Büyüleyici dans gösterisiyle kültür mirasını yaşatıyorlar
Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu, Türk izleyiciden beğeni topladı. Geçmişten geleceğe kültür aktarımının yolculuğunu ustalıkla yansıtan eser, binlerce yıllık geçmişe sahip kültürlere örnek olacak nitelikte
Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu’nun hazırladığı “Şiirsel Dans Draması: Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu” adlı gösterinin başyönetmeni Xie Yuanzhen ile konuştuk. Çin’in seçkin geleneksel kültürüne, yaratıcılarına ve koruyucularına olan derin saygıyı yansıtan eser, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) ikinci gününde bir kez daha alkış yağmuruna tutuldu. Geleneksel ve modern unsurları içinde barındıran etkileyici gösteri, Çin Halk Cumhuriyeti’ni dünya çapında temsil ediyor ve kültürel diplomasi görevi görüyor.
Çoklu zaman ve mekân kesişmesi teması üzerine kurulu gösteri, antik eserler ile modern insan arasındaki duygusal bağı vurguluyor. Yedi bölümden oluşan eserde, danslara eşlik eden hareketli sahne, hareketli dekorlar ve ışık muazzam şekilde kullanılmış. Eserin konusunda da uygun olarak adeta bir üç boyutlu tabloya bakma hissi oluşturan sahneleme, izleyiciyi hikâyenin içine çekiyor.
Türkiye’de ilk kez izleyicilerle buluşan gösteri, dört gün boyunca sahneleniyor ve bu akşam son kez izleyiciyle buluşacak.
‘KÜLTÜREL DİPLOMASİ YÜRÜTÜYORUZ’
Başyönetmen Xie Yuanzhen, gösterinin ardından Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.
- Topluluğun ismi neyi ifade ediyor?
Topluluğumuz aslında üç birimden oluşuyor. Çin Dans ve Şarkı Topluluğu, Çin Doğu Sanat Grubu ve Çin Dans Grubu’nun birleşmesinden oluşuyor. Topluluğun ana hedefi; Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin kültürlerini öğrenmek ve daha iyi dile getirmek. Daha önce çok kez bir nevi kültürel diplomasi yürüttük.
- Türkiye’ye daha önce gelmiş miydiniz?
Hayır Türkiye’deki ilk temsilimiz. Ama mesela Doğu performans grubu olarak Kazakistan’a gittik. Avrupa ve Amerika’da performans gösterdik.
- Topluluk Çin Halk Cumhuriyeti’nin ulusal sanatı için nasıl bir öneme sahip?
Topluluğumuz Çin Halk Cumhuriyeti’nde ulusal düzeyde bir performans grubudur. Çin’in geleneksel kültürünü temsil ediyoruz. Bu kültürel özelliğimiz sayesinde dış ilişkilerde rol alıyoruz.
GELENEKSEL VE MODERN SANATI KAPSIYOR
- Gösteride geleneksel danslar klasik baleden besleniyor mu? Yoksa tamamen farklı bir kulvar mı?
Bu gösteri Çin’in geleneksel dansları, modern dansları ve baleyi içine alıyor. Yalnızca dans değil, çeşitli geleneksel ve modern unsurları da barındırıyor.
- Dansçıların Çin’deki dans eğitiminden bahseder misiniz?
Dansçılarımızın hepsi Çin’in en iyi dans okullarından mezun olmuş profesyonel sanatçılardır.
- Kültür ve sanatta Doğu ülkelerinin daha fazla işbirliği için neler yapılmasını istersiniz?
Sanatlarda ülke sınırı yok. Biz performans sanatları alanında yabancı ülkelerle her zaman kültür alışverişi yapmak istiyoruz.
