ÇEDES'i iptal edin! CKD: Değerler eğitimi öğretmenlerin işidir!
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, Millî Eğitim gündemindeki ÇEDES, karma eğitim ve Öğrenci Andı konularında Bakan Tekin’e uyarılarda bulundu.
2023-24 eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, basın açıklaması yaparak, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’e seslendi,
“Özgürlüğümüzün tek kaynağı Cumhuriyet değerlerimizdir. Millî Eğitimin görevi Cumhuriyetin gençlerini yetiştirmektir,” dedi. CKD Genel Merkezi’nde dün düzenlenen basın açıklamasına, “Millî Eğitim Bakanlığının millî eğitimimizin temel esaslarını yok sayan veya bu esaslarla çelişen uygulamalarını, ayrıca bunların ‘hak ve özgürlükler’ kılıfı altında savunulmasını Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak kınıyoruz. Türkiye Devleti’nin yasalarıyla çelişen hak ve özgürlükler olamayacağını belirtiriz,” ifadeleriyle başlayan Prof. Oygür şöyle devam etti:
KARMA EĞİTİM UYGULAMASI TARTIŞMAYA AÇILAMAZ
“Cumhuriyetimizin 100. yılında biz karma (kız, erkek karışık) eğitimi tartışır hale gelmiş durumdayız. Yasaya göre millî eğitimimizin esası olan karma eğitim, Cumhuriyetle, devrimlerimizle kavgalı dar bir kesimin TBMM çatısı altındaki temsilcileri tarafından hedef alınmakla kalmamış, pedagojik bir facia olduğu ve millete dayatıldığı gibi akıl almaz söylemlere kadar konu olmuştur. Bu durumun sorumlusu, kız çocuklarını erkek çocuklarla aynı okula göndermek istemeyen ailelere de özgürlükler gereği kulak verilebileceğini söyleyen Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’dir.”
“Bu Neyin Özgürlüğüdür?.. Emperyalizm millî devletlerin üzerine silahla çökerken de toplumları uyuşturucu ya da LGBT dayatmasıyla ufalamaya çalışırken de ‘özgürlükler, haklar, demokrasi’ bahanelerini kullanır. Ülkemizde millî eğitimin esası olan karma eğitim sisteminin ‘özgürlük’ söylemi altında karalanmasının bundan farkı yoktur.” “Çocuklarımıza yönelik cinsiyetçi bakışa kesinlikle karşı çıkıyoruz. Çocukları okulda cinsiyetine göre ayırmakla, LGBT’nin çocuklara cinsiyetini seçmeyi dayatması arasındaki cinsiyetçi bakış benzerliğine dikkat çekiyoruz. Birisinde amaç, kadını toplum yaşamından silmek, diğerinde amaç, aileyi ve millî toplumu parçalamaktır. Türk milletinin kahir çoğunluğu karma eğitimin tartışmaya açılmasını kabul etmez. Sayın Bakanı uyarıyoruz, hatasını düzeltmeli ve bu tartışmayı gündemden silmelidir.”
MİLLÎ EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRME PROJESİ: ÇEDES
“ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ve Gençlik Spor Bakanlığı (GSB) ortaklığında hazırlanmış, ilk defa geçen yıl İmam Hatip okullarıyla bazı ortaokullarda uygulanmıştır. Bu eğitim öğretim yılında ise 81 ilde tüm okullar kapsama alınmıştır. ÇEDES projesi, MEB’in kendi sorumluluğunda olan millî eğitimi Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak yürüterek eğitimi dinselleştirme projesidir. MEB’in önceki yıllarda, dinî vakıflarla benzer uygulamalar yaptığı hatırlardadır.
“ÇEDES’le kapsanan alan ilkokul-lise arası 19 milyonu aşkın öğrenciye ulaşmaktadır. Öğrencinin ÇEDES faaliyetlerine, velisinin onayıyla alınacağı belirtilse de bunun işleyişte geçerliliği yoktur. Çünkü okul müdürleri ÇEDES’i veli ve öğrencilere tanıtmak ve ÇEDES’e katılımı teşvik etmekle görevlendirilmiştir. Dolayısıyla veliler, çocuklarının ayrımcılığa uğramasından, hatta mimlenmesinden çekinerek onay vermek zorunda kalabileceklerdir.”
DEĞERLER EĞİTİMİ DİN GÖREVLİLERİNİN DEĞİL, ÖĞRETMENLERİN İŞİDİR
“ÇEDES projesinde, ‘manevi danışman’ adıyla okullarda görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kur’an kursu hocaları tarafından öğrencilere ‘değerler eğitimi’ verilecektir. Değerler eğitiminin amacı insana ve doğaya saygılı, paylaşmayı bilen, hoşgörülü, dürüst, duygudaşlık yeteneği yüksek, çalışmayı üretmeyi seven, milletine bağlı bireyler yetiştirmek değil midir? Değerler eğitiminden amaç, evrensel ve millî değerlerimizi yetişen yeni nesle kazandırmak değil midir? Değerler eğitimi ne zaman din eğitimi olmuştur da bunları öğretmek din görevlilerine düşmüştür? Cumhuriyet kültürümüzün manevi kazanımlarını pekiştirecek olanlar ‘manevi danışman’ diye görevlendirilen imamlar, vaizler, Kur’an kursu hocaları mıdır?
“MEB, ÇEDES projesini iptal etmeli, din eğitimi ve değerler eğitimini, kendi yetkisinde olan millî eğitim içinde, Anayasa ve yasalara uygun amaç ve hedefler doğrultusunda yeniden düzenlemelidir.”
ANDIMIZDAN RAHATSIZ OLANLARIN HÜKMÜ BİTSİN!
Prof. Oygür, açıklamasının sonunda, MEB’den Öğrenci Andı okutma uygulamasına dönmesini talep ederek şunları söyledi:
“PKK ile çözüm süreci yürütülen dönemde, okullarımızda ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ diye başlayan, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ deyişiyle biten andımızın okunması, milliyetçiliği bastırma gayretleriyle çelişiyordu. Öğrenci Andı’nın bireysel hak ve özgürlüklere aykırı ve ırkçı olduğu söylemleri bu yüzden çıkarıldı. 2013 yılında MEB, andımızın okullarda okutulmasına son verme kararı aldı. Danıştay bu kararı iptal ettiyse de temyizde iptal bozuldu. Hukuki süreç böylece sonuçlandı. Öğrenci Andı’ndan rahatsız olanların hükmü 10 yıldır devam ediyor!”
“Özgürlüğümüzün, güçlü ve bağımsız bir devlet olmamızın birinci şartı Cumhuriyetine sahip çıkan Atatürk milliyetçisi gençlerin yetişmesidir. Bizi bu hedeften uzaklaştıran küresel neoliberalizme karşı millî eğitim seferberliği başlatmalı ve Cumhuriyet kültürümüzü yeniden ayağa dikmeliyiz. Görevine başlarken eğitimde toplumsal seferberlik ilan etmek gerektiğini söyleyen Millî Eğitim Bakanımız, Sayın Tekin’e çağrıda bulunuyoruz. Kendisinden, 2023-24 eğitim öğretim yılından itibaren tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında hafta başları ilk derse girmeden ve resmi okul törenlerinde Öğrenci Andı’nın okutulması için yeni düzenleme bekliyoruz.”