'Türkiye için Hatay ne ise Çin için Tayvan odur'
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, gerilimi artıran Tayvan ziyaretini tamamladı. Çin bir dizi yaptırım kararı aldı. Aydınlık’a konuşan uzmanlar, Çin’in her zamanki gibi ABD hamlesine sabırla cevap vereceğini aktardı.
Nancy Pelosi tüm uyarılara rağmen Tayvan’ı ziyaret etti ve Tayvan lideri Tsai Ing-wen ile görüştü. Birçok cephede mağlubiyete uğrayan ABD, Tayvan’da da aynı sona hızla ilerliyor. Tayvan’ın Çin ile birleşme süreci hızlanırken ABD bu adımı yavaşlatmak için hamleler yapmaya çalışıyor.
Pelosi’nin Tayvan ziyaretini Vatan Partisi Çin Temsilcisi Adnan Akfırat ve Doç. Dr. Deniz Tansi yorumladı. Akfırat, Tayvan’ın “Çin’in Hatay’ı olduğunu”, bir ülke muamelesi göremeyeceğini belirtti. ABD hamlesine Çin’in sabırla cevap vereceğini vurgulayan Akfırat, Çin’in her zaman Tayvan ile birleşmeyi barışçıl yollardan uygulamayı amaçladığını belirtti.
Tansi ise ABD’nin bu ziyaretle Çin’i askeri anlamda hamle yapmasına zorladığını fakat Çin’in bu tuzağa düşmeyeceğini belirtti
‘TAYVAN’I BAĞIMSIZ OLARAK GÖSTEREN HİÇBİR DURUM OLMADI’
Vatan Partisi Çin Temsilcisi Adnan Akfırat, Tayvan’ın tarih boyunca hiçbir zaman bağımsız olarak tanımlanmadığını aktardı. 1943’te imzalanan Kahire Anlaşmasıyla Tayvan’ın Çin’in toprağı olduğunun karara bağlandığını aktaran Akfırat, “Tayvan iki bin yıl önce de Çin’in toprağıydı şimdi de Çin’in toprağı.” ifadelerini kullandı.
“Tayvan Çin’in Hatayı’dır.” benzetmesini yapan Akfırat, “Mustafa Kemal Atatürk, Lozan’da alamadığı Hatay’ı daha sonra Fransa’ya silahını göstererek barışçıl bir şekilde çatışma olmadan Türkiye’ye kattı. Tayvan da Çin için budur.” Çin’in 1949’dan sonra Tayvan mücadelesini stratejik anlamda zamana bıraktığını belirten Akfırat, “Çin’in önünde iki seçenek vardı, ya savaşa devam edip Tayvan sorununu çözecekti ya da stratejik bir şekilde zamana yayacaktı. Çin ikincisini seçti.” dedi.
‘ÇİN İLE TAYVAN ARASINDA SAVAŞ OLMAZ’
Adnan Akfırat, iki taraf arasında ciddi bir askeri ve ekonomik farkın olduğunu belirterek savaş kavramının doğru olmadığını vurguladı. Akfırat, “Tayvan’da yaşayanlar Çinli. Bir taraf 1,4 milyar nüfusa sahip diğer taraf 24 milyon. Bu iki kuvvet arasında hiç savaş olur mu?” şeklinde konuştu. Ayrıca Çin Cumhuriyeti’ni kuran ve iç savaş sonrası Tayvan’a kaçan Guomindang’ın şu anda birleşmeyi savunduğunu belirten Akfırat, “Tayvan halkı Çin ile barışçıl birleşmeden yana.” ifadelerini kullandı.