EKREM ATAER: ÖZ BENLİĞİ HİSSETTİK
AKM’de düzenlenen gösteriye kültür ve sanat dünyasından isimler de katıldı. Müzisyen, Besteci Ekrem Ataer, Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu gösterisinde Çin’in ulusal gururunu çağdaş sanatla yansıttığını ifade etti. “Dede Korkut operaları istiyorum” diyen Ataer izlenimlerini Aydınlık’a anlattı:
“Eşim Ece Ataer’le birlikte izlediğimiz muazzam etkinlik bana şunu gösterdi: Bir ülke geleneklerini koruyarak, gelenekten moderne nasıl yürünebileceği noktasında çok önemli bir ders verdi. Sahnede biz çok güzel bir şey izledik.
Beni en çok etkileyen kendi öz değerleriyle yazısından, kareografisinden kıyafetlerine varana kadar. Sahnedeki duyduğum müziğe kadar. Biz orada çok Batıcıl bir müzik dinlemedik. Gerçek Çin Müziği’ni Batı normları içerisinde nasıl ifade edilebileceğinin Çin ulusal gururunu, Çin öz benliğini hissettik. İkincisi çıplaklaşmadan, soyunmadan sanatın yapılabileceğini, yerel kıyafetlerle sanatın yapılabileceğini izledik.
Kendinden utanmayan, kendini ikincil görmeyen, kendine çağdaş dünya yer arayışı içerisinde görmeyen, bulunduğu nokta ile dünyaya kafa tutan sanat gördük, beni bu çok etkiledi. Asıl önemlisi hikâye çok güzel bir hikâye.
Ben şunu hayal ediyorum: Dede Korkut operaları istiyorum artık. Bir Orta Oyunu Balesi istiyorum, Karagöz tiyatrosu istiyorum. Buna eşdeğer Hacıbektaş Senfonisi’ni bunun için yazdım.”
KÜLTÜREL KÖPRÜLER SAĞLAMLAŞTI
Sinema Eleştirmeni, Yazar Tunca Arslan, ise dekor ve sahne tasarımını çok etkili bulduğunu ifade etti. Arslan bu gösteri sayesinde Çin’le Türkiye arasındaki kültürel köprülerin sağlamlaştığını belirtti;
“Harika bir gösteriydi. Çin resim sanatının etkileyici derinliğinin modern dans sanatı aracılığıyla ve son derece estetik köprülerle sahneye taşınması, Çin ile Türkiye arasındaki kültürel köprüleri de sağlamlaştırdı. Dekor ve sahne tasarımından çok etkilendim. Çinli sanatçılar bu tür gösterileri sunmakta çok yetkin olduklarını bir kez daha kanıtladılar. Çin Doğu Şarkı ve Dans Topluluğu, izleyicilerin dakikalarca süren alkışlarını sonuna kadar hak etti.”
‘ASYA’DA BÖYLESİ GÜZELLİKLERİN ÜRETİLMESİ ÇOK DEĞERLİ’
Ressam Mustafa Şanlı ise, Asya’da böylesi güzelliklerin üretilmesinin çok değerli olduğunu belirtti. Aydınlık’a konuşan Şanlı şu değerlendirmeleri yaptı;
“Öncelikle dünkü gösteri bence birkaç sanat disiplininin bir arada sunulduğu bir gösteriydi. Bir ve tabii ki en önemlisi olağanüstü güzellikte bir tiyatro idi. İki son derece iyi hazırlanmış bir bale gösterisi idi. Her sahnesinin üzerinde haftalar, aylar ve yıllarca çalışılmış bir tabloydu. Bu camianın neredeyse tamamının gözleri adına “Çağdaş Sanat” denen Batı’nın o yerlerde sürünen ürettiklerinde ve gözleri başkaca bir şey görememekteler. Bu anlamda Asya'da böylesi güzellikler üretiliyor olması gerçekten çok değerli. Bir parşömen kağıdına yıllar önce çizilen bir resimden yola çıkarak Çin'in tarihsel gelişimini sınıflar arası mücadeleyi ve onun bir arada uyumlu bir şekilde yan yana getirilmesini anlatması da ayrıca çok güzel ve anlamlıydı.”