Cinsiyetsiz toplum arayışları

Son yıllarda kadına şiddet ile birlikte kadın hakları önemli bir toplumsal sorun olmuştur. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitliği önemli ve tüm toplum tarafından desteklenmesi gereken bir olgudur. Ama toplumsal cinsiyet eşitliği ayrı bir olgu, cinsiyetsizlik ise bambaşka bir olgudur. Eşitlik, haklar için bir eşitliktir, fiziksel ve biyolojik bir eşitlik değildir.

Toplumda dijital ve teknolojik dönüşüm çok hızlı olmaktadır. Bu dönüşüm, toplumu ekonomik, sosyal, kültürel ve her alanda etkilemektedir. Geleneksel yaşam tarzları ve buna bağlı olarak toplumsal cinsiyet rolleri ve kimlikleri de bu değişim ve dönüşümden etkilenmektedir.

Space X, Tesla Motors ve Pay Pal gibi dünya çapında şirketlerde kurucu ve kurucu ortak ünvanlarıyla yer alan Elon Musk çocuğuna, X AE A-12 adını veriyor. Çocuğuna verdiği ismin şifresi sorulduğunda Musk, şu cevabı veriyor: “X: Bilinmeyen değişken, AE: Artificial Inttelligence (yapay zekâ) kavramının elfig yazımı, A-12: Benim, hiçbir askeri amaç taşımayan en gözde hava aracım S’in sembolü” olarak cevap vermiştir. Ayrıca bebeğin annesi Maye Musk (Grimes), bebeğe ‘X’ diye hitap ettiklerini açıklarken, yaptığı bir paylaşımda bebeğin adını değiştirdiklerini açıkladı. Bir hayranının, “California yasalarından dolayı bebeğin adını değiştirdiniz mi? Bebeğin yeni adı ne?” sorusuna, bebeğin yeni adının ‘X Æ A-Xii’ olduğunu söyleyerek, “California yasalarında tek çizgiye izin veriliyor” dedi.

CİNSİYETSİZ YAŞAM

Bebeğin annesi Kanadalı müzisyen Grimes, şubat ayında hamilelik dönemi hakkında kendi YouTube kanalında yaptığı yayında bebeği “cinsiyet ayrımı gözetemeden büyüteceklerini, bir cinsel kimlik vermek istemiyorum, belki hayatlarında o kimliği tercih etmeyecek” demişti. Yeni doğan çocuklarını cinsiyetsiz (üniseks-unisex) olarak yetiştireceklerini ve erkek olan çocuklarının cinsel kimliğini ileri de kendisi seçeceğini belirtmişlerdir.

Modernizmle birlikte toplumsal cinsiyet rolleri de değişmiş ve cinsiyetsiz yaşam yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Toplumda, erkekler efemine/kadınsı, kızlarmaskülen/erkeksi davranışlar göstermeye başlamıştır. Cinsiyetsizlik en yaygın olarak giyim sektöründe ve moda da görülmektedir. New York’ta moda eğilimleri üzerine araştırma yapan Stylesight şirketinde üst düzey yönetici olan Sharon Graubard, “Sokaklarda neredeyse ikiz gibi giyinen, saçlarını düzleştirmiş, kalın denizci ceketi veya kot pantolonla dolaşan ya da başlı başına bir giysi olan uzun tişörtlerden giyen genç çiftler görüyorum. Erkek ve kadın giysilerinin böyle kasıtlı biçimde birleştirilmesi oyun sahasındaki rollerin eşitlenmesi” anlamına geliyor demiştir. Manhattan’daki Atelier mağazasının ortaklarından Karlo Steel, “Günümüzde daha çok öne çıkan moda tasarımcıları, cinsiyetler arasına sınır koymayan ve onları yaklaştıran tasarımcılar. Şu anda moda sarkacı bu yönde hareket ediyor” diyerek modadaki bu cinsiyetsizlik akımını vurguluyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Cinsiyet kategorileri biyolojik cinsiyet, cinsel kimlik ve cinsel yönelim olarak üç kategoride ele alınıyor. Bu üçünü karıştırmamak gerekiyor. Biyolojik cinsiyet kadın ve erkek kromozomudur, gen olarak değil kromozom olarak insanda bulunur. Genetik yapımıza kodlanmıştır. Cinsel kimlik sosyal olarak öğreniliyor, genlerimizden gelmiyor yani bir erkeği alıp kızların arasında büyütürseniz kız çocuğu gibi davranıyor. Kız çocuğu erkekler arasında büyütürseniz erkek gibi davranışlar gösteriyor. O nedenle büyütme, yetiştirme tarzı çok önemli cinsiyet oluşmasında. Modern çağ bize kadının kadın gibi davranması, erkeğin erkek gibi davranmasına gerek yok diyor. Kız çocuklarına pembe, erkek çocuklarına mavi giydirmeyin, çocuklarınıza hiç cinsiyet öğretmeyin deniyor. BTS adlı Güney Koreli bir grup var. Cinsiyetsizliği savunuyor. Artık cinsiyet ayrımının olmadığı bir akım dünyaya yayılıyor. Bu insanlık tarihinde hiç bu kadar yaygın olmamıştı” dedi.

AİLENİN KUTSALLIĞI

Toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklerken, cinsiyetsizliğin desteklenmesi, biyolojik ve fiziksel bir eşitlikten bahsetmek ise hatadır. Ailenin kutsallığının da bozulmaması gerekir. Eşcinsel, biseksüel bireylerin tercihlerine saygı duymakla birlikte bunları desteklemek ve modernite altında hoş göstermek mümkün değildir. Ayrıca cinsiyetsizlik akımı ile toplumun cinsiyetsiz bir hale getirilmesi doğru bir bakış açısı değildir. Bu eğilim çocuklarımız ve gençlerimiz, toplum için tehlikedir. Modernleşmeyi doğru kavramlar ile toplum olarak algılamamız, çocuklarımıza öğretmemiz ve uygulamamız gereklidir. Ancak bu şekilde toplumsal refahımız sağlıklı ve sürdürebilir bir şekilde artar.

Sonraki Haber