‘Cinayeti bana teklif ettiler... Gel bizim mafyamız ol dediler’

Cezaevinde bulunan yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Kürşat Yılmaz, Hrant Dink cinayeti davasında tanık olarak dinlendi. Yılmaz, Hrant Dink cinayetinin kendisine 'cemaatçiler' tarafından teklif edildiğini belirterek 'Gel bizim mafyamız ol. Bunu öldürt dediler. Kabul etmedim' dedi.

Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 105’inci celseye, tutuklu sanıklar gazeteci Ercan Gün ve eski emniyet müdürü Ramazan Akyürek ve başka suçtan tutuklu Yavuz Karakaya, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Aralarında eski Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’ün yer aldığı 6 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu.

KÜRŞAT YILMAZ TANIK OLARAK DİNLENDİ

Duruşmada, “Suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan tutuklu bulunan Kürşat Yılmaz’ın Kocaeli 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli cezaevinden tanık olarak ifadesi alındı. Dink cinayetine ilişkin bilgisi, görgüsü sorulan Yılmaz, şunları söyledi:

“2007’de o zamanki yargılama dosyanızda, ‘bu cinayetle ilgili bilgim var’ diyerek dilekçe yolladım. Bu Amerikan uşağı örgütle ilgili dilekçe yazarak yargılandığım mahkemeye, başsavcılıklara, basına gönderdim. Sadece komünist bir basın yazdı. Bırak ifademi almayı, bilgime bile başvurulmadı. FETÖ 15 Temmuz darbe girişiminde başarılı olsa beni yolda, nakledilirken öldüreceklerdi. Kaçmışım gibi yapacaklardı. Korkan bir insan değilim. Bu cezaevini daha önce 7 sefer istemiştim, annem burada olduğu için. ‘Yer yok’ denilmişti bana. En son 8. başvuruda kabul ettiler ama 15 Temmuz darbe girişimini biliyorlardı. Abdullah Öcalan’ın yattığı İmralı Cezaevi’ne de nakil istemiştim, oraya da vermeyip Bolu’ya gönderdiler. Dertleri belli, öldürmek için yapıyorlar.”

‘ZEKERİYA ÖZ’ÜN FETÖ’CÜ OLDUĞUNU BİLİYORDUM’

Firari savcı Zekeriya Öz’ün Ergenekon davasında kendisini çağırttığını ve kendisinden önce de Alaattin Çakıcı ile görüşmüş olduğunu öğrendiğini anlatan Yılmaz, Zekeriya Öz’ün odasında yanında avukatlarının da olduğunu, ‘Ergenekon’u bilmediğini’ söylediğini, 2 saat ifade alınma süresince Ergenekon ile ilgili bilgi vermeyince kendisini gönderdiğini söyledi. Yılmaz, “Üç gün boyunca ifade verdim savcılığa. Zekeriya Öz vardı. Başkaları da vardı. Bana daha önce ‘Gel mafyamız ol’ demişlerdi cemaatçiler” ifadelerini kullandı. Öz’ün FETÖ’cü olduğunu bildiğini söyleyen Yılmaz, “cemaat” olarak bilinen oluşuma ilk defa terör örgütü diyenin kendisi olduğunu öne sürdü.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında da, terörle mücadele şubesi polislerine 15 Temmuz’dan sonra 3 gün süresince ifade verdiğini söyleyen Yılmaz, 1999 yılında ülkücü camiadan bir arkadaşının kendisine, “Organize şubeden sana bir tezgah kurdular” dediğini ve bu uyarıdan sonra kaçak gezmeye başladığını ama bunun ne olduğunu bilmediğini belirtti.

‘GEL BİZİM MAFYAMIZ OL, BUNU ÖLDÜRT’

Kürşat Yılmaz, 2005 yılı kışında Ankara’ya gittiğini, FETÖ’nün o dönem Genelkurmay başkanını değiştirmek istediğini ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı lojmanındaki bir evde arkadaşının kendisine, “Gülen cemaatinden sana gelecekler, Şükrü Sarıışık paşayla ilgili görüşecekler” dediğini de belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Ankara imamı’ dedikleri şahıs geldi. ‘Sen Şükrü Sarıışık paşayı tanıyorsun, kefil olur musun?’ diye sordular. Sarıışık MGK genel sekreteriydi o zaman. İsmail Issız aradı. Bir MHP milletvekilinin ofisine gittik. Bir general geldi. Ö.K isimli bir hakim de vardı. İsmail I’ya herkes saygılı davranıyordu. Bir albay arkadaşım vardı. Birkaç gün sonra beni bir otele götürdüler, kayıtlarda var. Her gün sohbet ediyorduk. 15 gün otelde kaldım. Daha sonra temas kurmadılar.”

