Ceyhan Mumcu ile Tarihten Güncele: Akit kafası AK Parti'yi batırır

Avukat Ceyhan Mumcu Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sorularını yanıtladı.

M. İlker YÜCEL: Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)’nin “Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyoruz” açıklaması tartışma yarattı. Bir ülkenin bağımsızlığını savunmak için ‘laiklik’ önkoşul mu?

C. MUMCU: Şimdi bir kere bütün dünya gördü ki ABD artık bir fiyasko devleti haline geldi. İnsanlık yeter artık noktasına geldi. CKD de bu tespiti yapıyor. Öbürleri için cumhuriyet değerleri önemli değil. O dernekler milletvekili olmak isteyenlerin, Avrupa’dan ödül almak isteyenlerin derneği... Siz Aydınlık’ta bunların bazılarının ABD’den para ve ödül aldığını açıkladınız. Cumhuriyet Kadınları Derneği’ni hedef alan kadın, cesaret ödülü almış. Ne cesareti? ABD’yi övme cesareti mi?

Dışarıdan para alıyorlar tamam. Peki bu siyasi tutumlarının temel sebebi nedir? Atatürk’ü bilmiyorlar mı?

Atatürk devrimleri, bütündür. Bir bina gibidir. Ve eğer tam bağımsızlığı çekerseniz öbür devrimler de olmaz. Halbuki bunlar tam bağımsızlığı bir tarafa bırakıp laikliği öne çıkarıp Atatürk devrimlerini laiklikten ibaret sayıyorlar. Halbuki laikliğin de devrimcilik, halkçılık, milliyetçilik ile gerçekleşebileceğini algılayamıyorlar. CKD’nin 6 oku var, bunların bir oku. Şenal Sarıhan’ın ABD’yi eleştiren bir tane makalesini gördünüz mü?

Özel olarak bakmadım.

Ben biliyorum. Sarıhan, Aydınlıkçılara yakın durduğu zaman anti emperyalist tutumlar alıyordu. Şimdi ise CHP yönetimiyle uyumlu. Diyarbakır annelerine dönüp de bakmadılar. Afganistan’dan önce Türkiye’deki kadınların haklarını savunsunlar.

28 Şubat davasındaki hukuksuzluğa dönelim. Geçen hafta hatanın düzeltilmesini önerdiniz. Şimdi adli tıp süreci başladı. Nasıl gelişmeler öngörüyorsunuz?

O yargılamayı Yüce Divan’ın yapması gerekirdi. Diğer yandan aşağı yukarı ortalama 80 yaş civarında bu cezaevine girenler. Onların hepsine yaşları gereği, cezaevi koşullarında yaşayamayacakları sağlık gelişimi adli tip raporlarıyla da ortaya çıkar. Bu bir yasal gerektir. Cumhurbaşkanı af yetkisini kullanabilir.

Akit gazetesi 2 gündür bu konuda Aydınlık’a yanıt veriyor. ‘Af’ konusunda karşı yayın yapıyorlar.

Sözde 28 Şubat’ın öcünü alıyorlar. Hâlbuki ortada suç olacak bir olgu da yok. Bir, MGK kararı var ortada sonuç olarak. İrtica ile mücadele içeren bir MGK kararı var. MGK görevli bir yetkili. İki, bu karara Erbakan da uyuyor. Erbakan’ın bakanları da uyuyor. O zaman sorumlu oldukları için. Neticede sadece, 4-5 generalin müdahalesi yok ki. Bir prosedür işletiyor. Komutanların hepsi vatansever. Mesela Çetin Doğan. Onu da mahkemelerde, televizyonlardaki tavrıyla tanıdım. İyi bir aile babasıdır, eşi de çok değerli bir insan. Mahkeme heyetine tavrını da gördük. Mesela söz istiyordu Ergenekon Balyoz davasında. “Bu bir tatbikattır, bunun savunmasını kanıtlarıyla önümüzdeki duruşmalarda ortaya koyacağım, fakat arkadaşlarımı tahliye edin” diyordu. Kendisini değil de arkadaşlarının tahliyesini talep eden böyle onurlu, vakur davranışları vardır. Ak Parti Akit kafasına uyarsa daha çok hata yapar.

Diyanetin deniz ürünleri fetvasıyla ilgili açıklama yaptınız…

Diyanet İşleri Başkanlığı Atatürk'ün kurduğu bir kurumdur. Önüne gelen Diyanet’i küçümser. Küçümseyenler anlamaya çalışmıyor. Mesela bir kez Uğur Mumcu yazıları İslam’a ters midir diye bir yazı yazdım sağ olsunlar bana cevap verdiler İslam’a, değerlerine hiç bir tersliği yoktur. Allah rahmet eylesin iyi biliriz diye bir yazı gönderdi Yüksek Din Kurulu. Bu yaptığım açıklama da böyle. Onlar da işte vatandaşın sorusuna yanıt vermiş. Diyanet İşleri İslam konusunda yurttaşın sorusuna cevap verecek tabiki. Başka hangi konuda konuşsun?

Diyanet kapatılsın talebini çok duyuyoruz.

Niye onlar Atatürk'ten daha mı akıllı? Diyanet kapatılırsa FETÖ sevinir. Tarikatlar memnun olur.

30 Ağustos zaferimizi de anmış olalım. Bu zafer günümüze hangi dersleri bıraktı?

İlginç bir rastlantı biliyorsunuz. 26 Ağustos Malazgirt ve 26 Ağustos 1922 zaferi aynı tarihlere denk geldi. Zaferimiz bütün ülkelere en başta da İslam ülkelerine güç verdi. Bu yönü pek vurgulanmıyor. Bir de tabi emperyalizmi kovduktan sonra çağdaşlaşma adımları attı. Emperyalizm, laiklik ilişkisi de bu vesileyle tekrar tekrar anlatılmalı. Sakarya Meydan Savaşı’nda 22 gün 22 gece uykusuz kaldı askerlerimiz. Durmaksızın vatanlarını savundular. Belleklerden hiç çıkmasın.

Sonraki Haber