Taşra merkez arasında bir fark yok

Edebiyat dünyasına uzun yıllar yaptığı söyleşilerle katkı sunan Celal Karaca’nın yeni kitabı ‘Aramızda Kalmasın’ raflardaki yerini aldı. Kitapta kültür ve sanat dünyasından pek çok isimle yapılan söyleşiler yer alıyor. Soruları yanıtlayan Karaca, taşrayla merkez arasında bir ayrım olmadığını söyledi

2015 yılından bu yana Edebiyat Nöbeti dergisini çıkaran Celal Karaca, Erkan Yücel Kültür Merkezi’nde okurlarla buluştu. Söyleşi ve imza gününün ardından Zafer Bilgin’in sorularını yanıtlayan Karaca, söyleşilerin çıkış sürecini ayrıca dergiciliğin zorluklarını anlattı.

‘ARAMIZDA KALMASIN’IN ORTAYA ÇIKIŞ HİKÂYESİ

- Sevgili Celal Karaca, ilk kitabınız "Aramızda Kalmasın" yeni yayınlandı. Kitabınızın oluşum sürecini anlatır mısınız?

Aramızda Kalmasın’daki söyleşilerin önemli bir bölümü iki binli yıllarda yapıldı. İlk söyleşiyi Samsun/Vezirköprülü tiyatro ve dizi oyuncusu Hikmet Karagöz ile yapmıştım. Yaptığım ilk söyleşiler Samsunlu kültür/insanlarıylaydı.

90'lı yılların başında Samsun/ Havza'da Tersakan gazetesi yayına başladı. Ciddi bir gazete. Resmi ilan almak, yerel yönetimlerin haberlerin reklam/ ilan postasından pay almak için çıkan bir gazete değil ciddi ciddi sol muhalefet yapan bir gazeteydi.1990'larda doğup büyüdüğüm Bafra'dan İstanbul'a taşındım. Ben İstanbul'a taşınma kararını sevgili dostum Oğuzhan Öztürkmen ile paylaşınca “Mademki bundan sonra İstanbul'da yaşayacaksın, bizim gazeteye için Samsunlu kültür/sanat insanlarıyla söyleşi yap” dedi. Samsunlularla başlayan bu çalışmanın çerçevesi genişledi. Bu kez farklı dergi ve gazeteler için. Farklı alanlardaki kültür-sanat insanlarını kapsadı. “Aramızda Kalmasın” bu şekilde doğdu. Şimdi okurlarının elinde büyüyor!

- Peki kitabınızı okurlarımızın ellerine teslim etmekten memnun musunuz?

Fazlasıyla memnunum. Çünkü; İstanbul' a gelmeden önce birkaç gün Ankara'da kaldım. Yayıncıma uğradığımda aldığım sonuç beni çok mutlu etti. 25 Mart 2024' de matbaadan çıkan “Aramızda Kalmasın”ın satışı 1090 adetti. 2000 adet basılan ve yazarın ilk kitabı olmasından dolayı iyi bir sayı. Üstelik de az okunan yazınsal türlerden biridir söyleşi kitapları. Öyle görünüyor ki birinci baskı kısa sürede bitecek ve ikinci baskıya geçilecek.

SÖYLEŞİLERİ NASIL YAPTI

- Söyleşi yapmaya karar verdiğiniz insanlarla nasıl iletişime geçiyorsunuz? Söyleşiye gitmeden önce nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?

Bugüne kadar söyleşi yaptığım insanların büyük çoğunluğu sıkça görüştüğüm şair, yazar, ressam, karikatüristlerdi. Saatlerce her alanda tartıştığımız, fikir alışverişinde bulunduğum dostlarımdı. Örneğin; Vedat Günyol ile yaşamının son iki yılında 15 günde bir görüşürdük. Vedat Türkali ile hemşerilik bağımız vardı. Onunla da Beyoğlu Yeni Melek Sinemasında yapılan 85. yaş gününde tanışmıştık. Ölümüne kadar dostluğumuz sürdü.

Söyleşi yapmaya karar verdiğim insanlardan randevu aldıktan son en az 2 hafta onunla ilgili araştırma yapıyordum. Elimdeki dergi, gazete ve kitaplardan bu kişi ile ilgili yazılmış yazıları, onunla yapılmış söyleşileri okuyup not aldıktan sonra söyleşi sorularımı hazırlıyorum. Söyleşiye bundan sonra geçiyordum.

‘YAYINCILARIN DERTLERİ ORTAK’

- Bu söyleşilerin yanında 2015 Temmuz'undan beri Edebiyat Nöbeti dergisini çıkarıyorsunuz. Taşrada yaratma eylemi içinde olmanın, yazmanın, yayımlamanın ne gibi zorluklar var?

Aslında ben ne dergi yayıncısı olarak ne yeni bir yazar olarak kendimi İstanbul'da, Ankara'da yaşayan bir dergiciden, yazardan farklı görmüyorum. Çünkü İstanbul'da, Ankara'da dergi çıkaranla Samsun'da, Zonguldak'a, Manisa'da dergi çıkaranın derdi aynı. İkisi de aynı matbaa sıkıntısını yaşıyor, ikisinin de kargodan canı yanıyor. Yani dertleri hep ortak.

Aslında taşrada ya da merkezde yasamanız önemli değil. Siz iyi şeyler yaptığınızda sizi o "iyi şeyler" in izini süren insanlar eninde sonunda buluyor. Yeter ki yaptıklarınızla, yaşadıklarınızla farklılık yaratın.

- Dün Kadıköy' de Erkan Yücel Kültür Merkezi'nde Aramızda Kalmasın adlı söyleşi kitabınızla ilgili söyleşi ve imza günü yaptınız. Katılımı nasıl buldunuz?

Ben gayet memnun ayrıldım. Erkan Yücel Kültür Merkezi'nden. Katılımcı dostlarımız/okurlarımız sorularıyla, katkılarıyla söyleşimizi zenginleştirdi. Özellikle söyleşimizi yöneten şair/yazar dostumuz Osman Bozkurt'un soruları, açış konuşması oldukça derinlikliydi. Açıkçası bana çok şey kattı; ufkumuzu açtı.

Katkıları için Erkan Yücel Kültür Merkezi emekçilerine, katılımcı dostlarıma çok teşekkür ediyorum.

Sonraki Haber