Çin Konsolosluk Sözcüsü Yang, TÖB etkinliğinde ÇKP Kongresi’ni değerlendirdi: ÇKP de Mustafa Kemal gibi kurtuluş savaşına liderlik yaptı

Türk Öğrenci Birliği (TÖB), 30 Ekim Cumartesi günü Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 20. Genel Kongresi’nin ardından “ÇKP Kongresi Sonrası Çin, Türkiye ve Dünya” başlığıyla bir çevrimiçi söyleşi düzenledi.

Etkinliğe konuşmacı olarak Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Siyaset ve Basın Sözcüsü Yang Yun ile Vatan Partisi Çin Temsilcisi ve Türk-Çin İş Der Başkanı Adnan Akfırat katıldı.

Çin Konsolosluk Sözcüsü Yang Yun sözlerine Cumhuriyet Bayramını kutlayarak başladı: “Bu 29 Ekim’de ben de İstanbul Başkonsolos vekiline eşlik ederek birçok törene katıldım. Yaşanan heyecan ve coşkuyu kendi gözlerimle izledim. Sizlerle aynı duyguları paylaşıyorum. Ekim ayı içinde hem Türkiye Cumhuriyeti’nin 99. yaşını kutladık hem de ÇKP’nin 20. Genel Kongresi’ni düzenledik. 100 yıl önce Türk halkına Mustafa Kemal Atatürk önderlik ederken ÇKP o tarihlerde henüz yeni kurulmuştu ve o sırada Çin halkı da kendi ülkesinin milli mücadelesine ve kurtuluş savaşına liderlik etmeye başlamıştı.”

İKİNCİ YÜZYIL HEDEFİ: GÜÇLÜ VE MODERN BİR SOSYALİST ÜLKE

Kongre’de Genel Sekreter seçilen ve aynı zamanda Devlet Başkanı olan Xi Jinping’in Kongre’de sunduğu rapordan bahseden Yang Yun, Çin’in sosyal, ekonomik ve diğer alanlardaki tarihi başarılarını ve gelişmeleri şöyle özetledi: “Xi Jinping Kongre’de sunduğu raporda geçtiğimiz 10 yıl içerisindeki üç önemli konuyu sıraladı. Bunlardan birincisi ÇKP’nin 100. yıl dönümü kutlandı. İkincisi Çin’e özgü sosyalizmin yeni bir döneme girdiği vurgulandı. Üçüncüsü yoksullukla mücadele ve orta halli müreffeh toplumun kapsamlı inşasının tamamlandığı açıklandı. Bu da Çin’in sürekli ifade ettiğimiz birinci yüzyıllık hedefini gerçekleştirdiği anlamına geliyor. Partinin ikinci yüzyıllık hedefini çok net bir şekilde ifade etti. Bundan böyle ÇKP’nin esas görevi ÇHC’nin güçlü ve modern bir sosyalist ülke olarak inşası, ikinci yüzyıl hedefini gerçekleştirmesi, Çin’e özgü modernleşme ve Çin ulusunun büyük canlanışının gerçekleştirilmesidir. Bundan sonraki süreçte görevimiz bu hedef için çalışmaktır.”

ÇİN’E ÖZGÜ MODERNLEŞME

Yang Yun

Kongrede bahsedilen “Çin’e özgü modernleşme” kavramından ve bu modernleşmenin beş çalışma alanından bahseden Yang Yun: “Birincisi Çin’de nüfus çok kalabalık. Çin’in nüfusu yaklaşık 1,4 milyar. Bu kalabalık ülkede modernleşmeyi gerçekleştirmek kritik önemdedir. İkincisi ise bahsedilen modernleşme bütün halkın ortak refahının gerçekleştirileceği bir modernleşmedir. Toplumun belli bir tabakasından bir kısım insanın zenginleşip diğer tarafın fakir kalmasını içermemektedir. Çin’e özgü modernleşme, herkesin müreffeh olduğu bir modernleşme olacaktır. Üçüncüsü hem maddi hem de manevi olarak uyumlu şekilde gelişen biri modernleşme öngörülmektedir. Dördüncüsü insan ve doğanın arasında bir arada bulunacağı bir modernleşmedir. Beşincisi ise barış ve kalkınma yolunda ilerleyen bir modernleşmedir. Bu hem Çin’in genel durumunu hem de Çin’in hedeflerini kapsamaktadır.” dedi.

BATI’DAN FARKLI BİR KALKINMA MODELİ

Yang Yun sözlerine şöyle devam etti: “Dikkat çekmek istediğim birkaç alan var: Birincisi Çin’in modernleşmesi kendine özgü ve daha önce tecrübe edilmiş olan Batı modernleşmesinden farklı olacaktır. Bunun nedeni Çin’in sosyalist bir ülke olmasıdır. Burada farklı bir sistem var. Batı, modernleşme ve dünyanın kalkınması için ne yaptı? Savaş, istila, sömürgecilik amacıyla dışarıdan imkanları ve kaynakları çekip diğer ülkelerde ya da dünya çapında zorbalık ya da hegemonya sürdürdü. Fakat Çin bundan ayrı olarak bambaşka bir kalkınma yolu kullanacaktır.

İkincisi Çin dışa açık olacak. Reform ve dışa açılma bizim devletimizin esas politikasıdır. Bu politika 40 yıldır uygulanıyor. Başkan Xi de bundan sonra kapımızın daha da açık olacağını vurguladı. Eski Çin hanedanlığında 18-19. yy’da Çin kendi içine kapanmıştı. Dışarıdan teknoloji ve sermaye çekmek istemiyordu. O sırada Batı’da teknoloji yükseldikçe Çin geride kaldı. Daha sonra ise geride kalan Çin Batı tarafından sömürüldü. Bu yüzden mutlaka kapımızı açık tutup teknoloji, sermaye, ticaret konusundaki iş birliklerimize devam edeceğiz.

Üçüncüsü Çin modernleşmesi halk merkezli olacak. ÇKP, Çin’in tarihinde yer alan diğer siyasi güçlerden farklı olarak her zaman halkın yanında duruyor. Halk da ÇKP’nin yanında duruyor. Biz sürekli şöyle ifade ediyoruz: Partimiz halktan geliyor, halk için hizmet ediyor. Biz halkın refahı için çalışıyoruz. Bu ülkenin gelişmesinde bilinen bütün sonuçları ve yararları halk için halka dağıtıyoruz.

Dördüncü fark ise Çin modernleşmesinin barışçıl olması. Biz her zaman hem ÇKP hem de Çin halkı olarak barıştan yanayız. Ve biliyorsunuz insanlık için ortak kader birliği ve inisiyatifini de biz ortaya koyduk. Halklar arasında farklı şekilde saygı ve barış içinde birlikte kalkınma ve gelişmeyi ümit ediyoruz.”

Sonraki Haber