CHP, HDP ve Batılı siyasetçiler bir araya geldi: İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak kabul edilemezmiş
Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nin fesih kararını onaylaması üzerine CHP ve HDP yöneticileriyle Batılı ülkelerin parlamento temsilcileri, EŞİK Platformu’nun toplantısında bir araya geldi.
Danıştay’ın kararına tepki gösterilen toplantıya İSE Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Vatan Partisi Öncü Kadın’dan tepki geldi.
İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının onaylanması, Amerikancı muhalefeti yeniden bir araya getirdi. İstanbul Sözleşmesi’ni denetleme kurulu GREVİO ile CHP ve HDP gibi partiler, Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) toplantıda bir araya geldi.
“Bir Dünya Sözleşmesi İstanbul Sözleşmesi” başlıklı çevrimiçi toplantıda Danıştay’ın kararına tepki gösterildi. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzman Grubu Taraflar Komitesi (GREVIO) Başkanı Iris Luarasi'nin yanı sıra Batılı ülkelerden parlamento temsilcileri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Doç. Dr. Selin Saye Böke ve terör örgütünün siyasi uzantısı HDP'nin Batman Milletvekili Feleknas Uca da toplantıda yer aldı.
GREVIO BAŞKANI: ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI
GREVIO Başkanı Irıs Luarasi, Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadele maskesi altında aile kurumunu hedef alan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilişini "hayal kırıklığı" olarak niteledi.
Luarasi “İlk defa bu sözleşmeyi imzalayan bir ülkenin sözleşmeden çekildiğini gördük. Bu konudaki hayal kırıklığımızı ve üzüntümüzü bütün iletmek istiyoruz. Türkiye’nin sözleşmeden çıkmasını kabul etmiyoruz. Kabul edilemez bir durum. Sözleşme makamı ile uluslararası hukuk uyarınca geri çekilmeye dair bildirime karşı bir şey yapılamayacağı görüldü. Maalesef şu an elimiz kolumuz bağlı." ifadelerini kullandı.
LGBTİ DESTEĞİNİ DİLE GETİRDİ
GREVIO eski Başkanı Prof. Dr. Feride Acar ise, İstanbul Sözleşmesi'ne büyük çoğunluğu fonlanan LGBTİ örgütlerinin desteğini şu sözlerle ifade etti:
Türkiye'nin her yerinden yüzlerce kadın ve LGBT örgütü, meslek grupları ve baroların sözleşmeye destekleri devam ediyor. Başarılı bir şekilde kamuoyunu da eğittiler. Bu çekilme kararı ile ilgili olarak en üst düzey idari mahkemeye gidildi. Orada uzmanlıkla azimle çalışmalar yapıldı. Ancak iddialar dar ve marjinal bir karar ile reddedildi. Ancak süreç hala devam ediyor ve edecek. Kadın hareketi İstanbul Sözleşmesi’nin önemini siyasilere kabul ettirdi.
HDP’YLE KOL KOLA
Hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturma bulunan Erol D. ile birlikte fotoğrafları ortaya çıkan HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca ise, sözleşmeden çekilmesiyle Türkiye'de kadın cinayetlerinin arttığını öne sürdü.
CHP ise terör örgütünün siyasi uzantısı HDP ile bu noktada da birleşti. Aynı toplantıda konuşan CHP Genel Sekteri Selin Saye Böke Danıştay'ın kararının demokrasiyi yok saydığını savunarak “Bizler bu tek adama karşı, çok kadınlar olarak mücadele edeceğiz." dedi.
‘TOPLUMSAL CİNSİYET’ VAADİ
Öte yandan Böke, CHP iktidarında İstanbul Sözleşmesi'ni ilk bir hafta içerisinde yeniden yürürlüğe koyacaklarını belirterek, "toplumsal cinsiyet" dayatmasını şu sözlerle savundu:
İstanbul Sözleşmesi'nin toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına alıyor olan yaklaşımını yerel yönetimlerimizde de var etmek için bugünden adım atıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına alacak yönetişim anlayışıyla yapıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini içeren ve bunu uygulamaya geçirecek olan bu eşitliği gözeten bütçelerle gerçekleştiriyoruz.
