CHP’li Özel PKK'yı ağzına almadı, Rusya'yı suçladı
CHP’li Özel, roket saldırısını işaret edip, “Soçi anlaşması ne oldu, bunun hesabının verilmesi lazım.” diyerek Rusya’yı suçladı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Trabzon’da gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, İstiklal Caddesi’ndeki patlamaya ilişkin, eylemi yapan ABD’nin kara gücü PKK/PYD’nin adını ağzına almadan şunları söyledi: “Bu patlamaya karşı Türkiye’nin vücut olması gerekir. Terörün kimden geldiğine bakmaksızın en şiddetli şekilde kınamak, lanetlemek gerekiyor ki, yaptık. Ancak bunların tekrar yaşanmaması için bir şeyler söylemek gerekiyor. Birileri çok kolaycı: ‘efendim terör olayı, bu konuda siyaset yapmayın’. Kaza olur, maden patlar ‘siyaset yapmayın’. Siyaset bunlar yaşanmasın diye yapılır. Siz 2019’da Soçi’de Rusya ile anlaşma imzaladınız. Aynı tarihlerde de ABD’yle Ankara anlaşması. Nedir, ortak devriye: sınırın öte tarafının Rusya tarafından temizlenmesi. Türkiye’nin de ortak devriye ile bu durumu denetlemesi ve Amerika’nın kontrolündeki bölgeler. Türkiye’ye terör saldırısı da anılan bölgelerden geldi; vatandaşlarımız, evlatlarımız roket saldırılarıyla öldürülüyor. Rusya’nın Türkiye’ye taahhüt ettiği güvenli bölgeden oluyor. O gün büyük başarıyı alkışlayanlar bugün ne oluyor kardeşim, canciğer kuzu sarması Putin neden oradaki Türkiye’ye saldırı odaklarını etkisiz hale getirmemiş demez mi? Ben sormaz mıyım, ‘ortak devriyede görmediniz mi siz bu unsurları’ diye. Bu tür işleri siz iç politikaya alet ederken çok iyi. Soçi anlaşması ne oldu, bunun hesabının verilmesi lazım.”
ABD’Yİ HEDEF ALAN SOYLU’YA TEPKİ
Bakan Soylu’nun “ABD’nin taziyesini kabul etmiyorum” sözlerine “sonra pirincin taşını ayıklıyoruz” diyerek karşı çıkan Özel, şu değerlendirmeyi yaptı: “Mersin ve İstiklal saldırılarının planlamaları ve talimatları bu bölgeden geldi. Eylemi gerçekleştiren saldırganlar bu bölgelerden geldiler. Süleyman Soylu ‘ABD’nin taziyesini kabul etmiyorum’ diyor, ertesi gün ABD’nin taziyesini Recep Tayyip Erdoğan kabul ediyor. O Süleyman Soylu Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili yetkini, boyunu aşan ve en doğru kararın verilmesi gereken zamanda sırf kendini gündeme getirebilmek için bir işler yapıyor, sonra pirincin taşını ayıklıyoruz. Ne oldu, iki gün sonra Polonya’ya iki tane füze düşüyor, ABD G-20 içindeki NATO ülkelerini toplantıya çağırıyor, bir tek Türkiye yok. Bunu ilk okul çocuğuna yapsanız onuru zedelenir, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ne yapıyorlar.”
‘NATO’NUN MÜTTEFİKİ OLMAYI BAŞARABİLMİŞİZ’
Dış politikaya eleştirilerini sürdüren Özel, şunları kaydetti: “Ne oldu F-35? Parasını vermişiz, ortağıyız projenin, kedi yavrusu gibi kapının önüne koydular Türkiye’yi, yazık değil mi? Şimdi ‘F-16 verin’, F-35’ler F-16’ya göre çok üstün. Yunanistan F-35’leri alacak, NATO ülkelerinde F-35’ler uçacak, sen 40 sene öncesinin teknolojilerinden tekrar istiyorsun. Bu mu onurlu, haysiyetli dış politika? Bir kişi ona buna meydan okuyacak diye Türkiye’nin düşürüldüğü hallere bakın. Ne Amerikancıyız, ne Rusyacıyız, ne Avrasyacıyız, ne Çinciyiz… bunların hepsi sarkaç diplomasisiyle bir gün Putin’in kucağında Amerika’ya düşman, bir gün Biden’ın kucağında Çin’e düşman, bir gün orda bir gün burada… biz Türkiye’nin tarafındayız. Atatürk’ün dengeli dış politikası: komşularla iyi ilişkiler, komşuların toprak bütünlüğüne saygı ve iyi diplomasi tarafınayız. Biz Rusya ile sınır olmuş, ama NATO’nun müttefiki olmayı başarabilmişiz. Bu rezaletler altı ay daha diş sıkacak millet, ondan sonra başta dış politika bu rezaletlerin hepsi ortadan kalkacak.”
MISIR’LA YAKINLAŞMAYA ‘MANEVRA’ DEDİ
Mısır’la yakınlaşmayı seçim kaygısına bağlayan Özel, “Ülkelerin daimi düşmanları olmaz, ama senelerce Mısır’daki iş adamlarımız iflas ederken ‘bu kadar sertleşmeyi, diplomasi kanalını açık tutun’ dedik, yapmadılar. Suudi Arabistan’da, BAE’de aynı şey yaşandı, yapmadılar. Seçime altı ay kala yapılan diplomasi, seçim kaygısıyla yapılan diplomasidir. Oradaki iş adamımızı düşünmeyip, on yıl orayla kriz yaşatıp iflas ettirdiler, şimdi yeşil dolar lazım ilişki kuruyorlar. Meselenin eleştiriye muhtaç tarafı budur. Kurulan ilişki Türkiye’yi düşünen bir dış politik atak değil, ülke menfaatlerini düşünen ekonomik bir hamle değil, Ak Parti ve Cumhur İttifakı’nın siyasi ikbalini düşünen bir manevra.” diye konuştu.
‘BİR BAHÇELİ BİR DE PATLAYAN BOMBALAR’
“Bombalara gelince, 7 Haziran 1 Kasım sürecini hep beraber yaşadık” ifadelerini kullanan Özel, “Seçimi kaybettikleri gün Türkiye’de bambaşka bir süreç başladı. İki aktör vardı: Bir, bütün koalisyon ihtimallerine kapıyı kapayıp Türkiye’yi seçime zorlayan Bahçeli, bir de patlayan bombalar. İktidardaki figür manasında, baba ne kadar kötü olursa olsun evde korku hakim olunca, bir hırsız gelince o babanın dövdüğü eşi, aç bıraktığı evlatları bile o babanın arkasına geçer. Türkiye’ye bunu yaşattı birileri. Bu senaryo vatandaşın belleğinde kazınmış durumda. Bu millet o süreci bir daha yaşadığında 7 Haziran 1 Kasım’daki gibi davranmaz, beldelini iktidara en ağır şekilde ödetir.” şeklinde konuştu.