‘Kıbrıs varlık içinde yokluk savaşıdır’
‘Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında askerlerimiz ilk 5 günde şehit düştüler. Zoru başardık ve Lefkoşa yolunu açtık. O çok önemliydi. Sonra vermedik. Onun için Kıbrıs Barış Harekâtı varlık içinde yokluk savaşıdır. 301 günlük harp ceridemde bunlar yazılıdır’
Kayseri’den gelerek Bolu Komando Tugayı’nı kuran Yarbay Cemal Eruç, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na da Komando Tugayı 1. Komando Tabur Komutanı olarak katıldı. Çıkarmanın ilk aşamasında en kanlı çatışmalara girdi. Aşılamayacak tepeleri hem aldı hem de oraları düşmandan temizleyerek Lefkoşa yolunu açtı. Bu başarısından dolayı bir tepeye ismi verildi. Taburuna da “Kahraman Tabur’ unvanı verildi.
O da Kıbrıs’taki 50. yıl törenlerine katıldı. Emekli Tuğgeneral Cemal Eruç’a o heyecan içinde telefonla ulaştık ve duygularını aldık. Gururla ilk sözü, “Ben buraya 21 şehidim ve 56 yaralı gazim adına geldim.
Öncelikle onları saygıyla anıyorum. Kıbrıs Barış Harekâtına akıllı, güçlü, milletinin özellikle kahramanlık genlerini taşıyan çocuklarıyla katıldım. Biz onların sayesinde başarıyla görevimizi tamamladık.” oldu.
KAHRAMAN TABUR’UN KOMUTANI
92 yaşındaki Gazi Komutan Cemal Eruç, sözlerine şöyle devam etti: “Millî Mücadeleden sonra milli gayelerimize ulaşmak için milletimizin TSK’ya verdiği görevi başarılı olarak ispat ettik. Taburum da ‘Kahraman Tabur’ oldu. Tarihe geçti. 50. yılında çocuklarım görevlerini yaptılar. Kıbrıslı soydaşlarımız barış ve huzur içinde kendi devletlerinde yaşıyorlar. Mücahitlerimizle birlikte askerlerimiz ‘ölürsek şehit kalırsak gazi’ sözünün açık örneğini teşkil ettiler. Şehit olan arkadaşlarıma minnet, şükran duyuyorum.
Kore Savaşı’na katılan subaylar yetiştirdi beni. Çok gayretler sarf ettiler. Biz de bu emekleri Kıbrıs’ta boşa çıkarmadık. Görevimizi en iyi şekilde yaptık.Önemli olan vatan için dökülecek kandır. Mithat Cemal Kuntay'ın ünlü mısraları gibi, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında askerlerimiz ilk 5 günde şehit düştüler. Zoru başardık ve Lefkoşa yolunu açtık. O çok önemliydi. Sonra vermedik. Onun için Kıbrıs Barış Harekâtı varlık içinde yokluk savaşıdır. 301 günlük harp ceridemde bunlar yazılıdır.”
ORMANDA GÖĞÜS GÖĞÜSE SAVAŞ
1974 yılının Komando Yarbayı Cemal Eruç (Emekli Tuğgeneral) ilk günlerin çatışmalarını ise şöyle anlattı:
“NikosSampson darbesi Kıbrıs’ta olunca biz 15 Temmuz günü hareket emrini aldık. 16-19 Temmuz 1974 arası Ankara-Konya-Silifke intikalini yaptık. Ovacık’a vardık. Burada 70 helikopter filosuyla 20 Temmuz sabahı Kıbrıs Kırnı bölgesine intikal ettik. Görevimiz Saint Hilarion bölgesine intikal ederek, orada Mücahit Yaman Taburunu da emre almak ve gece 24.00’ten itibaren Karmi ormanları istikametinde taarruz idi.
Ancak biz bu Kırnı’dan Saint Hilarion bölgesine 18.00’de vardık. Gece saat 24.00’ten itibaren Karmi bölgesine yapacağımız taarruz için hazırlık yaptık. Gece 22.30 civarında Tugay Komutanımız Sabri Demirbağ gelerek bölgedeki durumu inceledi. Ve gece 24.00’ten itibaren taarruz emrini verdi.