İngiltere İşçi Partisi Milletvekili Ruth Jones, Türkiye ve İngiltere'nin Sözleşme'den çekilmesinin göçmenlere karşı ayrımcılığı teşvik edeceğini iddia etti.
EŞİK’in düzenlediği toplantıyı Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Tülin Oygür ile Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı’ya sorduk. Aydınlık’a değerlendirmede bulunan Oygür ve Ayvalı, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınla ilgili olmadığını, amaçlarının toplumu cinsiyetsizleştirme ve milli devleti hedef almak olduğunu belirttiler.
Amerikancı propagandayla doğal olmayan cinsel kimlikleri dayatan İstanbul Sözleşmesi'nin fesih kararının iptal istemi, Danıştay 10. Dairesi tarafından geçen ay reddedilmişti. Feshedilen İstanbul Sözleşmesi’nde “toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik” gibi toplumu cinsiyetsizleştirme amacı güden ifadeler yer alıyor. Özellikle Sözleşme'nin 3'üncü maddesindeki “toplumsal cinsiyet” tanımı, kadın ve erkek cinsiyeti dışındaki doğal olmayan cinsel kimlikleri kapsıyor.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADINLA İLGİLİ DEĞİL’
CKD Genel Başkanı Tülin Oygür, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun önemine vurgu yaparak " Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden (İS) çekilme nedeni, işte tam da bu mücadeleyi gerçek zemininde, gerçekten kadına yönelik şiddete karşı olma zemininde yürütebilmek içindir. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nin esasta kadınımız için değil, kadın sorunu üzerinden aile kurumumuzu zayıflatmak, bizi bir arada tutan milli manevi değerlerimizi çökertmek, çocuklarımıza kadar uzanan bir cinsiyet karmaşası yaratarak insanımızı yabancılaştırmak ve bölücü ve gerici terörle mücadelemizi mahkûm etmek amacına hizmet ettiği açık şekilde anlaşılmıştır." şeklinde konuştu.
Oygür, GREVIO'nun 2017 tarihli raporuna ilişkin ise şu ifadelere yer verdi:
“Kör gözler bile bu raporu okuyunca ayılmıştır! Bu raporda, ülkemizdeki kadın erkek eşitliği değerlendirmesi, LGBT’yi tanıma üzerinden yapılmıştır. Bu raporda terörle mücadele eden askerimiz, jandarmamız, polisimiz kadına eziyet ve tecavüz etmekle suçlanmıştır. Böylece İstanbul Sözleşmesi’nin kadını korumak değil, cinsiyetsizlik ve milli devletin zayıflatılması üzerinden kadını yok saymak demek olduğu, en açık şekilde bu raporla ortaya çıkmıştır.
“Bunlar kıbleleri emperyalist Batı olan, Batı’dan gelen her yozluğu ilerilik zanneden, yüreklerinde Atatürk Devrimlerinin kırıntısı olmayan, bölücü terör örgütü PKK ile kucaklaşmış, siyasetlerini ve kariyerlerini Atatürk Cumhuriyeti’nin savunulmasından iyice ayırmış ve dolayısıyla tapındıkları Batı’dan bol bol takdir ve fon alan yapılardır.”
Temsilcileri aracılığıyla turuncu darbeler tezgâhlayan George Soros'un Açık Toplum Vakfı ile yakın ilişkileri bulunan GREVIO, 2017 yılında hazırlamış olduğu raporda Türkiye'nin FETÖ ve terör örgütü PKK ile mücadelesini hedef almıştı. Raporda, “Terörle mücadele tedbirleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki güvenlik operasyonları ve başarısız darbe girişimi sonrası kamu görevlilerinin toplu ihracıyla ortaya çıkan kamu görevlileri kaynağının boşalması gibi çeşitli faktörlerin, kadınların şiddetten uzak yaşama hakkının yerine getirilmesine uygun olmadığını ortaya koymaktadır.” denilmişti. Ayrıca söz konusu raporda 13 kez kullanılan “lezbiyen kadınlar” ifadesi göze çarparken, kadınlara yönelik sıklıkla "etnik köken" vurgusu dikkat çekiyor.
