Çin, gelişen ülkelere 240 milyar dolar verdi: Ekonomilerin kurtuluşu İpek Yolu’ndan geçiyor
Gelişen dünya, ekonomik sıkıntılarına çareyi Asya’da buluyor. Dünya Bankası’nın da içinde olduğu dört Batılı finans kurumu uzmanının hazırladığı rapor, Çin’in Kuşak ve Yol boyunca 22 ülkeye 240 milyar dolar ‘kurtarma kredisi’ verdiğini ortaya koydu.
Batılı uzmanların hazırladığı bir rapora göre Çin, 2008-2021 yılları arasında 22 gelişmekte olan ülke ekonomisine yaklaşık 240 milyar dolar kurtarma kredisi verdi. Raporu hazırlayanlar, Çin’in borç verme politikasını suçlayan vurguları öne çıkarmasına rağmen veriler, gelişen Asya ekonomilerinin ihtiyaç duydukları ekonomik kaynağı Kuşak ve Yol’da bulduğunu gösteriyor.
Dünya Bankası, Harvard Kennedy School, AidData ve Kiel Institute for the World Economy araştırmacıları tarafından hazırlanan “Uluslararası Son Başvuru Mercii Olarak Çin” başlıklı rapor dün kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırmacılar, özellikle Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 2013 yılında Kuşak ve Yol Girişimi’ni başlatmasıyla özellikle altyapı inşası için verilen kredilerde kayda değer bir artış yaşandığını tespit etti.
İKİ TEMEL MEKANİZMA
Rapora göre, Çin, 14 yılda 22 gelişmekte olan ülkeye 128 kurtarma kredisi operasyonu gerçekleştirdi. Kurtarma kredilerinin yüzde 80’ine yakını 2016-2021 yılları arasında Arjantin, Moğolistan ve Pakistan gibi orta gelirli ülkelere verildi. Arjantin 111,8 milyar dolarla en fazla kredi alan ülke olurken, onu 48,5 milyar dolarla Pakistan ve 15,6 milyar dolarla Mısır takip etti. Angola, Belarus, Ekvator, Mısır, Laos, Moğolistan, Surinam, Sri Lanka, Ukrayna, Türkiye ve Venezuela da kredi alan ülkeler arasında yer aldı.
Rapora göre, Çin’in verdiği krediler iki şekilde ülkelere tahsis ediliyor. Birincisi, Çin Halk Bankası’nın (PBOC) kredi alan ülkenin yerel para birimi karşılığında yuan verdiği “swap (takas) hattı” olanağı. Çin’in Merkez Bankası olan Çin Halk Bankası’nın swap hatları, ülkelere verilen kurtarma finansmanının 170 milyar dolarını oluşturdu. Türkiye de Haziran 2021’de söz konusu hat üzerinden en üst tutar olan 5,5 milyar dolarlık bir kredi çekti.
İkinci mekanizma ise, çoğunluğu devlete ait Çin bankalarından verilen doğrudan ödemeler dengesi desteği. Bu yolla da 70 milyar dolarlık kredi verildi. Çin’in borçlulara yönelik acil durum desteği yalnızca 2021’de 40 milyar dolara ulaşarak 2020’ye göre yüzde 32 arttı ve 2011’de verilen miktarın 40 katından fazla oldu.
‘FİNANS DA ÇOK KUTUPLU’
Araştırma, Dünya Bankası’ndan Sebastian Horn, AidData İcra Direktörü ve William & Mary’de Araştırma Profesörü Brad Parks, Dünya Bankası Grubu Eski Baş Ekonomisti ve şu anda Harvard Kennedy School’da Profesör olan Carmen Reinhart ve Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü Direktörü Christoph Trebesch tarafından hazırlandı. Raporda, Çin Halk Bankası’nın swap hattı ağının, mali veya makroekonomik sıkıntı içindeki ülkeler için “denizaşırı kriz yönetiminin giderek daha önemli bir aracı haline geldiği” belirtildi.
“Bulgularımızın, daha çok kutuplu, daha az kurumsallaşmış ve daha az şeffaf hale geldiğini gördüğümüz küresel finans ve para sistemi üzerinde etkileri var.” diyen Trebesch, “ABD’nin 1930’lardan itibaren ve özellikle de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra küresel bir finansal güç olarak yükselmeye başladığı dönemle açık tarihsel paralellikler görüyoruz.” diye devam etti.
Raporda Çin’e yöneltilen eleştiriler, borcunu ödeyemeyen ülkelere sağlanan “keyfi kolaylıklar” üzerinde yoğunlaşıyor. Araştırma yazarları, Çin Merkez Bankası’nın swap borçlanmalarını kağıt üzerinde 3-12 ay içinde geri ödenecek şekilde verdiğini ancak ortalama 40 aya kadar müsaade tanıdığından şikayet ediyor. Çin bankaları, bilançoları için oluşturdukları risk nedeniyl, kredilerinin beşte dördünü oluşturan orta gelirli ülkelerde yoğunlaşırken, düşük gelirli ülkelere ödemesiz dönemler ve vade uzatımları sunuluyor. Bu bağlamda Brad Parks, Çin’in kurtarma kredilerinin “şeffaf ve koordinasyonsuz” olduğunu ileri sürüyor.
Çin aralarında Zambiya, Gana ve Sri Lanka’nın da bulunduğu ülkelerle borç yapılandırma müzakereleri yürütüyor ve bu süreçleri “geciktirdiği” için eleştiriliyor. Buna karşılık Çin de Dünya Bankası ve IMF’ye ülkelere borç hafifletme teklifinde bulunmaya çağırıyor.
‘DÜNYA BANKASI’NI GÖLGEDE BIRAKTI’
ABD’li Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, “Pekin’in çabalarının ölçeği, uluslararası kurtarma kredileri için etkili bir şekilde yeni bir sistem sağlıyor.” vurgusuyla haberleştirdi. Gazete, “Çin’in zor durumdaki borçlulara yönelik çoğu zaman belirsiz olan yardımlarının ölçeği, Pekin’in Uluslararası Para Fonu ve diğer Batılı kurumlarla birlikte uluslararası kurtarma kredileri için yeni bir sistem kurduğu anlamına geliyor.” değerlendirmesi yapıyor. WSJ, Çin’in verdiği kredilerin ölçeğinin “gelişen dünyaya en büyük kredileri veren Dünya Bankası’nı gölgede bıraktığını” tespit etti. Ayrıca kurtarma operasyonlarının, Kuşak ve Yol programları kapsamında taahhüt edilen yaklaşık 1 trilyon dolarlık altyapı finansmanının yaklaşık dörtte birine ve IMF’nin 2021’e kadar aynı 10 yıllık dönemde sorunlu ülkelere ödünç verdiği miktarın ise beşte birine eşit olduğuna dikkat çekti.