Saat 23.30 civarında Mücahit Yaman Tabur Komutanı Doğruyol ve Atak bölgelerinin düşman komandolarınca ele geçirildiğini (RMM-31 ve 33 Komando Taburu) bildirdi. Bunun üzerine ben mevcut Karmi ormanları üzerine taarruz planının uygulanmasını iptal ederek, bizi çember içerisine alan RMM taburlarına taarruz için 2. ve 3. Komando Bölüklerinin (Üsteğmen Haluk Üstügen ve Üsteğmen Oğuz Yener) komutanlarını görevlendirdim.
Gece 00.30’a doğru taarruzu başlattık. Saat 01.00 civarında Atak ve Doğruyol bölgesinde çatışma başladı. Yanan bir orman içerisinde mahkûm araziden, hâkim araziye taarruz eden iki bölükle, bu bölgeyi işgal etmiş olan, daha sonra öğrendiğimize göre 700 mevcutlu iki Rum Komando Taburuna toplam 290 mevcutla saldırdık.
Bu, saat 01.00 ile sabah 07.30’a kadar süren süreç içinde o bölgede çok şiddetli çatışmalardan sonra -gerçekten bir komando harekâtı uygulayarak- burayı işgal eden Rum komando taburlarını bölgeden attık.
ORMANDA 10 ŞEHİT 20 YARALI
Bu arada 3. Bölük Komutanı Üsteğmen Oğuz Yener, Astsubay Cemal Yurdumgüzel, Asteğmen Sıtkı Toksoy ve 7 erim şehit düştü. Ayrıca 20 yaralım vardı. Haluk Üstügen büyük bir cesaret ve komando birliğinin özelliklerine yakışır şekilde birliğini sevk ve idare ederek Doğruyol’u ele geçirdi. Üçüncü Bölük Komutanı şehit olduğu için bölgedeki birliklerin sorumluğunu o hatta ona verdim. Havan atışlarıyla ve Haluk’un girişimleriyle bölgeyi ele geçirdik. O akşamki çemberi yarma harekâtının özeti budur.
22 Temmuz günü aynı taarruz planına göre Karmi ormanları istikametine taarruz planını uyguladım. Bu arada birliğimin ilerleyişinin yavaşlamasını durdurmak ve operasyonu hızlandırmak için ileriye yanaştım. Ancak bölgedeki koruganlar bizi ateş altında tutuyordu. Bu koruganlara yanımdaki Astsubay Muharrem Sulu’nun takımıyla saldırırken, koruganlara el bombası kullandım. Ben de bu sırada yaralandım. Ve yaralandığım için daha ileriye gitmedik. Doğruyol ve Atak bölgesinde teşkilatlandık…
O TEPEYE İSMİ VERİLDİ
Sağ olsunlar daha sonra Kıbrıslı kadirşinas yöneticiler Keskinsırt Tepesine Cemal Eruç Tepe, Doğruyol’a Haluk Üstügen Tepe, Atak Tepeye Oğuz Yener ismi verildi. Sırtlara da Cemal Yurdumgüzel ve Sıtkı Toksoy adı verildi.”
‘İYİ EĞİTİMLE HAYATTA KALDINIZ’
Emekli Tuğgeneral Eruç, 2019 yılında Ada’da yapılan törenlere katılmış ve eski askerlerin zor şartlarda görev yaptıkları ile ilgili anılarını anlatmasına şöyle cevap vermişti: “Ben size çektirdim kardeşim. Var mı diyeceğiniz! Çünkü hayatta kaldınız. İyi eğitim, zorlu eğitim dağları bayırları dümdüz ettik, yoksa imha olurdunuz. Yunanlı sarmıştı etrafınızı. Rolünüzü hiç unutmayın. Yani palavra kahramanlık değil. Burada siz hayatınızın savaşını yaşadınız. Genç nesiller bunların hiçbirini bilmiyor.”
Eruç Paşa, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra da Türk Ordusu’nda görev yaptı ve komando eğitiminde örnek subay olarak gösterildi.