TEK ÜLKE İKİ SİSTEM
Çin, Hong Kong ve Macao’yu tek ülke iki sistem ile yönetiyor. Akfırat, Çin’in Tayvan’a aynı sistemi önerdiğini belirterek, “Çin, Tayvan’a ABD’den kopmayı ve aynı sistemleriyle devam etmelerini söylüyor. Aynı zamanda Çin’in zenginleşmesinden yararlanmasını istiyor.” dedi. Tayvan ekonomisinin ABD’nin gerilemesine rağmen ayakta durmasının Çin sayesinde olduğunu belirten Akfırat, “Tayvan ekonomisi Çin’e bağlanmış durumda. Tayvan’ın en büyük ithalat ve ihracat ortağı Çin anakarası. Tayvanlılar üretiminin bir kısmını anakarada yapıyor ve oradan ihraç ediyor.”
‘TAYVAN ÇİN İÇİN DEĞİL ABD İÇİN BİR SORUN’
Akfırat, Tayvan’ın Çin açısından karara çoktan bağlandığını fakat ABD için bir sorun olduğunu belirtti. ABD’nin Tayvan’ı kaybettiğini vurgulayan Akfırat, “Rusya Ukrayna’ya operasyon başlattığı zaman ABD, Çin’in Tayvan’a saldıracağı propagandalarına başladı.” ifadelerini kullandı. Akfırat, Tayvan’da iletişime geçtiği kişilerin kendisine ne böyle bir beklentinin ne de bir hazırlığın olduğunu söylediklerini belirtti.
NATO’nun yeni Stratejik Konsept’inde Çin’in en büyük sistemsel rakip ya da düşman olduğunu belirten Akfırat, “Bu fikrin başını çeken Eski CIA Şefi ve Eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ydu. Pompeo dünyanın en tehlikeli gücünü Çin Komünist Partisi olarak belirledi. Çünkü Çin neoliberal küresel sisteme karşı.” dedi. Akfırat, sözlerini “Maalesef Türkiye de bu yeni NATO Stratejik Konsept’ine imza attığı için Tayvan konusunda sessiz kalıyor. Ancak Türkiye ve Çin’e yönelen tehditlerin ortak olduğunu gören bir hükümet önümüzdeki ekonomi ve güvenlik sorunlarını aşabilir.” dedi.
‘UKRAYNA’DA İSTEDİĞİNİ YAPAMAYAN ABD ALGI YARATMAYA ÇALIŞIYOR’
Aydınlık’a konuşan Doç. Dr. Deniz Tansi, Pelosi’nin resmi olarak programda olmayan ziyaretinin anlık olmadığını ve bir birikimin sonucu ortaya çıktığını söyledi. Bu bağlamda Madrid’deki NATO zirvesinde Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Avustralya’nın çağırıldığını hatırlatan Tansi “AUKUS ittifakı ve NATO’nun olası bir Pasifik genişlemesi üzerinden ifade etmek gerekirse Çin’i çevreleme faaliyeti var.” ifadelerini kullandı. ABD, Pelosi’nin ziyaretini bir büyük zafer gibi gösterme amacıyla Çin’in sinir uçlarıyla oynamaya çalıştığını aktaran Tansi, “ABD bu şekilde tıpkı Ukrayna’daki gibi askeri bir müdahaleyi tetikleme çabası içerisinde.” dedi. ABD’nin kültür endüstrisi araçları ve siyasi iletişim aparatlarının “Çin’e rağmen ziyareti gerçekleştirdik.” propagandasını yaptığını belirten Tansi, bunun tehlikeli ve riskli bir oyun olduğunu söyledi. “Ukrayna’da dilediği gibi hareket edemeyen Batı ya da ABD, Pasifik’te sanki boy gösteriyor havası vermeye çalıştı.” ifadelerini kullanan Tansi, bunun algıya yönelik bir hareket ve amacın Çin’i kışkırtmak olduğunu aktardı.
