Çobanlara yeniden sigorta...
“Yeniden çobanlara sigorta” dememin bir anlamı var. Bu konuyu ta zamanın tarım bakanları Mehdi Eker ve Ahmet Eşref Fakıbaba’ya arz etmemden kaynaklanıyor. Daha sonra yaptığım bir çok tv programı ve yazılarımda da konuyu ele almıştım. Ama şimdi konu farklı şekilde gündeme geldi.
Bir vesile 16 sene önce bu projenin bir tarım il müdürü tarafından uygulandığını öğrendim. Tarih 2004 veya 2005. Yer Sivas Kangal ilçesi. O zamanın Sivas il tarım müdürü vali beyi ikna ediyor ve 6 ay boyunca Kangal’daki bütün çobanların sigortalarını özel idare bütçesinden ödeniyor. O il müdürü en son Kayseri il müdürüydü. Bugün ise Ankara’da , TAGEM Genel Müdürü. İsmi Özkan Kayacan. Konuyu sorduğumda doğruladı ve ekledi: ”O zaman tam 3 yıl Kangal’da çoban sorunu olmadı.”
Konunun Ankara’da da dillendirildiği biliyorum. Şimdilik denen şu: ”Teşhis doğru.” Teşhis doğru ise “ tedavi kolay”dır.
Bu konuyu slogan olarak önümüzdeki dönemde çokça duyacak gibiyiz: ”Gençler köyde kalacak; devlet sigorta yapacak.”
Ben Sayın Kayacan’ın fiilen uyguladığı “çobana sigorta”yı çok önemsiyorum. Hatta küçükbaşın birincil ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Ülkemizin koyun keçiye çok uygun olduğunu bilmeyen yok. Ama o koyunları otlatacak çobanlar dışlandı, horlandı, küçük görüldü. Evlenmeleri neredeyse imkansız hale getirildi. Devlet de uzun yıllar onları görmezden geldi. Tüketici kuzu eti yedi ama çobanı hiç aklına getirmedi. Medya koyunu keçiyi kurbanda fiyat endeksli gördü.
Kovit-19 hepimize bütün algılarımıza reset atma şansı verdi. “Tarım çağı” başladı. Tarıma, özelde çobanlara “gün doğdu.” Artık hiçbir şeyi eski gözlükle görmeyeceğiz. Dağları ormanları koyun keçi ile dolduracağız. Çiftçiyi “baş tacı” yapacağız.
Sigorta sadece çobana yapılmayacak elbet. TAGEM Genel Müdürü Özkan Kayacan da aynı şeyi söyledi. Ziraat ve hayvancılıkla uğraşan genç erkek veya kızları da sigorta kapsamına almak gerekecek.
Bana göre belli ölçekte ekim, meyvecilik, fidancılık yapan ve en az 5 anaç ineği veya tosunu olanlara da devlet sigorta katkısı yapmalı.
Tarım ve hayvancılık iş gücüne dayalı alanlar. İthal çobanla bir yere kadar. Tamam bugün için böyle ve çözüm geçici de olsa bulundu. Ama biz “kendi çobanımızı da kendimiz üretmeliyiz.”
Sigortalı olan çoban veya eşi hem ihtiyaca göre hem de köydeki kolay geçim sayesinde 1-2 tane değilim eminim 4-5 tane çocuk yapacaktır. Bana “İyi diyorsun da o çocukların eğitimi ne olacak, sosyal alan ne olacak” diye soruyorsunuz.
Çok kolay; isteyeni ortaokuldan sonra mesleğe yönlendirirsiniz. Köy okullarını açarsınız. Şu anda olduğu gibi “uzaktan eğitim” yaparsınız. Ayrıca herkes yüksek lisans yapmak, genel müdür olmak zorunda değil. Hatta parayı, okuyanlar değil meslek sahibi olanlar kazanacak bundan sonra.
Önümüzdeki dönem aleyhte çalışan “iç ve dış tarım lobileri” nin aksine halkımızın da desteği ile “Türkiye tarımı” arzu edilen seviyeye gelecektir.