Çiftçilerden Paris İklim Anlaşmasına gönderme

Tarım ihracatında dünya ikincisi konumunda olan Hollanda'nın 2021'de tarımsal ihracatı ilk kez 100 milyar avro'yu aştı.

Hollanda İstatistik Bürosu'nun (CBS) verilerine göre, Hollanda'nın tarım ve gıda ihracatı (hem fiyatlardaki artıştan hem de ihracat hacmindeki büyümeden kaynaklanan tarımsal ihracat) 2020'ye göre 9 milyar avro (yüzde 9,4) artarak 104,7 milyar avro'ya çıktı.

Kaynak: https://www.cbs.nl/nl-nl/nieuws/2022/03/landbouwexport-in-2021-voor-het-eerst-boven-de-100-miljard-euro.

GRAFİKLERE YANSIYAN RAKAMLARIN BEDELİ VAR

Hollanda hükümeti, ülkedeki "Sera Gazı Salınımı" sorununda ilk önce çiftçileri hedef aldı. Azot Oksit Salınımlarını düşürmek için çiftliklerde izin verilen hayvan sayısının yüzde 50 oranında azaltılmasını isteyen hükümetin başı çiftçilerle dertte.

22 Haziran 2022 tarihinde traktörleri ile yollara düşerek hükümetin tarım politikalarına karşı çıkan çiftçiler, Gelderland eyaletine bağlı Stroe beldesinde gösteri düzenleyerek, ülkedeki "Sera Gazı Salınımı" sorununda günah keçisi olarak görülmekten hükümeti protesto ederek Paris İklim Anlaşmasına gönderme yaptı.

Kaynak: https://www.nrc.nl/nieuws/2022/06/22/zo-verliep-het-landelijke-boerenprotest-tegen-de-stikstofmaatregelen-a4134289

PARİS İKLİM ANLAŞMASI

Paris İklim Anlaşması, temiz enerjiye geçişte tüm dünyaya yol göstermek üzere 12 Aralık 2015 tarihinde düzenlenmiş ve 22 Nisan 2016 tarihinde imzalanmış olan iklim değişikliği konusundaki ilk çok uluslu anlaşmadır. Kyoto Protokolü’nün 2020 yılında sona erecek olması sebebiyle, 2015 yılında Fransa'nın Paris kentinde gerçekleştirilen 21. Taraflar Konferansı’nda (COP21), 2020’den sonra geçerli olmak üzere kabul edilmiştir.

Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı salınımının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

PARİS İKLİM ANLAŞMASI’NIN ÖNEMİ

Paris anlaşması, sera gazı salınımının tavan yapması nedeniyle küresel bir tehdit olan iklim sorununun çözülmesi için bir takvim oluşturulmasını amaçlamakta, önerilen çözümlerin en kısa sürede uygulanmasını temin etmek üzere küresel bir eylem planı ortaya koymaktadır. Anlaşmanın, küresel ısınmayı sanayi devrimi öncesine göre 2°C’nin oldukça altında tutan ve hatta 1.5°C ile sınırlamayı amaçlayan uzun vadeli bir hedefi bulunmakta; tüm paydaş devletlere, yatırımcılara, işletmelere, sivil toplum örgütlerine ve politika yapıcılara temiz enerjiye küresel olarak geçmeyi hedef olarak koymaktadır.

Tüm salınımların yaklaşık % 98’inden sorumlu 189 ülkenin sunduğu ulusal iklim planları (INDC) ile, iklim değişikliği ile mücadelede planlı ve programlı bir çaba harcanmakta; izleme ve durum değerlendirmesi yapmayı amaçlayan dinamik bir mekanizma ihtiyacı ortaya konulmaktadır. 2023 yılından itibaren taraflar, emisyon azalımı, uyum ve sağlanan/alınan destekler konusundaki ilerlemeyi değerlendirmek üzere, her beş yılda bir “küresel durum değerlendirme” zirvelerinde bir araya gelecektir. Taraflar, şeffaflık ve sorumluluk içinde yasal yükümlülüklerini yerine getirecek, iki yılda bir sera gazı envanterlerini çıkaracak ve ulusal gelişmeleri raporlayacaktır. Hedeflere ulaşmada, “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi prensip olarak benimsenmiştir.

