Özgür Özel 'el yükseltmeye' devam ediyor: Kürt sorunu vardır, çözümü Meclis’tir
'Kürtlere devlet teklif ediyorum' çağrısının ardından el yükseltmeye devam eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında 'Kürt sorunu vardır, çözümü Meclis’tir' ifadelerini kullandı.
TBMM'de grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Kürtlere devlet teklif ediyorum" çağrısının ardından "el yükseltmeye" devam etti.
EL YÜKSELTMEYE DEVAM EDİYOR
Özel, "Kürt sorununun var olduğunu, çözüm adresinin Meclis olduğunu ancak toplumsal mutabakatla bunun sağlanabileceğini hiçbir partiyi, hiçbir grubu dışlamadan ve olmazsa olmaz altın standardımdır, kırmızı çizgimdir." dedi.
BAHÇELİ'NİN YİNELEDİĞİ ÖCALAN ÇAĞRISINA YANIT
Öcalan çağrısını yenileyen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden aday olabilmesi için yeni anayasa çağrısı yapan Bahçeli'ye de yanıt veren Özel, "Şimdi bütün Türkiye duysun ki neymiş yaptıkları? Bir kere söyledikleri şuymuş: Kürt sorunu yoktur. Kürk sorunu vardır. Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürk sorunu. Kürk sorunu vardır. Ne Türk ne Kürt ne Alevi ne Sünni, bunların dost kaygısı yoktur, dostluk projesi yoktur. Bunlarca dostluk sorunu, dost sorunu yoktur. Recep Tayyip Erdoğan'ın post sorunu vardır. Postunu bırakmak istememektedir... Erdoğan bir kez daha aday olabilsin, bir kez daha seçilsin diye anayasa değiştirmekten, bunun için de gerekirse Abdullah Öcalan'ı bile Meclis'e getirmekten bahsetmektedir." ifadelerini kullandı.
'GÜVERCİN' VE 'BİLGE' AHMET TÜRK
Aldığı terör örgütü üyeliği cezası ve yeni açılan soruşturmalar nedeniyle görevden uzaklaştırılan DEM Partili Ahmet Türk'e sahip çıkan Özel, "Mardin'in barış güvercini, bilge kanaat önderi Ahmet Türk'ün yerine 3. kez kayyum atandı ama itibarını zedeleyemediler. Kayyum kararları siyasi kumpaslardır." açıklamasını yaptı.
CHP'NİN OY ORANINI AÇIKLADI
Partisinin oy oranını da açıklayan Özel, "Seçim satıh maline gelindiğinde partinin oyu bir ay öncesinde yüzde 30'u geçiyor. O ay yüzde 38 alıyoruz ama "Bu pazar seçim olsa?" sorusuna yüzde 34'lerde CHP cevabı veriliyor ve o büyük zafer geliyor o gece" diye konuştu.
Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Yerel seçimlerde Türkiye'nin dünyada en bilinen, en gözde kentine, dünyanın gözbebeği kentine, İstanbul'a, onun en büyük ilçesine kayyım atıyorlar. Bunu yaparken önce Esenyurt, Esenyurt üzerinden İstanbul, İstanbul üzerinden Türkiye'yi kuşatmayı, Türkiye'deki yöneticilerin seçilme hakkına değil, milletin seçme hakkına el atmaya tenezzül ediyorlar. Ve bunu maalesef FETÖ'nün yöntemleriyle, FETÖ'nün Zekeriya Öz'ünün yaptıklarının hemen hepsini hep birlikte yaparak, hepsini birden kullanmaya Zekeriya Öz bile yeltenmemişken, geliyorlar bunlara yelteniyorlar. Bakın sabahleyin her sabah belediyeye giden birisini, belediyeye odasına gidip davet edebilecekken, bir telefonla çağırabilecekken illa gözaltı yapacaksan evden çıkışını bekleyip polis aracına davet edebilecekken, sabah 5.00'te şafak operasyonuyla, FETÖ taktikleriyle evin kapısını bir çilingir ve bir balyoz marifetiyle kırarken korkulu bir eş açıyor. O eş 'Ne yapıyorsunuz?' deyince ite kaka içeri giriyorlar. 'Kaldırayım, uyandırayım Ahmet'i' diyor. 'Sen dur' diyorlar. "Burada bekleyeceksin." Yatak odasına polisler giriyor. Uyumakta olan kişiyi, Ahmet Özer'i, başkanımızı yatağında yorganını bizzat açarak kaldırıp gözaltına alıyorlar.
