CHP’nin giderek kabaran dosyası

CHP’nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz'ün “Mavi Vatan’da 200 mili egemenlik hakkınız olarak görürseniz saldırgan ve yayılmacı bir politika izlersiniz” anlamına gelen sözleri kamuoyu ve siyasi arenada büyük tepkilere yol açtı. Çeviköz’ün benzer çıkışları yeni değil. CHP’nin diğer yöneticileri de değişik süreçlerde açıklamalar yaptılar. Ancak önemli olan bu açıklamanın Çeviköz’ün kendi görüşü mü, yoksa CHP yönetiminin görüşü mü olduğudur. Nitekim Çeviköz’ün açıklamasını CHP Sözcüsü Faik Öztrak onaylayarak “Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan habersiz değildir.” demişti. Bu açıklama sadece bir konuda görüş açıklamaktan öte bir programın ilanıdır. Türkiye var olma mücadelesini Mavi Vatan'da veriyor. Saflaşma bu konuda oluşuyor: Mavi Vatan'ı savunanlar ve emperyalist cephede yer alanlar. CHP’deki bu yöneliş yeni değil. Özellikle 2014 yılında vatanseverlerin Silivri cezaevinden çıkışı, 2015- 2016 HDP/PKK ve FETÖ’nün ezilmesiyle başlayan süreçtir. Belli ki bu süreç birilerini rahatsız etmiştir. CHP’nin bu tarihlerden sonra belirgin bir biçimde rota değişikliğine girdiğini görüyoruz. Nitekim bu değişiklik CHP’nin kendi içinde de bölünmelere yol açmış ve bölünme sancısı hâlâ devam ediyor.

Son 7- 8 yılda CHP’de neler yaşandı? Belli başlı noktaları tekrar da olsa hatırlatmakta yarar var.

İşte o kabarık dosya:

1-) Dersimli Kemal: Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Dersimli Kemal’im” açıklaması bu programın ilanının başlangıcı olarak alınabilir. Bu öyle basit bir Tunceli’ye sahip çıkmak veya dil sürçmesi değildir. Kılıçdaroğlu Batı'ya, HDP/PKK ve FETÖ’ye bir mesaj veriyor. Onlara, sizin yanınızdayım demektedir. Dikkat edilirse HDP/PKK ile flört esas olarak ondan sonra başlamıştır. Tuncelili olduğum için bilirim. CHP Tunceli örgütü HDP/PKK ve Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu toplantılarını Seyit Rıza heykeli önünde yapıyorlar, onun önünde “saygıya” dururlar. Oysa 100 metre ileride Atatürk heykeli var.

2-) HDP/PKK’yı Meclis'e taşıma: 2015 seçimlerinde başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün CHP merkez yöneticileri HDP/PKK’ya “oy ver” çağrısı yaptı. “Her evden bir oy CHP’ ye bir oy HDP’ye, HDP Meclis'te temsil edilmelidir, Kürtleri temsil etmektedir, PKK ile aynı değildir” gibi propaganda ile aslında HDP’den daha HDP’ci bir çalışma yaparak onu Meclis'e taşımışlardır. Bunun sonucu daha sonra Ankara'dan İstanbul'a “Adalet Yürüyüşünde” kol kola yürüdüler. Bizde o zaman yazmıştık, HDP/PKK ile yürüyen halkla yürüyemez.

FETÖ VE PKK'YI

KURTARMA GİRİŞİMİ

3-) Belediye seçimleri: 2019 Belediye seçimlerinde yanlarına İyi Parti’yi de alarak ittifak yaptılar. HDP/PKK’yı meşrulaştırmaya çalıştılar. Böylece operasyonun ikinci ayağı olarak İyi Parti, CHP üzerinden HDP/PKK yanına getirildi.

4-) FETÖ ve HDP/PKK’ yı kurtarma: Kemal Kılıçdaroğlu 2018 seçimlerinden bu yana ısrarla her konuşmasında “İktidara gelirsem hapisteki 104 bin kişinin hepsini çıkaracağım” demekte. Kim o içerdekiler. Gazeteci mi, düşünce suçluları mı? Terör suçluları ne zaman gazeteci oldu. 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar ne zaman düşünce suçlusu, gazeteci oldu? Gazeteci dünyanın neresinde darbe girişiminde bulunmuş, silahlı teröre karışmış, ülkenin bölünmesinde görev almış?

