Cemal Süreya’dan önemli soru: ‘Çocuklar için ayrı edebiyat gerekli mi?’

‘11 yaşında bir çocuğa özel liselerin, Anadolu liselerinin sınavları için yükletilen bilgilerin, çok kökenli, karmaşık olduğunu düşünüyorum. Çocuk bilgileri mi bunlar? Bunları öğreneceğine güvenilen kişi, niçin Çehov’u, Sait Faik’i anlayamasın’

Cemal Süreya’nın “Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi” kitabı Can Yayınları etiketiyle okurla buluştu. Bu bir çocuk kitabı. Ama kitap, Süreya’nın bir çocuk kitabı olarak kaleme aldığı metinlerden oluşmuyor.

Kitap, modern şiirimizin öncülerinden Cemal Süreya'nın “Çocukça” dergisindeki “Aritmetik İyi, Kuşlar Pekiyi” adlı köşesinde, 1984-85 yılları arasında yazdığı on iki yazıdan oluşuyor. Necati Güngör’ün editörlüğüyle hazırlanan kitapta, Güngör’ün Cemal Süreya’yla yaptığı bir söyleşi de yer alıyor. Her yaştan okurun keyifle okuyacağı yazılara, Mustafa Delioğlu'nun özgün çizimleri eşlik ediyor. Dolayısıyla yazar kendisiyle çelişmiyor. Bunu belirtelim.

Kitabın başında yer alan, Cemal Süreya’nın YKY Yayınlarından çıkan “Günlük” adlı kitabından alınan “Çocuklar İçin Edebiyat” bölümünde, yazarın şu görüşleri yer alıyor; “Ayrı bir edebiyat olmaması kanısındayım. Biri diyecek ki, ‘Ama var böyle bir edebiyat.’ Var, var olmasına; ne ki, olması gerektiği için değil, kendisi var olmak istediği için. Geçende bir arkadaş ‘Saçak’taki bir soruşturmaya verdiği karşılıkta ne güzel soruyordu; Çocuk yazarı var mı?’ diye.”

ÇOCUKLAR İÇİN YAZMAK

“Çocuklar için yazmak... Yazarsın. Yalnız şunu unutma: Çocuklar her şeyi anlar. Her şeyden söz edebilirsin onlara. Bilgiçlik taslayan şeyler yazma. Daha içten ol. Serüvenlerden, düşlerden söz et. Sözgelimi, lacivert ipek helikopterler uçsun yazılarında. Senin işin, onlarda okuma tadı yaratmaya çalışmak...” diye yazar Süreya.

Yazar, bu görüşünü şöyle sürdürür; “Edebiyat vardır. Çocuklar da ondan kendilerine göre koparabildiklerini alırlar. Çocuğu küçümseme yatıyor ‘çocuk edebiyatı’ sözünde. Bırakalım çocuk da yüzmeyi (okuma yazma) öğrendikten sonra bizim girdiğimiz denize girsin.” Süreya, insanlık tarihinde çocukluk tarihinin de yeni sayıldığını belirterek, ayrı edebiyatın, yeni hayat serüveni içindeki çocuklara gerekmeyen yerlerde ayrı işlem uygulama olduğunu savunur.

Wilhelm Reich’in görüşlerini de aktarırken, çocukları nasıl sömürdüğümüzü, onlara her yönden nasıl bir zindan ve kölelik hayatı yaşattığımızı anlatır. Bunu Reich’in; “Erkekler, kadın kölelerine onların da köleleri olduğunu anlatmak için çocukluğu kurdular.” saptamasında aktarır.

NİÇİN ÇEHOV’U, SAİT FAİK’İ ANLAYAMASIN

Cemal Süreya’nın “Çocukça” dergisinde yayımlanan yazıları, yazarın hayal gücünü harekete geçirir. Bu hayal gücüyle yazdığı yazılar, sıcak, içten ve her yaşa uygundur.

