CIA Analisti Larry C. Johnson: Telegram operasyonun arkasında İsrail ve ABD var

Her fırsatta ‘ifade özgürlüğü’nden dem vuran Batı ifade özgürlüğüne bir kez daha darbe indirdi. Popüler sosyal medya mesajlaşma sitesi Telegram'ın kurucusu Pavel Durov Fransa'da gözaltına alındı. Eski CIA analisti Larry C. Johnson operasyonun arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu ifade etti

Mesajlaşma uygulaması Telegram’ın kurucusu Rus asıllı Pavel Durov’un Fransa’da gözaltına alındı. Peki Durov neden gözaltına alındı? Batılı istihbarat servisleri Durov’dan ne istiyor? Eski CIA analisti Larry C. Johnson Ulusal Kanal’a konuştu. Dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Eski CIA analisti Larry C. Johnson (solda) ve Kıvanç Özdal (sağda)

Türkiye'de ve tüm dünyada Pavel Duro'nun gözaltına alınmasını konuşuyoruz. Telegram'ın kurucusu Pavel Duro'nun Fransa'da gözaltına alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu muhtemelen bir eleştirmeni susturmak ya da birini yaptığı şeyden dolayı cezalandırmak için yapılan aynı türden bir girişim olarak görüyorum. Durov’un yaptıkları yasadışı değil ama Batılı hükümetler için rahatsız edici. Bu onların Julian Assange'a yaptıklarına benziyor.

Telegram neredeyse bir ifade özgürlüğü platformu. Üzerinde hâlâ bazı kısıtlamalar var. Diğer insanların yaptığı şeyler için onu cezalandırmaya çalışıyorlar ki bu çok çirkin. Dolayısıyla bu Fransa hükümeti tarafından yapılmış çirkin bir eylemdir, ancak bana öyle geliyor ki bunu ABD ile birlikte yapmışlardır.

Pavel Drov

AMAÇ İSRAİL’İN SOYKIRIM YAPTIĞINI GİZLEMEK

Pavel Durov, daha önce FBI’ın kendisinden uygulamaya erişim için bir arka kapı yerleştirmesini istediğini ve bunu reddettiğini açıklamıştı. Sizce CIA ve FBI ile sosyal medya uygulamaları arasında nasıl bir ilişki var?

Birincisi, bence arka kapı kavramı biraz saçma olabilir çünkü anladığım kadarıyla (Amerikan) Ulusal Güvenlik Ajansı ve İngiliz Genel İletişim Merkezi GCHQ zaten konuşmalara sızabiliyor ve dinleyebiliyor. Yani arka kapıya ne gerek var ki? Telegram, WhatsApp gibi uygulamalar güvenli olarak tanıtılsa da aslında öyle değiller. Demek istediğim, birkaç yıl önce, bilgisayar ağı operasyonları CNO dedikleri şeyde çalışan bir arkadaşımdan duymuştum. O çok gizli yetkilere sahipti. Ve dedi ki “Hey, eğer WhatsApp kullanıyorsanız ve güvenli olduğunu düşünüyorsanız, tekrar düşünün. Güvenli değil.”

Hem istihbarat topluluğunun hem de kolluk kuvvetlerinin hem CIA hem de FBI'ın belirli sosyal medya platformlarına katıldığını görebiliyorum. Yapmak istedikleri şey, bu platformları propaganda aracı olarak kullanmak.

Bu da neden bir arka kapı olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Dinleyebilmek için değil çünkü zaten dinliyorlar.

Aslında yakın zamanda bunu gördük. FBI Scott Ritter'ın evini inceledi. Mesajları zaten ellerindeydi. Bilirsiniz, zaten tüm iletişimi ellerindeydi. Yapmak istedikleri şey, bu platformları propaganda aracı olarak kullanmak üzere bilgi yerleştirebilmek için böyle bir ilişkiye sahip olmak.

Telegram'la ilgili sorunun bir parçası da örneğin, İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırımla ilgili gerçek hikâyeyi anlatıyor olması. Ve biliyorsunuz, sosyal medyanın geri kalanı bunu örtbas etmeyi ve bebekleri öldüren İsrail değil Hamas’mış gibi davranmayı seviyor. Ben de bunu İsraillilerin 7 Ekim'de Hamas'ın 40 bebeği öldürdüğünü iddia ederek dünyaya gaz verdiği klasik bir örnek olarak kullanıyorum.

