CHP’den federasyonculara ‘Sizinleyiz’ sinyali

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, KKTC temaslarında adadaki Türk varlığını yutma politikasının taraftarlarına umut oldu. İki devletli çözümü öncelik almadığını hissettirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 50. yıldönümü kutlamaları vesilesiyle bulunduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) kişiye göre değişen mesajları dikkat çekti. Özel, KKTC devlet yetkilileri ile görüşmelerde başka, Rumların da savunduğu Batı tezi olan federasyon modelini benimseyenlerle görüşmelerde başka konuştu.

19-20 Temmuz’da KKTC’de bulunan Özel, ilk ziyaretini federasyoncu Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne (CTP) yaptı. İkinci gün eski Cumhurbaşkanları Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’yla buluştu. Özel, KKTC’de Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Ünal Üstel, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, eski Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ve Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ile de görüştü. CHP Genel Başkanı, KKTC hükümet görevlileri ile temaslarında Türkiye’nin garantörlük hakkının kesinliğini vurgularken, federasyon taraftarlarıyla temaslarında iki devletli çözüm politikasına sıcak bakmadığının sinyalini verdi.

‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME KARŞIYIM’ SİNYALİ

CHP Genel Merkezinin servis ettiği bültene göre Özgür Özel federasyon tezinin önde gelen savunucusu CTP’yi “Kardeş partimiz” şeklinde niteledi. Özel, CTP ziyaretinde şunları söyledi:

Mesela iki devletli çözümden bahsediliyor ama bir yandan da garantörlük haklarının devamından bahsediliyor. Adadaki tüm hakların, herkeste olmasında bahsediliyor. Çok fazla kavram çok fazla iç içe geçmiş durumda. 50’nci yılda Meclis’te ortaya konan ve Meclis Başkanı tarafından teklif edilen metne CHP, metnin içinde Kıbrıs’ın egemenlik haklarına yapılan vurgulardan, Kıbrıs ile dayanışma duygularından ve metnin genelinde, her bir satırına katılamazsınız çünkü Türkiye’deki bütün siyasi partileri düşünün hepsinin birden altına imza atabileceği, el kaldırabileceği bir muhteşem metni ortaya çıkarmak her zaman mümkün olmaz. 50’nci yılda, dünyanın gözünün önünde de Kıbrıs meselesinde iktidar ve muhalefet ayrışmakta doğru bir yaklaşım olmaz.

SEÇİMLERE MÜDAHALE İDDİASI

Özel’in eski Cumhurbaşkanları Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı ziyaretlerine ilişkin metin servis edilmedi. Özel, Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ile bir araya gelişinde KKTC seçimlerine Türkiye’nin müdahale ettiğini ileri sürdü. KKTC’nin, Rumlarla ortak statüde Avrupa Birliği’ne (AB) girmesini öneren Özel şunları dile getirdi:

Tabi geçtiğimiz dönemde Kıbrıs’ta yapılan gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, gerek parlamento seçimlerinde Türkiye’den bazı siyasi partilerin doğrudan müdahil oldukları ve kamu görevlilerinin alet edildiklerini takip etmiştik. Buna tepki göstermiştik. Biz Kıbrıs halkının iradesine saygılıyız. Bu Kıbrıslının çözüm iradesi noktasında onlar ne karar verirse arkasındayız. Bir kırmızı çizgimiz var bizim. O da demokrasi, özgür ve eşit şartlarda yapılan seçimler. Türkiye’den birileri kamu gücünü kullanarak, orantısız şekilde Kıbrıs seçimlerini manipüle etmeye yine kalkarlarsa karşısında CHP’yi bulacaklar. Bu Kıbrıs seçimlerinde taraf olmak değil Kıbrıs’ta demokrasinden taraf olmaktır.

‘ORTAK STATÜDE AB ÜYELİĞİ’ ÖNERİSİ

“Barıştan yana tutum takınan KKTC’nin her müzakerede üstüne düşen KKTC’nin, hatta Annan Planı’nı onaylayan KKTC’nin her seferinde cezalandırılıp, müzakereleri bozanların, masadan kalkanların, sözünü tutmayanların ödüllendirildiği sürece itirazımız var. Güney Kıbrıs’ın tek başına AB üyesi olması kabul edilemez. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği ile birlikte Kıbrıs sorununun çözülmesini, Kıbrıs’ın da KKTC’nin de içinde bulunduğu şekilde AB’ye tam üye olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Aksi durum statüde eşitsizlik yaratıyor. Güney Kıbrıs’ın üyeliğinden geri adım atılamayacağına göre Türkiye ile mutlaka Kuzey Kıbrıs da AB’ye girmelidir. Yok, Kuzey Kıbrıs’ı almayacaklarsa, o zaman Güney Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs’ı ortak statüde AB üyesi yapmanın yolu bulunmalı. Ama buna Kıbrıs’taki herkesin rızası olmalıdır. Biz çözüm istiyoruz. İlk 50 yıl teslim olmamanın, müzakere etmenin, haklı davayı anlatmanın dönemiydi. İkinci 50 yıl çözüm, çare ve Kıbrıs’ın daha mutlu ve müreffeh olmasının başlangıcı olacak diye ümit ediyorum.”

