Çin çözüyor dünya uğraşıyor
2019 yılının Aralık ayında Çin’in Hubei eyaletinin başkenti Wuhan kentinde ortaya çıkan korona virüsü sebebiyle bugüne kadar toplam 80904 kişi hastalığa yakalandı. Çin hükümetinin erken müdahalesi ile önce Wuhan kentinde daha sonra bütün eyalet karantinaya alındı. Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı ve ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping’in liderliğinde parti, devlet ve halk ortak akılla virüse karşı savaş ilan etti. Virüsle mücadeleye devam edilirken hastalığın yayılmasını engellemek için sadece virüslü hastaların tedavisi için çok kısa sürede iki dev hastane inşa edildi. Aynı anda yapımına başlanan biri 1000 diğeri 1600 kişilik kapasiteli iki hastanenin inşası toplam 15 günde tamamlandı ve hizmete açıldı. Çin halkının, devletin virüsü kontrol almasındaki etkisi büyüktür. Eğer Çin halkı, devletin işbirliği çağrılarına cevap vermeseydi bu kadar kısa sürede sonuç elde edilemezdi. Çünkü virüsün en önemli özelliği çok hızlı bir şekilde yayılmasıdır. Virüs genellikle öldürücü değil. Fakat yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve kronik hastalığı olanlar için çok tehlikeli. Bu sebeple halkın olabildiğince dışarı çıkmaması, kalabalıklara karışmaması ve maske kullanması riskli gruplara virüsün bulaşmasını engellemede çok önemli bir yer tuttu.
Bugün itibariyle 58684 kişi sağlığına kavuşarak taburcu edildi, 3123 kişi ise hayatını kaybetti. Bugün itibariyle mevcut toplam hasta sayısı 19097’dir. Bu hastaların %25’inin durumunun ağır olduğunu belirtmekte fayda var. Virüse yakalananların hayatlarını kaybetme oranı %2’den az, durumu ağır olanların hayatlarını kaybetme oranı ise %5’tir. Toplam 80904 hastanın 67743’ü, hayatını kaybeden 3123 kişinin 3007’si Hubei eyaletindendir. Daha da özelleştirirsek, toplam hastaların 49948’i, hayatını kaybedenlerin 2388’i virüsün ortaya çıktığı Wuhan şehrindedir. Bu rakamlar eğer karantina kararlarının hızlı ve etkili bir şekilde uygulanmaması durumunda Çin’in genelinde hangi sonuçlarla karşılaşacağımızla ilgili önemli ipuçları vermektedir. Alınan kararlar hastalığın ve ölümlerin %85’ini Hubei eyaletinde hapsetmiştir. Fakat bu kararların büyük bedeller ödenerek alındığını bilmemiz gerekiyor. Karantinanın alındığı Hubei eyaletinin nüfusu 59 milyondur ancak yüzölçümü Türkiye’nin onda birinden küçüktür. Bu kadar küçük bir alanda yoğun bir nüfusu karantinaya alabilme, onların gıda ve sağlık ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılama, Çin’in başka bölgelerinden durmadan gelen gönüllü doktorların akışını sağlama tarihe girecek önemli bir başarı hikayesidir. Bu başarı hikayesi sadece Çin halkı için değil insanlık için yazılmıştır. Süreçte birçok doktor, sağlık çalışanı ve ÇKP üyesi virüs sebebiyle hayatını kaybetmiştir.
Hastalığın hızlı yayıldığı dönemde günlük yeni vaka sayısı alınan bütün önlemlere rağmen ortalama 1500-2000 idi. Son günlerde günlük yeni vaka sayısı bütün ülkede ortalama 50’nin altında ve bunun %80’i hastalığın başladığı Wuhan şehrindedir. Bugün itibariyle Çin’de Hubei eyaleti dışında toplam hasta sayısı sadece 794’tür. Tahminlere göre 10 gün içinde Hubei dışında Çin’de hastalık neredeyse kalmayacaktır.