Tamam, isimleri ne? Resimleri nerede? Elimizde ne tek bir isim ne de tek bir resim var. Şimdi on bir ay içindeyiz, ama İsraillilerin özellikle Gazze'de öldürdüğü bebeklerin korkunç resimlerini bulabiliyoruz.

TELEGRAM OLMASAYDI HAMAS TECAVÜZCÜ İLAN EDİLİRDİ

Biz buna Türkiye’de de şahit olduk. Örneğin Hamas lideri İsrail tarafından İran'da öldürüldükten sonra İnstagram, Türk yetkililerin mesajlarını bile sildi. Türk hükümetinden politikacıların mesajlarını sildiler. Yani aslında Meta Grubu’ndaki Instagram, Whatsapp ve Facebook büyük manipülasyonlar yapıyor…

Evet. Yani biz bir nevi bıçak sırtında yaşıyoruz, bir yandan internet büyük bir özgürlük ve iletişim olanağı sunuyor. Yani, bize bakın, siz Ankara'da ya da İstanbul'da oturuyorsunuz, İstanbul'dasınız… Şu anda Bradenton Florida’da oturuyorum ve buradan İstanbul'a gitmenin yaklaşık 15 saatlik bir yolculuk olduğunu biliyorum.Tamam, uzun bir uçak yolculuğu olacak ama beni arayabilirsin. Anında iletişim kurabiliriz. Birbirimizi görebiliriz. Güzel olan da bu.

Ancak sorun şu ki, eğer hükümet bunun kontrolünü ele geçirirse, o zaman insanların ne okuduğunu ne gördüğünü manipüle edebilirler. Ve eğer size bir şey söylenirse buna inanırsınız çünkü bunu sadece internette görmüşsünüzdür. Örneğin, Telegram olmasaydı, İsrailliler pekâlâ ortaya çıkıp, ‘evet, Hamas tüm bu bebekleri öldürdü, tüm bu kadınlara tecavüz etti’ diyebilirlerdi. Ama böyle bir şey olmadı. Ama bilirsiniz, eğer hükümet medyayı kontrol ediyorsa, insanların duydukları tek şeyin bu olduğundan emin olabilirler. Ve çoğu zaman buna inanacaklardır.

BİLGİ ALABİLMEK İÇİN TELEGRAM'I KULLANIYORUM

Pavel Drov'un gözaltına alınmasıyla İsrail meselesi, Filistin meselesi arasında bir ilişki kuruyorsunuz. Ama aynı zamanda Rusya'da ve Belarus'ta Telegram çok kullanılıyor. Rus askerleri bile Telegram kullanıyor. Sizce Drov’un gözaltına alınmasıyla Ukrayna'daki savaş arasında bir bağlantı var mı?

Bunun İsrail'de olup bitenler kadar önemli bir mesele olduğunu düşünmüyorum, çünkü İsrail parasının çok daha fazla etkisi var.Telegram kanalı başlangıçta birkaç yıl önce Rus hükümetinden biraz baskı görmüştü. Pavel'in Rusya'yı terk edip Katar'da yaşamasının nedenlerinden biri de muhtemelen bu. Bence bu kez çok ama çok zor bir ders almış olabilir; ironik bir şekilde, ifade için en özgür ülkelerden birinin Rusya olduğu bir çağda yaşıyoruz.

Eskiden anayasal haklarımızla bu Birleşik Devletler’di. Ben hâlâ konuşabiliyorum. Sadece kapımı çalıp söylediklerim ve düşündüklerim için beni cezalandırmaya çalışmalarının an meselesi olup olmadığını merak ediyorum.Ve biliyorsunuz, Amerika'nın orijinal güzelliklerinden biri de istediğinizi söylemekte ve istediğinizi düşünmekte özgür olmanızdır.

Batı medyasının Ukrayna'da olup bitenleri manipüle etme çabası, Ukrayna'nın yenilgisini büyük bir zafer olarak gösterme çabası, bu neredeyse gülünç bir durum. Telegram'ın bunda küçük bir rol oynadığını düşünmüyorum. Ben, Facebook ya da başka bir uygulama yerine hızlı bir şekilde bilgi alabilmek için Telegram'a girmeyi tercih ediyorum.