Kaynak: https://hukukbook.com/paris-iklim-anlasmasi/

HOLLANDA'DA ÇİFTİ EYLEMLERİNİN TARİHÇESİ:

1748 GRONİNGEN EYLEMİ

Bu eylemin nedeni esas olarak ekonomikti. O günlerde hükümet vergileri kendisi toplamıyor, bu işi kiralık tahsildarlara yaptırıyordu. Otorite zayıflığından yararlanan kiralık tahsildarlar, çiftiçilerden devlet vergilerinden daha fazlasını alıyorlardı. Ülke büyük ekonomik sıkıntılar içindeyken, devlet vergileri artarken, kiralık tahsildarların da ek gelir elde etmeleri, 1748 baharında Groningen'de ilk isyanların çıkmasına neden oldu. Toprak Ağalarının ve kiralık tahsildarların evleri çiftçiler tarafından saldırıya uğradı ve yağmalandı. Groningen'de başlayan ayaklanma, Haziran 1748'de Amsterdam'a sıçrayarak, kiralık tahsildarların evleri basıldı ev eşyaları Amsterdam kanallarına atıldı.

1963'TEKİ ÇİFTÇİ EYLEMİ

Hollandscheveld'de (Drenthe) üç çiftçi aile, yasadışı olarak yaşadıkları ve Tarım Kurulu'nun vergisini ödemeyi reddettikleri için çiftliklerinden tahliye edildi. Binlerce çiftçi tahliyeyi önlemek amacıyla çiftliklere geldi. Olaylara 200 kişilik polis müdahale etti ve öfkeli kalabalığı dağıttı.

Şiddet olaylarının ardından Tarım Kurulu çiftçilerle bir tazminat anlaşması yaptı ve çatışma sona erdi. Çiftçi ve siyasetçi Hendrik Koekoek çatışmada öncü bir rol oynamıştı. Takip eden seçimlerde Çiftçi Partisi, Temsilciler Meclisi'nde üç sandalye kazandı.

1989-1990 YILLARINDAKİ EYLEMLER

1989-1990 yıllarındaki protestoları anlamak için Avrupa Birliği'nin Ortak Tarım Politikasının tarihine kısaca göz atmak önemlidir. Avrupa ülkeleri arasındaki bu ortaklık 1962 yılında başlatılmıştır. Çiftçilerin yaşam standartlarına ve Avrupa gıda arzının istikrarına öncelik verdiği için, hem Hollanda hem de Avrupa hükümetleri tarım sektörünü asgari fiyatlar ve üretim fazlalarının geri alımı yoluyla desteklemeyi tercih etti. Bu şekilde Avrupa Birliği'ndeki çiftçilerin refahı hükümet tarafından garanti altına alınmış oldu.

Ancak bu politikanın da bir dezavantajı vardı. Tarım ürünlerinin yüksek fiyatları üretim fazlalarının satın alınmasına bağlı olduğundan, Avrupa tarım politikası 1980'lerden itibaren sürdürülemez hükümet harcamalarına yol açmıştır. Bu nedenle Lahey ve Brüksel'deki hükümetler tarım sektörüne verilen devlet desteğini azaltmaya karar verdi. Sonuç olarak, süt ürünleri ve tahıllar gibi tarımsal ürünlerin fiyatları önemli ölçüde düştü.

Bu yeni hükümet politikası Hollandalı çiftçiler arasında geniş çaplı protesto eylemlerine yol açtı. Göstericiler güç aracı olarak genellikle traktörlerini kullandılar.