Çin bugün korona virüs tehdidi karşısında dünyanın en güvenli ülkesidir. Sokakta virüs bulunmamaktadır. Her vaka ve gelişme Dünya Sağlık Örgütü ile anlık olarak paylaşılmakta ve şeffaflık politikası izlenmektedir. Çin’de yaşayan halk, devletin sürekli olarak yenilediği verileri anında cep telefonu uygulamalarından görmektedir. Çin’in herhangi bir eyaletinde, şehrinde, ilçesinde ve hatta köyünde kaç kişinin hasta, taburcu, hastalık şüphesi olduğunu, kaçının hayatını kaybettiğini saniyeler içinde görebilirsiniz. Çin’in korona virüsü ile savaşında yürüttüğü şeffaflık stratejisi dünyaya sunduğu çok kutuplu dünya idealinin bir parçası olarak okunmalıdır.
Biraz da dünyaya bakalım. Dün itibariyle Çin dışındaki vaka sayısı Çin’deki vaka sayısını geçti. Ne yazık ki Çin gibi radikal kararlar alamayan ülkelerde virüs kontrolsüz bir şekilde yayılmaktadır. Çoğu İtalya’da olmak üzere Avrupa’da günde ortalama 2000 yeni vaka görülmektedir. Avrupa’da virüse yakalananların sayısı 11610, mevcut hasta sayısı 10534, hayatını kaybedenlerin sayısı 406’dır. Tahminler, Avrupa’daki vaka sayısının üç gün sonra Çin’i geçeceğini göstermektedir. Avrupa’da alınmayan önlemler ve yaşlı nüfusun yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda tehlikenin büyüklüğü anlaşılacaktır. Çin dışında Asya’daki durum İran, Kore ve biraz da Japonya dışında büyük ölçüde kontrol altına alınmış görünmektedir. Virüse yakalananların sayısı 15130, mevcut hasta sayısı 12407, hayatını kaybedenlerin sayısı 259’dur. Toplam vakaların %90’ı Kore ve İran’da görülmektedir.
Daha önce vurguladığım gibi Çin’in hastalıkla mücadelede SARS’tan gelen önemli bir tecrübesi ve Korona ile birlikte eşsiz bir deneyimi oluştu. Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, virüsü kısa sayılabilecek bir sürede yendi. Fakat virüsle mücadelenin dünyada başarıya ulaşmaması Çin dahil birçok ülke için ikinci ve üçüncü dalgaları beraberinde getirebilir. Bu sebeple henüz vaka görülmeyen ülkemiz dahil Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika ülkeleri Çin’in mücadelesini dinlemeli ve tavsiyelerine kulak vermelidir. Çin virüsle savaşın her safhasında mücadelenin insanlıkla virüs arasında olduğunu belirtmiştir. Daha dün DSÖ’ne maddi yardımda bulunarak diğer ülkelerin virüsle mücadelesine destek olacağını göstermiştir. Dünya hastalığı kısa zamanda yenmek istiyorsa Çin’e kulak vermeli Çin’de daha çok konuşmalıdır.
Hastalıktan korkmamak ancak tedbirleri de almak gerekmektedir. Virüsün bir tür zatürre çeşidi olduğunu bilelim. Korona virüsünün sebep olduğu zatürrenin genç, kronik hastalıkları olmayan sağlıklı kişilerde hayati tehlikesinin neredeyse yok denecek seviyede olduğunu unutmayalım. Ancak tedbirsizliğin hastalığın özellikle riskli gruplara yayılmasına etkisinin büyük olacağını da bilelim. Tabii ki bir hekim değilim ancak bilim adamları maske kullanımının hastalıktan korunmaktan çok hastalığın yayılma hızını azaltmada çok etkili olduğunu ısrarla söylemektedir. Çin’de maskesiz dışarıya çıkılması toplum sağlığının tehlikeye atılacağı gerekçesiyle yasaklanmıştır. Hastalığın bazen yirmi gün boyunca belirti göstermemesi dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Hasta olmadığınızı düşünüp hastalığın yayılmasına istemeden katkıda bulunabilirsiniz. Bir anlığına düşünün, virüse yakalanmış birinin metroda veya otobüste domino etkisi ile kaç kişiye hastalık yayabileceğini.. Ailenizi, yaşlı ya da hasta akrabalarınızı düşünün.. Bu sebeple kişisel hijyene gereken önlemi mutlaka verin ve maske takın.