Ama yine de bilgiyi bir kez okuduktan sonra, iki kez kontrol etmeniz gerekir. Bu, işkence birine sorgu yapmanız gibidir. Size bir şey söylemesi ve belki de baskı altında olması onu doğru yapmaz. Her zaman gidip bunu doğrulamanız gerekir.

ABD KONTROL MANYAĞIDIR

Batılı ülkelerin, TikTok ve Telegram gibi kendi kontrolleri dışında olduğunu düşündükleri platformları itibarsızlaştırmaya çalıştığını düşünüyor musunuz?

Evet, kesinlikle.Buna izin veremezler çünkü Amerika Birleşik Devletleri nihai kontrol manyağıdır. Bilirsiniz, her şeyden ve herkesten sorumlu olmak isteriz ve hepsi bizim istediğimiz şeyi yapmak zorundadır. Bu çılgınca.

Durov’un şimdi Batı’da özgür ifade hakkı olmadığını öğrendiğini söylediniz. Medvedev de bu konuda bir paylaşım yaptı. Medvedev, Durov’un bir dahi gibi dünya vatandaşı olmaya çalıştığını ve yanıldığını söyledi. Medvedev’in bu paylaşımını gördünüz mü?

Bence Dmitry Medvedev harika biri. İyi alıntılar yapıyor ve bunlar genellikle çok yerinde oluyor. Elbette bunu yapmak onun için kolay, çünkü bu olayda Fransa'nın, ABD'nin ya da NATO'nun eylemleri o kadar aptalca ki, onlarla alay etmek ve ikiyüzlülüklerini yüzlerine vurmak çok kolay.

Gözaltı süresi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu gözaltı süresinde neler oluyor? Pavel Durov’u hangi konuda ikna etmeye çalışıyorlar?

Bence onu kırmaya çalışıyorlar. Onun sorunu Fransız vatandaşlığı almış olması. Bunu nasıl yaptığıyla ilgili diğer sorular da var. Fransız hükümetinden içeriden yardım almış olması ve doğal olarak şöyle düşünmüş olabileceğini düşünüyorum: “Hey, bilirsiniz, hükümet pasaportumu, Fransız pasaportumu almak için arka kapıdan girmeme yardım etti. Dolayısıyla ben korunuyorum.”

Eğer hâlâ sadece Rus pasaportu taşıyor olsaydı ya da Katar veya Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı olsaydı, bunlardan biri olsaydı ve Fransız pasaportu değil de oranın pasaportunu taşıyor olsaydı, o zaman Fransızların ona biraz daha farklı davranacağını düşünüyorum çünkü bu onlar için daha fazla diplomatik sorun yaratacaktı. Ama Fransızlar onun bir Fransız vatandaşı olduğunu iddia edebilirler: “O bizim vatandaşımız. Kendi işinize bakın. Biliyorsunuz, yasalarımızı ihlal etti.” diyebilirler.

Durov, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı

Fransa'da 24 Ağustos'ta gözaltına alınan, mesajlaşma uygulaması Telegram'ın kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Pavel Durov, çıkarıldığı mahkemece 5 milyon avro kefalet ve adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Paris Savcılığı, hakkında 12 farklı suçlama bulunan Durov’un 96 saatlik gözaltı süresinin ardından çıkarıldığı mahkemece 5 milyon avro kefalet ve adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığını, tutuksuz yargılanacağını ve kendisine Fransa topraklarından çıkış yasağı getirildiğini açıkladı.

Durov, 24 Ağustos'ta Paris'teki Bourget Havaalanı'nda özel jetinden indiği sırada gözaltına alınmıştı. Durov'un Telegram'da yasa dışı içeriklere erişim sağlandığı gerekçesiyle gözaltına alındığı bildirilmişti.

DUROV ‘12 SUÇ’TAN SORGULANDI

Paris Cumhuriyet Savcısı Laure Beccuau, Durov hakkındaki suçlamalar arasında, yasa dışı işlemler, çocuk cinsel istismarı, dolandırıcılık ve otoritelere bilgi vermeyi reddetme gibi suçlar olduğunu belirtmişti.

Beccuau, Durov'un, Organize Suçlarla Mücadele memurları tarafından yapılan ön soruşturmanın ardından 8 Temmuz'da açılan "X" soruşturmasının bir parçası olarak gözaltına alındığını ve Durov hakkında 12 ayrı suçla ilgili araştırma yapıldığını söylemişti.

Sonraki Haber