1 Mart 1989'da traktör alayı Lahey'deki Tarım Bakanlığı ve yakındaki Sosyal Ekonomik Konsey (SER) binalarının girişini kapattı. Eylemci çiftçiler SER'in binasına zorla girerek içeriye bezelye serptiler.

Şubat 1990'da D66 üyesi bir milletvekili düşen tahıl fiyatlarına karşı bir önerge vermek istediğinde 600 kadar çiftçi yine traktörleriyle Lahey'e giderek Parlamento’nun önünde eylem düzenlediler.

ÇİFTÇİLER RABOBANK GENEL MERKEZİNİN GİRİŞİNİ KAPATTI

Bir ay sonra, çiftçiler seslerini tekrar duyurdular. Mart 1990'da çiftçilerin traktör alayı Utrecht'e doğru yola çıktı ve burada Rabobank genel merkezinin girişini kapattı. Rabobank geleneksel olarak tarım sektöründe geniş bir müşteri kitlesine sahip olduğundan, kızgın çiftçiler banka çalışanlarının ilgisini ve mali desteğini talep etti. Genel Müdür Wijffels, huzursuzluğu yatıştırmak amacıyla toplanan göstericilerle konuştu. Wijffels çiftçilerin davasına sempati duyduğunu ifade etse de, mali bir taahhütte bulunmaya hazır değildi.

Çiftçilerin protestoları ulusal medyanın ilgisini çekmesine rağmen, çiftçiler tarım politikasındaki düzenlemelere karşı çıkmakta başarılı olamadılar. Kampanya kapsamındaki fiyat artışları gerçekleşmemiştir. Tarım sektörüne 1962'den itibaren verilen devlet desteği de geri getirilmedi. Başka bir deyişle, 1989-1990 çiftçi protestolarının siyasi başarısı sınırlı olmuştur.

Ekim 2019 ve Haziran 2022 protestolarının siyasi açıdan etkili olup olmayacağını zaman gösterecek.

Kaynak: https://isgeschiedenis.nl/nieuws/protesterende-boeren-4-grote-boerenopstanden-uit-de-geschiedenis

TARİHSEL SÜREÇ

Nazi işgali altındaki Hollanda'da, II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1944-45 kış mevsiminde başlayan gıda ve yakıt sıkıntısı kıtlığa yol açarak en az 20.000 kişinin (açlık ve soğuktan) ölümüne neden olmuştur. II. Dünya Savaşı'ndan sonra geçmişten dersini alan Hollandalı yöneticiler, 1944-45 kış mevsimindeki kıtlık ve açlık sorununu bir daha yaşmamak için diğer gelişmiş ülkelerden farklı olarak, yapısal dönüşümünde tarım sektörüne yalnızca sermaye ve işgücü sağlayıcı bir rol biçmek yerine öncelikli olarak insana yatırım yaparak tarımı bilimselleştirerek; mekanik tarımdan, teknolojik ve ardından akıllı tarıma geçiş yapmıştır.

SONUÇ

Hollanda'da, II. Dünya Savaşı'ndan sonra halkın beslenme ihtiyacının karşılanması amacına hizmet etmek için tasarlanan tarımsal üretim politikaları, birçok tarihsel aşamadan sonra kapitalist üretim tarzına dönüşmüştür. Bu aşamalarda nüfusun ve devlet yapısının işlevleri önemli bir rol oynamaktadır. Tarım ürünlerinin ticarete konu bir meta halini alması, bir ölçüde kapitalizmin gelişmesiyle birlikte incelenmesinde yarar vardır.

KOYUN CAN DERDİNDE, KASAP ET DERDİNDE

Bir zamanlar milletin efendisi olan Hollandalı çiftçi, günümüzde kapitalizmin uşağı durumundadır. Giderlerini karşılamak için daha çok çalışıp, üretmek zorunda kalan Hollandalı çiftçi, hükümetlerin 1980'li yıllarında uygulanmaya koydugu Neoliberal tarım politikalarının kurbanı olmuştur.

Sonraki Haber