Cezayir, Fransa Büyükelçisini geri çekti
Fransız devlet kanallarında Cezayir’e karşı yapılan olumsuz propagandaya sert tepki gösteren Cezayir yönetimi Fransa’daki Büyükelçisini geri çağırdı. Daha önce böyle bir tepki ile karşılaşmadıklarını söyleyen uzmanlar ise gelişen Asya merkezli yeni dünyaya işaret etti.
Cezayir, Fransız devlet kanallarında, ‘Cezayir halkı ve Ordu’suna karşı’ yayımlanan programa sert tepki göstererek, Fransa Büyükelçisi’ni ülkeye ‘danışma’ amaçlı çağırdı.
Daha önce de benzeri yayınların yapıldığını ancak böyle bir tepki gösterilmediğini hatırlatan uzmanlar, ‘beklenmedik tepki’ için, ‘Değişen, Cezayir’deki yeni yönetim ve Çin merkezli yeni dünya düzeni’ değerlendirmesinde bulunuyor.
Uzmanlara göre, ulus devletler, geçen otuz yılın Batı merkezli müdahalelerinden dersler çıkardılar ve şimdi korona sonrası Çin merkezli yeni dünya düzeninde ulusal egemenliklerine yönelik müdahaleci tavırlara hemen tepki gösteriyorlar.
Dünya çapında ‘dış müdahalelere izin vermeme’ çizgisinin güçlendiğini ifade eden uzmanlar, Çin’in yeni ‘Hong Kong Ulusal Güvenlik Yasası’nı hatırlatarak, Cezayir’in de bir yandan yeni güvenlik yasaları çıkarırken, diğer yandan zaten yasalarında yer alan ancak bugüne kadar uygulanmayan ulusal güvenlik maddelerini işletmeye başladığını ifade ediyorlar. Uzmanlara göre, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) gibi emperyalist merkezlerin ‘yumuşak güç’ kuruluşlarını kızdıran da bu.
Cezayir devleti, yabancı kaynaklardan parasal destek alan ve ulusal egemenliğe aykırı yayın yapan medyayı, ocak ayında kurulan yeni hükümetle birlikte yoğun takibe almıştı.
HÜKÜMET SÖZCÜSÜ: NGO-FIS-YOLSUZSLUK İTTİFAKI
Cezayir devleti adına bu konuda son çıkışı, Hükümet Sözcüsü ve İletişim Bakanı Amar Belhimer yaptı. ‘Karşı devrimci parazitler’ diye nitelediği nifak çevrelerini, halkın ‘yurttaşlık, vatanseverlik, demokrasi ve çoğulculuk değerlerini güçlendirmek yerine, sivil itaatsizlik ve şiddet gibi yıkıcılık ve çıkmaz sokak merkezli çağrılar’ yapmakla eleştirdi.
Bakana göre ‘nifakçı’ merkezler, ‘Cenevre ve Londra merkezli NGO’lar, eski FIS (İslami Selamet Cephesi) kalıntıları (90’lı yılların Bati destekli irtica örgütü) ve yolsuzluğa bulaşmış, düzeni bozulmuş ekonomi çevreleri hala hem ciddi finans kaynaklarına sahipler hem de devlet aygıtının pek çok yerinde mevcutlar.
Hükümet sözcüsü, “Bu güçler tamamen tasfiye edilmediği sürece ulusal egemenliğimize, istikrarımıza, kamu düzenimize ve kamu kurumlarımıza saldırılar sürecektir” diyerek, uyanık olacaklarını ve önlem alacaklarını ifade etti.
AMAÇ CEZAYİR'İ ÇİN'DEN UZAKLAŞTIRMAK
Cezayirli tanınmış araştırmacı Ahmet Bensaada, ‘neo-Hirak’ adıyla ortaya çıkan bozguncuların amacının, ‘22 Şubat 2019 devrimiyle Çin merkezli Asya ittifakına yeniden yerleşen Cezayir’i bu eksenden uzaklaştırmak’ olduğunu söyledi.
MİLLET-ORDU BİRLİKTELİĞİNDEN AYDIN-HÜKÜMET İŞBİRLİĞİNE
Millet-Ordu birlikteliğiyle, neo-liberal Buteflika yönetiminin yıkıldığı Cezayir’de, bu kez ülkenin aydınları ön safa çıktı. Pek çok aydın, Hükümetle el ele, ‘Neo-Hirak’ diye adlandırılan “Arap Baharcı” girişimlere karşı seslerini yükseltiyor.
Cezayir’in anti-emperyalist yurtsever aydınlarının oluşturduğu, milli ekonomi, ulusal egemenlik ve sosyalizm için ‘Kasim Kollektifi’ girişimcilerinden Felsefe Profesörü Muhammet Buhamidi’nin devlet televizyonunda yaptığı çıkış sosyal medyada ve basında büyük yankı yarattı.
ABD-NATO EKSENİNDE KAOS YARATMAK
22 Şubat 2019 halk hareketi Hirak’ın, Mart ve Nisan aylarında Millet-Ordu işbirliğiyle rolünü oynadığını söyleyen Buhamidi, “devamında, özgün haliyle alakası olmayan, mutasyona uğramış ve zayıf katılımla sürdürülmek istenen neo-Hirak yürüyüş girişimleri kaos amaçlıdır” tespitini yapıyor.
“Hirak’ın ikinci dönemi” diye adlandırdığı Mayıs 2019 sonrasında, Batı merkezlerinin, “ABD-NATO-İsrail ekseninde kaos yaratmak için her türlü etnik, kültürel, dinsel vb kırılgan hatlara yoğunlaştığını” söyledi.