‘ASKERİ OPERASYONU DÜŞÜNMEK RASYONEL DEĞİL’
Asya Pasifik’te askeri görünürlüğün artacağını ifade eden Tansi, “Ama tabi bunu Tayvan’a yönelik kısa vadede askeri bir operasyon olarak düşünmek pek rasyonel olmaz.” dedi. Çin’in tatbikatları artıracağını ifade eden Tansi, “Bunun ilerde Tayvan’a yönelik askeri bir ablukayı getirmesi masada olabilir fakat kesin olacak demek zor.” açıklamasını yaptı. Tansi, haritaya bakıldığında Pasifik okyanusunun çok geniş olduğunu fakat Güney Kore, Japonya ve Tayvan üzerinden Çin’in çevrelenmiş bir durumda olduğunu söyledi. Pasifikte her zaman bir güç mücadelesi olduğunu ama bunun pek dillendirilmediğini aktaran Tansi, son durumun Çin’in büyümesini engellemeye yönelik ön alıcı bir hamle olduğunu belirtti.
‘ÇİN TUZAĞA DÜŞMEYECEKTİR’
Çin’in bu hamlelere karşı Askeri önlemlerden ekonomik tedbirlere kadar birtakım cevaplar vereceğini aktaran Tansi, “Çin tamamıyla sessiz kalmayacaktır ve dünya kamuoyuna bir mesaj verecektir.” dedi. ABD’nin bu ziyaretle Çin’e askeri anlamda hızlı bir cevap verdirmeye çalıştığını belirten Tansi, “Fakat Çin böyle bir tuzağa düşmeyecektir. Çünkü Çin’in devlet aklı dünkü bir akıl değil. Uzun asırlardır süren bir devlet aklı var.” ifadelerini kullandı. Çin’in devrimin yüzüncü yılına yönelik farklı stratejilerin olduğunu vurgulayan Tansi, “Çin eğer Tayvan’la ilgili bir politika ortaya koyuyorsa, bunu askeri operasyonla değil, siyasi, ekonomik ve askeri tedbirlerle planladığını düşünüyorum.” dedi.
BM, TAYVAN ÇİN’İN DEDİ
24 milyonluk Tayvan ile ilgili tartışmaların en başında adanın bir ülke olup olmadığı var. Fakat Tayvan, tarihinde hiçbir zaman bağımsız bir devlet olarak var olmadı. 1949 yılında Çin Komünist Partisi’nin zaferiyle sonuçlanan iç savaş sonrasında Guomindang üyeleri, liderleri Çan Kay Şek ile birlikte Tayvan’a kaçtı. Çan Kay Şek, Çin Cumhuriyeti’nin Tayvan merkezli olduğunu iddia etti.
1971 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile Çin’in Tayvan da dahil olmak üzere sadece Çin Halk Cumhuriyeti tarafından temsil edileceği karara bağlandı. Çok az sayıda ülke Tayvan’ı Çin Cumhuriyeti olarak tanıyor. Çin ise kendileriyle diplomatik ilişki kurmak isteyen ülkeleri BM kararlarına uymaya çağırıyor.
TAYVAN KIŞKIRTMASI DA DENİZ EGEMENLİĞİ İÇİN
TEVFİK KADAN
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), son yıllarda gerileyen hegemonyası ile birlikte denizlerin kontrolünü de kaybetmeye başladı. ABD ekonomisi ve üretim gücü artık tüm dünya okyanuslarında varlık göstermeyi kaldıramıyor. 2. Dünya Savaşı'nda yalnızca Pasifik savunması için 3 yılda 600 gemi inşa eden Amerikalılar, şimdilerde deniz gücünü küçültmenin hesaplarını yapıyor. ABD uçak gemileri parasızlık yüzünden aylarca rotasyon yapamıyor. Ülkede 11 uçak gemisi görev grubunun 9'a indirilmesi dahi tartışılıyor. ABD Atlantik Filosu Komutanı John Kirby, Donanma'nın azaltılan bütçesine itirazını, “Filo komutanları operasyon yapamaz.” sözleriyle dile getiriyor. Parasızlık nedeniyle kıyıbaşlarını adım adım terk eden Amerikalılar, mecburen en büyük tehdit gördükleri Çin'e karşı donanmalarının yüzde 60'ını Asya-Pasifik'e kaydırma kararı aldı. Toplam 400'ün üzerinde platformu olan donanma, şimdilerde yalnızca 293'ünü muharip vaziyette tutabiliyor.