Yılmaz, otelde görüştüğü hakimlik yaptığını belirttiği Ö.K. ile Hüseyin A. ve İsmail I. isimli kişilerin kendisine Hrant Dink’in fotoğrafını göstererek öldürülmesini teklif ettiklerini söyledi. Yılmaz, “Gel bizim mafyamız ol. Bunu öldürt, yakalanan kişiyi Avrupa’ya gönderirsin dediler. Ben de ‘Bu işte yokum, siz de bu işe girmeyin, bu vatan hainliğidir. Türkiye’yi zor duruma sokar. Amerikan oyunlarına gelmeyin’ dedim. Kabul etmedim” dedi.

Kürşat Yılmaz, “Cinayetten sonra cezaevinde Erhan Tuncel benimle görüşmek istedi. Avukatıma görüşmesini söyledim ama cezaevi idaresi görüştürmedi” diye konuştu.

SERKAN ÖZEL’İN TANIKLIĞI

Duruşmada daha sonra SEGBİS ile dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube aşırı sağ (asam) tim komutanı olan Serkan Özel’in tanıklığına başvuruldu.

Jandarmada yaptıkları istihbari görevlerle ilgili bilgiler veren Özel, Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu’nun sorularına karşılık, Dink eylemleriyle ilgili personeline herhangi bir izleme talimatı vermediği, aradan 13 yıl geçtiği için çok hatırlayamadığını, personelini Bakırköy’de olmasının nedeninin oradaki jandarma binasından kaynaklı olabileceğini, bu binanın dinlenme, nöbet için kullanıldığını ve cinayet günü personel ya da amirleriyle yaptığı telefon görüşmelerinin, her zaman yaptıkları telefon görüşmelerinden olduğunu söyledi.

Dink cinayetiyle ilgili polis bölgesinde gerçekleştiği için herhangi bir soruşturma yapmadıklarını anlatan Özel, sanıklardan Hamza Celepoğlu’nun, “FETÖ irtibatı” ile ilgili sorularını da yanıtladı. FETÖ’cü olduğuna dair bir bilgisinin olup olmadığı sorusuna karşılık Özel, şöyle yanıt verdi: “Celepoğlu 2008 yılında komutan olarak İstanbul’a atandığı dönemde kendisiyle çok çalışamadım. Kıbrıs’a gittim izin dönemiydi. 2 yıllık asayiş şube suç kısmında çalıştım. Zaten FETÖ ile bir çalışması olmaz şubenin. Şu da var; ben 2008 yılında istihbarat şubeden asayiş suç kısmına atandım, yerime şu an FETÖ’den tutuklu olan O.T. Berk atandı. Bundan çıkarım yapmamız gerekiyorsa yapabiliriz. FETÖ’cü olduğunuza dair bilgim ve görgüm yoktur. Sadece size değil hiçbir personele dair yok.”

Serkan Özel, Celepoğlu’nun döneminde FETÖ’cü olmadığı için kendisine hiç yurt dışı görevi çıkmadığını da sözlerine ekledi.

TUTUKLU SANIKLARIN TAHLİYE TALEPLERİNE RET

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Muharrem Demirkale ve Ercan Gün’ün bir kısım tanık beyanlarının halen tamamlanmamış olması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Aralarında Fetullah Gülen’in de bulunduğu 13 sanığın yakalamalı emirlerinin infazının beklenmesine hükmedildi. Sanık Ali Öz’ün talebi üzerine “Konutu terk etmemek” şeklindeki tedbirinin kaldırılmasına karar veren mahkeme, yurtdışına çıkış yasağının devamına ve her haftanın Pazar günü ikametine en yakın karakola imza vermesini kararlaştırdı. Sanık ifadelerinde geçen 14 tanığın dinlenmesine karar veren heyet, duruşmayı 12-13-14 Mayıs 2020 tarihlerine bırakıldı.

ÜYE HAKİMDEN KARARA ŞERH

Üye hakimlerden Ali Özcan, Muharrem Demirkale yönünden “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçu nedeniyle Ankara 23. ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Temmuz 2016’dan beri tutuklu olduğunu belirterek tahliyesinin gerektiğini, Ercan Gün yönünden de tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak tahliyesinin gerektiğini ve sanık Adem Sarıgöl yönünden yurtdışına gitme yönündeki beyanları ve sunduğu evraklar doğrultusunda yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması yönünde karara muhalefet şerhi düştü.

Sonraki Haber