5-) Selahattin Demirtaş’ı kurtarma: Daha bu yıl Kemal Kılıçdaroğlu terör suçundan kesin hüküm giymiş Selahattin Demirtaş’ı sahiplenerek, “Çıktığında ona madalya takacağım” diyecek kadar ileri gitmiştir. Peki Kılıçdaroğlu, HDP/PKK ile savaşan Mehmetçiğin yüzüne nasıl bakacak? Ya ondan, ya Mehmetçikten yana olacaksın.

6-) HDP’nin kapatılması: HDP’nin suç dosyası Anayasa Mahkemesi'nde. HDP’nin kapatılmasından en çok CHP yönetimi rahatsız. Hatta HDP'den daha çok rahatsız. HDP’nin kapatılması “Demokrasiye aykırı” olarak görülüyor. Bu kervana İyi Parti-Saadet Partisi de dahil oldu. Dünyanın neresinde terör partisi demokrasi ile yan yana olmuştur? Ya demokrasi olacak, ya da HDP/PKK.

7-) FETÖ darbe girişimi: 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimini “tiyatro, danışıklı dövüş” olarak adlandırarak gerçek amacını gizlemiştir.

ASYA'YA YÖNELİM

RAHATSIZ ETTİ

8-) S-400: Türkiye Cumhuriyeti devleti ilk defa yeni bir yönelişe girdi. Emperyalist Batı'dan koparak Asya’ya yerleşiyor. Bu yöneliş bağımsızlık ve güvenlik için tayin edicidir. S- 400 alımını da bu bağlamda ele almak gerekir. Ancak CHP yönetimi buna karşı çıkarak “F- 35’ten vazgeçiyoruz, Batı'dan kopuyoruz” diyerek ABD yanında yer almıştır.

9-) ŞİÖ: Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne sıcak bakma eğilimine girdi. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bunun için olumlu mesajlar vermişti. Kılıçdaroğlu yine öne fırlayarak, “Türkiye ŞİÖ’ye girerse karşınıza tek başıma dikilirim.” diyerek Amerikan borazanını çalmıştı.

10-) Suriye ve Libya: Amerika’nın 2. İsrail planını bozmak için başlattığımız Afrin, Zeytindalı, Barış Pınarı harekâtlarına, Libya ile yaptığımız anlaşma sonucu askerimizin güvenlik amacıyla orada bulunmasına “Türk askerini bataklığa sürüklüyorsunuz.” diyerek Mehmetçik karşısında konumlanmıştı.

11-) Batı’dan demokrasi: Tesadüfe bakın, Biden “başkan” seçilir seçilmez Kılıçdaoğlu kameraların karşısına çıkarak, “Batılı dostlarımızdan demokrasi mücadelemize destek vermelerini bekliyoruz.” açıklamasıyla Biden’a yeni dönemi işaret ederek mesaj veriyor.

12-) Azerbaycan: Türkiye, Azerbaycan ve Rusya birlikte başarı kazandılar, ABD kaybetti. CHP yönetimi “Türkiye Azerbaycan’a terörist gönderdi.” diyerek zafere kama sokmaya çalışmıştır.

13-) İstanbul Sözleşmesi: Başını ABD’nin çektiği emperyalist Batı-FETÖ-HDP/PKK’nın savunduğu İstanbul Sözleşmesini hararetle savunarak Türkiye’ye emperyalist-kapitalist yoz kültürü dayatmaya çalışmaktadır.

14-) Afganistan: 20 yıldır ABD emperyalizmi ile savaşarak zafer kazanan Taliban yönetimine saldırarak ABD’nin safına düştüler. ABD’nin gitmesinden rahatsız oldular.

15-) Dış politika: Yaklaşık iki ay önce Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidara gelirsem Türkiye’nin dış politikasını yüz seksen derece değiştireceğim.” demişti. İşte bu açıklama başlı başına yukarıda saydıklarımızın itirafıdır. Bunlara başka açıklamalar da eklenebilir. Özet olarak: Türkiye yeniden ABD, İsrail, FETÖ, HDP/PKK yörüngesine sokulmak istenmektedir. Ancak Türkiye’yi bu yörüngeye sokmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir o da ayrı mesele. Anlaşılan CHP yönetimi “iktidar” olmak için Biden’a yalvarıyor. Ama Biden kendini kurtaracak güçte değil. En son Afganistan’da uğradığı yenilgiyi bütün dünya gördü. İşte Mavi Vatan açıklamasını bu çerçevede ele almak gerekir. CHP yönetiminin dosyasını başta CHP tabanı ve bütün kamuoyunun gerçekten yargılaması gerekiyor.

Sonraki Haber