CKD’den 100. yılda 100 bin kadın hedefi

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) 10. Olağan Genel Kurulu dün Ankara’daki İçkale Otel’de yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından başlayan genel kurulda divan başkanlığına oy birliğiyle avukat Zerrin Öztürk seçildi. Öztürk konuşmasında, "Çok özel günlerde geçerken güç birliği içinde milli görevlerini büyük fedakarlıkla gerçekleştiren böylesi bir derneğin üyesi olmaktan gurur duyuyorum. Bin yılda bir olacak afetle karşı karşıya kaldık. Ben de afet bölgesinden geliyorum. Hepimizin daha fazla güç birliği yapması gereken günler gelmiştir. Cumhuriyet Kadınları Derneğimiz de bu dönemde en ön safta üzerine düşen görevleri fazlasıyla yapacaktır." ifadelerini kullandı.

Genel kurulda konuşmasını yapan CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür sözlerine depremde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı anarak başladı: “10. Olağan Genel Kurulumuzu, bir anda on binlerce yurttaşımızı elimizden alan, milletçe yüreğimizi yakan büyük depremler felaketinin ertesinde yapıyoruz. Genel kurulumuz adına, yitirdiğimiz canlara Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, deprem bölgesinde insanüstü gayretle çalışan tüm emekçilerimize, gençlerimize, yetkililerimize minnet duygularımı iletiyorum.”

Derneğin son üç yıldaki çalışmalarına dikkat çeken Oygür, “Esas ayırt edici yönü, maalesef çoğu kitle örgütünde hakimiyeti ele geçiren emperyalist Sorosçu neoliberal düşüncenin bu dernekte yuvalanamayacağını açık şekilde göstermek olmuştur.” dedi.

'GENÇLERİMİZİN ZEHİRLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'

Salgından sonra sahaya ilk indikleri 2021 ekim ayında, broşür ve pankartlarında “Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi”nin yazdığını hatırlatan Oygür, şöyle konuştu: “O günden bu yana annelere ve ailelere çocuklarını uyuşturucudan korumada en değerli kalkanın kendileri olduğunu ve bunun yollarını anlatıyoruz. Gençlerimizin zehirlenmesine izin vermeyeceğiz. Onların Atatürkçü bilinçle ülkeye ve millete hizmet etmesinin önündeki engelleri kaldıracağız. Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketini yeni işbirlikleriyle mahalle içlerine, evlere yayacağız.

“Neoliberalizmin aileyi ve milli devletimizi hedef alan LGBT dayatmasını topluma anlatmak üzere her kesimden yurttaşımızla birlikte İstanbul ve İzmir’de 'LGBT Dayatmasına Karşı Büyük Aile Buluşması' mitinglerine katıldık. Binlerin katıldığı bu mitinglerde kürsüye çıktık; LGBT gerçeğini anlattık ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizde aile yapımızı ve milli devletimizi koruyacağımızı haykırdık.”

'KADINLARIN SESİ OLDUK'

“1980’de geçtiğimiz serbest piyasa ekonomisinin, bugün getirip önümüze koyduğu ağır ekonomik tablo, ülkemiz için yegane çıkış yolunun bu sistemi terk etmek ve devletçi düzenlemelerle üretim seferberliğine başlamak olduğunu ortaya koymuştur.” ifadesini kullanan Oygür şunları söyledi:

“Zorunlu olduğumuz devletçi ve planlı üretim seferberliğine kadın nüfusumuzun da sevk edilmesi gerektiğinden yola çıkarak, ikinci büyük saha çalışmamız olan 'Üretim ve İstihdamda Kadın Zirveleri'ni düzenledik. Şubelerimizin başarıyla yürüttükleri bu çalışma sayesinde çok farklı çalışma statüsündeki kadınlarla buluştuk ve onların sesi olduk. Kadınlarımızın piyasa ekonomisiyle uğratıldıkları bastırmaya karşı bilinçlerinde gelişen üreterek yükselme isteklerini ve bunun için devletten güçlü müdahaleler beklediklerini anlattık. Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi daima tarihsel gerçekliğinden bakarak ve bilimin ışığında işledik. Kendini bu mücadelenin arkasına saklayarak milli devlete, erkeğe ve en çok da kadına düşmanlık yapan topluluklara karşı sesimizi yükselttik. Kadınımızı üretici güçlere dahil ederek ve toplumda Cumhuriyet kültürünü yeniden hakim kılarak ayrımcılıktan ve şiddetten kurtaracağız dedik.”

'GELECEĞİMİZİ KADINLARIMIZLA KURGULAYACAĞIZ'

CKD'nin, Türk kadın hareketinin Atatürk devrimleri çizgisinde tutulmasında ve buradan ilerlemesinde tarihsel önemde başarı gösterdiğini ifade eden Oygür şöyle devam etti: “Bunu cesaretle, bilgiyle ve büyük millet sevgimizle başardık. Gururla ifade ettiğimiz bu gerçek şimdi önümüze, yüzbinlerce kadını ülkemizin onurlu geleceği için çalışmalara katmak görevini koymuştur. Üç yıl önce Cumhuriyet Kadınları Derneği’ni her kesimden kadınla buluşturmak üzere karar almıştık. Bizi başarıya götüren bu kararımız olmuştur. Büyük kadın kitlelerini bünyemizde buluşturma kararımızı da başarıya ulaştıracağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında yüzbinlerce kadını CKD'de birleştireceğiz. Onurlu geleceğimizi kadınlarımızla kurgulayacağız.”

'KAMUCU SİSTEMİN ZAMANI GELDİ'

Tülin Oygür konuşmasını şöyle tamamladı: “Mutluluk ve üzüntüyü beraber yaşamak hayatın bir gerçeğidir. Bir yanımız burada, bu salonda; diğer yanımız deprem bölgesinde. Aramıza katılamayan depremzede delegelerimiz var, onlara buradan en sıcak sevgi ve dayanışma duygularımızı yolluyoruz. Devletimiz ve büyük milletimiz el ele verdi, bu felaketin yaralarını sarıyor. Bu süreç, mağdur tek bir yurttaşımız kalmayana kadar sürecektir ve hepimiz buna dahil olacağız. Depremlerin bir kez daha ve çok acı şekilde yüzümüze vurduğu gibi her tür ahlaksızlık, liyakatsizlik ve suistimale zemin hazırlayan bireysel zenginleşme sistemini kovup, milletin menfaatini her şeyin üstünde tutan devletçi, kamucu sisteme geçmenin zamanı çoktan gelmiştir."