Çin dünya ekonomisinin ana istikrar gücü oldu: Milli gelir 66 yılda 174 kat arttı
Çin’in bir tarım toplumundan, dünyanın en büyük ikinci büyük ekonomisine dönüşmesi bir mucizedir... 2008 yılında dünya bir dizi finansal krizle sarsılırken Çin ekonomisi hızlı bir şekilde toparlandı ve orta-yüksek hızlı bir büyümeyi devam ettirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi olan 1949’dan, özellikle reform ve dışa açılma döneminin başladığı 1978’den bu yana Çin, ekonomi, tarım, çevre ve doğa koruma, ulaştırma, dış ticaret ve bilimsel araştırma gibi birçok alanda önemli ilerlemeler kaydetti.
Çin’in Batı’dan yalıtılmış bir tarım toplumundan, dünyanın en büyük ikinci büyük ekonomisine dönüşmesi mucizeden başka bir şey değildir. 1952’den 2018’e kadar Çin’in gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYİH) 174 kat artmıştır.
1979’dan 2018’e kadar Çin ekonomisi yılda ortalama yüzde 9,4 oranında büyüdü ve küresel ekonomik büyümenin önemli bir motoru oldu. 2008 yılında dünya bir dizi finansal krizle sarsıldı ve dünya ekonomisi sert bir darbe yedi. Krizle başa çıkmak için alınan bir dizi etkili önlem sayesinde Çin ekonomisi hızlı bir şekilde toparlandı ve orta-yüksek hızda büyümeyi devam ettirdi. Sonuç olarak Çin dünya ekonomisinin ana istikrar kuvveti, güç kaynağı oldu.
Çin, bugün de dünyada büyümeye en büyük katkıyı yapan ülkedir. Çin’in küresel ekonomik büyümeye katkısı 2006’dan bu yana birinci sıradadır. Çin 2012’deki 18. ÇKP Ulusal Kongresi’nden bu yana yenilikçi, uyumlu, doğa dostu, şeffaf ve çok yönlü gelişim kavramlarını hayata geçirdi. Böylece yeni ekonomik gelişim eksenine uyum sağlandı, arz yönünden yapısal reformlar güçlendirilerek, kaliteyi ve verimi artıran, sürdürülebilir ve sağlıklı bir ekonomik gelişmeye kumanda edildi.
DÜNYA EKONOMİSİNİN YAKLAŞIK YÜZDE 16’SI
Son üç yılda Çin ekonomisinin büyüklüğü sırasıyla 70, 80 ve 90 trilyon yuanı aşarak dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 16’sına ulaştı. 2013’ten 2018’e kadar Çin, dünya ekonomik büyümesine ortalama yüzde 28’in üzerinde katkı yaptı. Tahminler, Çin olmadan dünya ekonomisinin 2013’ten 2016’ya kadar yıllık ortalama büyüme hızının 0,6 puan azalacağını ve dalgalanma yoğunluğunun yüzde 5,2 oranında artacağını gösteriyor.
McKinsey Uluslararası Enstitüsü (MGI)’nün raporuna göre, Çin ekonomisinin dünya ekonomisinin büyümesine katkısı, 2000-2017 arasında kademeli olarak 0,4’ten 1,2’ye yükseldi ve Çin’in sanayi üretimindeki payı küresel üretimin yüzde 35’ine ulaştı.
Belgede, ülkenin son yedi yılda yoksulluktan orta gelir seviyesine nasıl ulaştığı da gösteriliyor.
AÇLIKLA MÜCADELEDE YÜZDE 96 BAŞARI
Çin’in 1978’de kapılarını dünyaya açması, küresel ekonomiyi derinden dönüştürecek yüksek hızlı bir büyüme döneminin habercisiydi. Çin o tarihten beri yıllık ortalama yüzde 9,4 büyümeyle, dünya ekonomisinin motoru oldu.
Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC)’nin kuruluşunu takip eden yıllarda, çoğu Çinli insanın temel sorunu, karnını doyurabilmekti. Açlık ve soğukla mücadele 1949’dan 1960’lara kadar on yıldan fazla bir süre devam etti. Aşırı yoksulluk, o zamanlar çoğunluğu kırsal bölgelerde yaşayan Çin halkını canından bezdiriyordu.
2018’de kırsal kesimde fakir sayısı 16,6 milyona kadar (nüfusun yüzde 1,7’si) düştü. Yüzde 95,8’lik başarı, insanlığın yoksullukla mücadele tarihi açısından da bir mucizedir.
Dünya Bankası rakamlarına göre, Çin’de uluslararası yoksulluk sınırının altında yaşayan insan sayısı, 1978’den bu yana 800 milyon azaldı.
HARCANABİLİR GELİR 288 KAT ARTTI
Çin’de kişi başına düşen harcanabilir gelir (yıllık) 1956’da 98 yuan iken, 1978’de 171 yuana ve geçen yıl da 28 bin 228 yuana yükseldi. Bu, enflasyondan arındırılmış rakamlarla, yıllık yüzde 6,1’lik bir büyüme anlamına gelmektedir.
Çevre ile dost uygarlık düşüncesi geliştiğinden beri Çin, büyük çevre koruma ve iyileştirme projeleri yürütmektedir ve bu alanda belirgin bir gelişme sağlanmıştır.
Günümüzde doğal koruma alanları, Çin topraklarının yüzde 18’ini oluşturmaktadır.