kişi başına 4 kilo çay tüketiyoruz. Üretimde sorun yok. Tüketimde sorun yok. Tek sorun birlikteliği sağlayamıyoruz. Kapasite sorunumuz da yok. Herkes aynı fiyattan alırsa bütün bu sorunlar ortadan kalkar. O zaman üretici de kazanır, tüketici de kazanır, özel sektör de kazanır.”

Sonraki Haber