Buna karşılık Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması (PLAN) muazzam bir ivmeyle büyüyor. 777 platforma sahip Çin Donanması, 3 uçak gemisinin üzerine yeni 6 uçak gemisi daha inşa etmeyi planlıyor. Geçen yıl bir günde 3 geminin denize indirilmesi ise üretim gücünün gövde gösterisiydi. Çin'in 2019'daki Savunma Raporu'nda da yeni hedef “açık denizler” olarak belirlendi. Pek çok projeksiyona göre ise 2030 yılında Çin Donanması, tonaj olarak Amerikan Donanması'nı geçecek.
İşte bu muazzam deniz gücünün Pasifik'i domine etmesini istemeyen Amerikalılar; Tayvan, Güney Kore ve Japonya üzerinden bir jeopolitik kıskaç peşindeler. Tayvan'ın silahlandırılması, Japon Izumo'larına F-35'lerin verilmesi, Güney Kore'ye güç aktarılması gibi hamleler de bu hedefin çırpınışları. ABD'liler özellikle Tayvan olmadan Çin Donanması'nın iki denizde birbirini desteklemeyecek şekilde bölüneceğini hesaplıyor. Kuzey-güney ticaret hattının arasına da yine kama olarak Tayvan giriyor. “Deniz Hakimiyetleri” adlı kitaba göre de Tayvan'ın kontrolü Çin'e şu avantajları sağlıyor:
1) Çok fazla ofansif ve defansif özellik,
2) Japonya ve Güney Kore'ye karşı jeostratejik kaldıraç,
3) Doğu'ya, Batı Pasifik'e doğru kontrol imkanı,
4) Güney Çin Denizi'nin kuzey şeridinde deniz hakimiyeti imkanı,
5) Luzon Boğazı'na daha kolay güç aktarımı imkanı,
6) Çin anakarasını ABD'ye karşı ileriden savunma imkanı,
7) Muhasımların ikmal yollarını kesme ve kontrol etme imkanı,
8) Luzon Boğazı'na garanti erişim ve hasma kapatma imkanı,
9) Batmayan uçak gemisi ve denizaltı üssü imkanı.
ASYA ÜLKELERİ ÇİN’İN YANINDA
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Tayvan kışkırtmasına karşı Asya ülkelerinden Çin’in egemenliği ve toprak bütünlüğüne destek açıklamaları geldi.
- Rusya: “ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ziyaretini, ABD'nin, Çin Halk Cumhuriyeti'ni kapsamlı bir şekilde kuşatma yönündeki agresif çizgisi kapsamında açık bir kışkırtma olarak görüyoruz. Tayvan Boğazı'nın iki tarafı arasındaki ilişkilerin tamamen Çin'in iç meselesi olduğuna inanıyoruz. Çin, Tayvan konusunda egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için gerekli önlemleri alma hakkına sahiptir.”
- İran: "İran, ülkelerin toprak bütünlüğüne saygıyı dış politikasının temeli olarak görüyor. Bu çerçevede de tek Çin politikasına tereddütsüz destek veriyor. Son dönemde ABD yönetiminin Çin'in iç işlerine müdahale etmeye çalışmakta ve bu ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal etme yönünde gerilime neden olan adımlar atmaktadır.”
- Arap Birliği: “Çin'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü destekliyoruz.”
- Pakistan: “Tek Çin politikasına bağlıyız. Çin’in egemenlik ve toprak bütünlüğüne kesin destek veriyoruz.”
- Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti: “Pelosi’nin Tayvan ziyareti ABD’nin Çin’in iç işlerine akılsızca bir müdahalesidir, şiddetle kınıyoruz. İç işlerine açıkça müdahale eden ve toprak bütünlüğünü bozan dış güçlere karşı önlem almak egemen bir devletin hakkıdır.”