Kudret Özersay

‘RUMLARIN AB’DE OLMASI HAKSIZLIK

Özgür Özel, KKTC resmi yetkilileri ile görüşmelerde ise farklı bir ton kullandı. Özel, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar görüşmesinde şöyle söyledi:

“Türkiye’nin garantörlük hakkının kabul edilmediği veya dışarıda bırakıldığı hiçbir müzakereye taraf olmaması gerektiğini her zaman savunuyoruz. Elbette Kıbrıs’ın iç politikasındaki farklı düşünceler, dış politikaya yönelik farklı düşünceler olabilir. Biz Kıbrıs’ı bir bütün olarak sahipleniyoruz. Dün TBMM’nin bütün dünyaya verdiği kuvvetli mesajın Kıbrıs’ta da iktidarı ve muhalefetiyle verilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bugün ayrılıkları değil birliktelikleri konuşmanın, fikir ayrılıklarını değil KKTC ve Türkiye’nin ortak menfaatleri için birlikte olabilmenin zamanıdır... Türkiye’nin Avrupa Birliğinde olması, Yunanistan ile Türkiye arasındaki Avrupa nezdindeki asimetriği aşabilecek güç olarak, biz bu mesele çözülürken Kuzey Kıbrıs ile ilgili en ufak bir taviz vermek yerine Kıbrıs’ın sorunlarının aşılması, yapılan haksızlıkların aşılması gerektiğini savunuyoruz. Güney Kıbrıs Rum kesiminin tek başına Avrupa Birliğine dahil edilmesi bizlere büyük bir haksızlıktır. O haksızlığın telafisi noktasında da hem diplomatik alanda, hem de fırsat bulduğumuz her kürsüde bunu dile getirmeye devam ediyoruz.”

TÜRKLERİ ADADAN SÜRME PLANI İÇİN ÇALIŞIYORLAR

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1974’teki Barış Harekâtı’yla Batı destekli Rum mezaliminden kurtularak bağımsızlını ilan eden Kuzey Kıbrıs Türk KKTC egemenliği “Federasyon Modeli” adı verilen sözde çözüm önerisiyle ortadan kaldırılmak isteniyor. AB ve Yunanistan’ın ısrarla gündeme getirdiği “Annan Planı” yani federasyon modeli KKTC’yi yutarak adadaki Türk varlığını sona erdirmeyi hedefliyor.

İçerde de taraftarları yaratılan modelin en ateşli savunuculuğunu Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Mustafa Akıncı ve Mehmet Ali Talat gibi isimler yapıyor.

‘TÜRKİYE’NİN YAKLAŞIMI FİYASKO’

CHP’nin kardeş parti ilan ettiği CTP, Nisan ayında yaptığı Annan Planı’nın 20. Yılı etkinliklerinde “CTP’nin iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı bir federasyon için mücadeleye kararlıkla devam edecek” mesajı vermişti. Özgür Özel’in görüştüğü Talat ve Akıncı da sık sık Türkleri adadan sürme planını destekleyen açıklamalarda bulunuyor. Görev yaptığı sürelerde de aynı çizgiyi yansıtan Talat, 6 Mart 2024’te “Son dönemde Türkiye'nin Kıbrıs sorununa olan yaklaşımı tam bir fiyasko” ifadelerini kullanmıştı.

Adada Mustafa Akıncı döneminde ise tam bir Türkiye karşıtı iklim oluşmuştu.

‘2-3 DEVLET TANISA NE OLUR’

“Federasyon Rum tarafına yama olmak değil Rum tarafıyla eşit olmaktır. Ortaya atılan diğer alternatifler sadece abesle uğraş olacaktır” diyen Talat şöyle devam etmişti:

“Bizim hedefimiz Kıbrıs Türkü’nü dünya ile bütünleştirmektir. Varsa başka yol, o da bir çözümdür. KKTC’yi 2-3 devlet tanıdığında ne olacak ki? Bizim hedefimiz 3 devletin bizi tanıması olmamalıdır. Bize avantajlar getirmeyecek devletlerin KKTC’yi tanımasının fazla bir önemi yok.”

Mehmet Ali Talat

‘ULUSLARARASI HUKUK KORUR’ BAKIŞI

Militanca Türkiye karşıtı sosyal medya paylaşımı yapan Akıncı, “Kısacası görünür gelecekte tanınma siyasetinin başarı şansı yoktur; eğer gerçekçi zemine dönülmezse daha da yalnızlaşma getireceği de kuşkusuzdur. Hala mümkün görünen, siyasi eşitliğin tüm unsurları ile var olacağı ve Türk tarafının öteden beri savunduğu kurucu devletlerin güçlü yetkilere sahip olacağı federal bir yapıdır...Ya eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşanacak ve uluslararası hukukun bir parçası olarak, siyaseten eşit iki kurucu devlete dayalı federal bir yapılanma; ya da Türkiye’nin bir alt yönetimi olarak algılanan bir yapıda bölünmüşlüğe mahkum olmaktır.”

Mustafa Akıncı
Sonraki Haber