FETÖ'YE BENZETTİ
Bu uygulama, bu uygulama sadece yataktaki kişinin bomba tuzakladığı düşünülüyorsa, canlı bomba ihtimali olması düşünülüyorsa yapılan, aksi takdirde yapılmayacak bir uygulama iken bu uygulamayı yapıyorlar. Eş zamanlı belediyenin kapısını kırıyorlar. Avukatlarımız yetişiyor, belediye meclis üyelerimiz aramaya tanıklık etmek istiyorlar, 'Hayır!' diyorlar. Ne evde ne belediyede avukat yok. Bilgisayarlara el koyuyorlar. "İmajları yok." Sadece ve sadece Zekeriya Öz'ün bir kumpas davasında yeltendiği, onun kararının da Anayasa Mahkemesince bu yüzden bozulduğu, imaj vermemişsin, pek çok davanın aramada polis yok diye bozulduğu için titizlikle aramasında avukat bulundurulduğu FETÖ'cü süreçlerin bile ilerisinde tek başlarına arıyorlar. 'PKK dergisi bulduk. Bir roman bulduk, bunu sen yazıyordun. İçinde terörle ilgili ibarelere rastladık' diyorlar. 'Bilgisayarın imajını aldık. Bilgisayara yazdığın her şey elimizde' diyorsun ama bizim avukatlara imaj vermiyorlar. Bilgisayarı alıyorlar, içini, o anki halini bize vermiyorlar ve buradaki delillerle de tutuklama yapıyorlar. Bakın, elimde Ahmet Özer tutuklamasıyla ilgili TRT'nin ve Anadolu Ajansı'nın alet edildiği üç yalan ve doğrusu var. Bunu, bir, 'Ahmet Özer, DEM'lidir' Cevap: Bu yalan. 10 yıldır CHP üyesidir. İki kez milletvekili adayı olarak bu odaya geldi. Çayımı içti, çayımızı içti. Bizden destek istedi, milletvekili adayımızdır. Belediye başkan adayımızdır. 'DEM belirlemiştir' diyorlar. 'DEM'lidir' diyorlar. 10 yıldır CHP'lidir."
SENDİKALARA ASGARİ ÜCRET ÇAĞRISI
Bu enflasyonla yeniden değerleme olayı yüzde 44 oldu. 1 Ocak günü devletin sizden aldığı her paraya yüzde 44 zam gelecek. 17 bin liralık asgari ücret enflasyona göre değil, hedef enflasyona göre vereceğiz diyorlar. Asgari ücretliyi ezmeye çalışıyorlar. Tüm sendikalara sesleniyorum; biz büyük bir mücadele vereceğiz. Asgari ücrete gelmesi gereken zam yüzde 80'dir. 30 bin lira asgari ücreti hep birlikte savunalım. Asgari ücrette kabul edilebilir son fiyat 30 bin, 30 yoksa biz yokuz diyorsanız sizi bu mücadeleye davet ediyorum"
İMAMOĞLU'NUN ZİYARETLERİ
Bugün Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla Sayın Ekrem İmamoğlu benden ve bütün muhalefet partisi liderlerinden randevu almıştır. Fevkalade isabetlidir. Bugün beni geçmişteki AKP pratiğinin aksine ortaya koyduğumuz net iradeyle AKP ve MHP'ye de teklif edilip reddedilen, diğer partilerin kabulüyle oluşturulmuş encümenimiz yani Türkiye Belediyeler Birliği'nin yönetim kurulu ziyaret etti. İçlerinde İYİ Partili var, içlerinde DEM'li var, Yeniden Refah'lı var, CHP'li var. Hep beraber: 'Kayyum antidemokratiktir, haksızlıktır. Bununla bu meclis mücadele etmelidir' diyorlar. Onlara randevu veren bütün liderlere yürekten teşekkür ediyorum. Randevu vermeyen lidere de el uzatıp elimi havada bırakmayın biliyorsunuz. Başka elleri havada bırakıyorsunuz. Samimiyetsizliğinizi bizzat ortaya koyuyorsunuz. İstenilen randevu şahsi randevu değildir. İstenilen randevu siyasi randevu değildir. Türkiye Belediyeler Birliği'nin sizin de belediyelerinizin içinde olduğu "Gelin, yönetime girelim. Birlikte girelim. Eskiden AKP tek başına yönetiyordu. Hepimiz yönetelim." dediğimiz heyettir. Heyetin derdi demokrasi, halkın iradesi, yerel yönetimlerin öneminin altını çizmektir.
İSRAİL TEHDİNİNİ GÖRMEZDEN GELDİ
İsrail'in Türkiye'ye saldıracağını Meclis kürsüsünden söylemeye ve bir anda televizyonları 'İsrail'in fırkateyn sayısı, Türkiye'ninki. Onda F-35 var, bizimki F-16. Onun Gök Kubbesi var, bizimki zayıf mı? Ordu güçlü mü, güçsüz mü?' tartışmasıyla "Güvenlik konuşsunlar, yoksulluk konuşmasınlar' diye bir tartışma başlattılar. Orada başta bazı liderlerin, bazı kıdemli siyasetçilerin de haksızca söylediği bir şey, Meclis tecrübemiz sayesinde ne kadar doğru olduğu ortaya çıktı. Dedik ki: 'Ülkenin cumhurbaşkanı böyle korku siyaseti yapamaz. Hemen kapalı oturum yapacağız. Gelip anlatacaksın. Gelmiyorsan bakanlarını yollayacaksın. 10 yıl açıklanmayacak bu bilgilerle İsrail'in Türkiye'ye saldırı tehlikesini öğreneceğiz. Eğer hak verirsek susacağız ve destek vereceğiz ama sen bunu siyaseten yapıyorsan söylemediğini ifşa edeceğiz." Efendim, "Kapalı oturum milletten gerçekleri kaçırmaktır.' diye bir safsatadansa gördük ki hep beraber orada hiçbir şey konuşulmadı. Konuşulanı söylemedik, konuşulmayanı ifşa ettik ve millet böyle bir şeyin siyasete alet etmek için, korkuyu örgütlemek için, umudu örgütleyemiyor, korkuyu örgütlemek için yaptıklarını ifşa ettik.