‘TÜRKİYE KARŞITLIĞINDA BİRLİKTELER’
EŞİK Platformu'nun düzenlediği toplantıya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Oygür, "Şimdi yeniden toplanmışlar; Türkiye için olmayan bir sözleşmenin, olmayan Grevio başkanını ağırlamışlar. Ana muhalefet partisinin temsilcisiyle, kapatılması için şafak saydığımız HDP de yerlerini almışlar. Bu beraberliklerin Türkiye karşıtlığında kotarıldığı gerçeğini kadınıyla erkeğiyle milletimiz bilmektedir." dedi.
Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı ise, EŞİK Platformu'nun düzenlediği toplantıyla ilgili “Öncelikle belirtmeliyim ki; feminist, LGBTİ aktivisti, HDP destekçisi kimlikleriyle öne çıkan EŞİK’in Cumhuriyet Devrimiyle ayağa kalkan Türk kadınını temsil etme potansiyeli bulunmuyor. Vatan Partisi’nin ve devrimci kadın hareketinin mücadelesiyle, Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiştir, bu yoldan geri dönüş yoktur. Sözleşmeden çıkmak, kadınlarımız ve ülkemiz için son derece olumlu bir gelişmedir. Algılarımızla ne kadar oynamaya çalışırlarsa çalışsınlar, İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önleyecek bir sözleşme değildir. Aksine, kadını aşağılara iterek şiddeti kışkırtan bir ideolojinin ürünüdür. EŞİK Platformu, kadın-erkek eşitliği mücadelesinde en baştan beri yanlış taraftadır ve kaybedenlerin arasındadır." ifadelerini kullandı.
‘GREVIO'NUN HAYALLERİ SUYA DÜŞTÜ’
EŞİK toplantısına katılan GREVİO Başkanının, Türkiye’yi Avrupa Konseyi için hayal kırıklığı olarak tanımlamasına dikkat çeken Ayvalı, "Evet, Türkiye GREVİO’nun neoliberal dayatmasına meydan okumuş ve hayallerini suya düşürmüştür. Bölücü ve gerici önerileri karşılıksız kalmıştır." diye konuştu.
116 sayfalık GREVİO Raporu'na da atıfta bulunan Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı, şunları kaydetti:
“GREVİO’ya göre, Türkiye’nin PKK ve FETÖ ile mücadelesi kadınlara zarar vermektedir. Yine raporda; PKK güdümündeki kadın örgütleri ile lezbiyen kadın örgütlerinin devlet tarafından fonlanması ve politika geliştirmeye dâhil edilmesi talebi yer almaktadır. Bu talep sözleşmenin 4, 6 ve 8. maddelerine dayandırılmaktadır.”
‘DERTLERİ KADIN DEĞİL’
“Dahası, raporun 16 ve 17. sayfalarında Türk askerine ve Türk polisine tecavüzcü denmektedir. 54. sayfada ise kayyum atamaları eleştirilmiştir.
“Şimdi söyler misiniz; bölücü ve gerici terör örgütleriyle mi kadına şiddeti önleyeceğiz? Bu raporu kabul edersek; Aybüke Yalçın’ın, Nurcan Karakaya’nın anısını nasıl yaşatacağız? Diyarbakır annelerinin yüzüne nasıl bakacağız? FETÖ ile yani Batı destekli gericilik ile mücadeleyi bırakmanın kadınlara nasıl bir faydası olacak? PKK’yı hendeklerden, FETÖ’yü hapislerden kurtarmaya çalışanların derdi kadına şiddetle mücadele olabilir mi?
“Türkiye, İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 121’inci toplantısında kabul edilen İstanbul Sözleşmesi'ni 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamıştı. Sözleşme, bünyesinde "cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet" gibi doğal olmayan kavramlar barındırıyor. GREVIO heyeti ise, yargı bağımsızlığı ilkesine aykırı olarak Sözleşme kapsamında oluşturulmuş bir denetleme kurulu öngörüyor.”