Cemal Süreya, günümüzde ilkokulu yeni bitirmiş 11 yaşındaki bir çocuğa verilen bilgilerin, özel liselerin, Anadolu liselerinin sınavları için yükletilen çok kökenli, karmaşık bilgiler olduğunu söyler ve “Bir yerde bilgi olmaktan çıkmışsa da çocuk bilgileri mi bunlar? Bunları öğreneceğine güvenilen kişi niçin Çehov’u, Sait Faik’i anlayamasın”der.

CEMAL SÜREYA’NIN ÇOCUKLAR İÇİN DE KUŞLARI VAR

Cemal Süreya’nın 2000’e Doğru dergisinde “İzdüşümler” köşesinde yazdığı portrelerin çoğu, şemsiye metaforuyla biter. Şemsiyeliler, şemsiyesizler arasından, yukarılara bakar. Yazarın başka bir önemli metaforu da kuşlardır.

Şiirlerinde kuşlar vardır. “Hayat kısa kuşlar uçuyor” sözü, dillere pelesenk olmuş dizelerden biridir. Bu dizede yer alan ''kuşlar'' kelimesi zamanı simgeler. Şair, hayatın ne kadar hızla geçip gittiğini ve sona erdiğini kuş imgesiyle anlatır. Bu dizenin bu kadar sevilmesinin en büyük nedeni ise çok sade ve akılda kalıcı olmasıdır.

Kuşlar güzeldir. Onlara atıf edilen en önemli özellik özgür olmalarıdır. Cemal Süreya kuşlar kadar özgür olup gökyüzünde süzülmelerini sevmiştir belki de. Ya da bazen akıp giden zaman kuş olur bazen çocuklarının bir dersinin adı, üstelikte her çocuğun istisnasız pekiyi alacağı bir dersin adı olur.

Kuş bazen Üvercinka’dır. Üvercinka’nın da yazarı ve yaratıcısıdır Cemal Süreya. Güvercin’in “G”si düşmüş “Üvercinka” olmuştur.

Kuşları sever Süreya. Sevdiği kuşları çocuk yazılarına da almıştır. Orhan Alkaya’nın isteği üzerine, dönemin en iyi çocuk dergisi olan “Çocukça” dergisinde, “Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi” adını verdiği köşede kuşlar vardır.

Burada yazdığı yazılarla ilgili daha sonra şunları söyler; “Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi” başlıklı sütunumu çok seviyorum. On iki yazı yazmışım. Orhan Alkaya’nın isteği üzerine girdiğim bu işte, başta bayağı zorlandım. Kolay değil, yedi sekiz yaş düzeyindeki çocuklara, onların öğrenci olmayan yanlarına seslenebilmek. İlk yazı çok zor çıktı. Giderek ısınmış ve kendime göre bir yol bulmuştum. Çocukların her şeyi anladığı düşüncesinden çıkış yaptım. Geliştirebilirdim de bunu.”

ÇOCUKLARA ‘LACİVART İPEK HELİKOPTER’

Çocuklar için yazdığı yazılarda, kuşlar olmadığı zaman helikopter vardır. Gökte süzülür, kuşlara yarenlik eder. “Çocukça” dergisinde yazdığı ilk yazının başlığı, “Lacivart İpek Helikopter”dir. Süreya ilk yazıyı yazarken nasıl zorlandığını okuruyla paylaştıktan sonra, karşılaştığı arkadaşını şöyle tasvir eder; “Pırasaya gözlük takın onun resmi çıkar ortaya. Sakın yanlış anlamayın çok sevimli bir adamdır. Çok şey bilir.” Bu arkadaşıyla muhabbetinden çıkar ilk yazısı. Süreya’nın arkadaşına göre çocuklar da dünyanın bir parçası. Onlara neden, savaşlardan, dünyayı sarsan günlerden, her ay çıkan kitaplardan, ressamlardan, sonra uzay bilgilerinden, çevre kirliliğinden, İran’a ve Irak’a domates satışımızdan neden bahsetmeyelim ki!

Ve şöyle bitirir ilk yazısını Süreya;

“Lacivert ipek Helikopter

Böyle dedi ve uzaklaştı.

Evet, çocuklar her şeyi anlar.

Gökte lacivert ipek bir helikopter.

Denizde bembeyaz bir gemi.

Kuş kanadı, dağlar, ovalar.”

Sonraki Haber