Çocuk acillerinde virüs yoğunluğu
Çocuk acil servislerinde yoğunluk yaşanıyor. Kapanma önlemleri nedeni ile geçen yıl görmediğimiz virüsler, kapımızı çaldı. Çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Somer, ‘Normalde ekim ayında gördüğümüz virüsleri bu yıl erken görüyoruz, hava sıcaklıklarındaki değişim bunda etkili’ dedi
Acil servislerde yoğunluk arttı. Bu kez yalnızca Kovid-19 değil, başka virüslere de sık rastlanıyor. Kapanma önlemleri nedeni ile geçen yıl hiç rastlanmayan virüsler bu yıl özellikle çocuklarda görülmeye başlandı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayper Somer, "30 yıllık hekimlik hayatımda Çapa Tıp'ta ilk kez bu kadar yoğun bir Cumartesi yaşandı. Rekor kırdık. Normalde ekim ayında gördüğümüz virüsleri bu yıl erken görüyoruz” dedi.
BAŞVURU İKİ KAT ARTTI
Kovid-19, bronşit, RSV (Respiratuvar Sinsitiyal Virüs), rinovirüs, koronavirüsler... Geçen hafta boyunca çocuk acil servislerinde en çok rastlanan hastalık ve virüsler oldu. Solunum yolları enfeksiyonlarının genellikle ekim ayında bu kadar yoğun yaşandığını hatırlatan Somer, “Geçen yıl görmediğimiz virüsler bu yıl erken geldi. Çapa Tıp’ta acile günlük 120 ila 150 hasta başvurusu olur. Geçen cumartesi 300’e yakın hasta başvurdu. Acil servis, müşahede odası, servisler doldu” dedi. Hekimler henüz grip vakalarının tek tük olduğunu ifade ediyor. Çapa Tıp’ta Kovid-19 dışındaki virüslere de bakılarak doğrudan tanı konuluyor. Somer, “Özellikle RSV’yi çok görüyoruz. 3-6 yaş arasında çok ağır bronşit yapıyor. Yoğun bakıma yatırdığımız bebekler oluyor. Hastane yükü artıyor” diye konuştu.
RSV VAKALARI ÇOĞALDI
Okulların açılmasının etkisini de sorduk. Somer yanıtladı: “Kapanma önlemleri nedeniyle geçen yıl çok fazla bu virüsleri görmedik. Kovid-19 diğer virüsleri baskıladı. RSV tek tük görüldü. Bu virüsleri bu yıl bekliyorduk. Havaların erken soğuması, hızlı hava değişimi de virüsleri etkiliyor. Ekim ayında daha sık gördüğümüz virüsler biraz daha erken geldi. RSV çok hızlı ve kolay bulaşır. Çocuklarda daha ağır geçiyor, büyükler nezle gibi burun akıntısı ile atlatıyor. Hafif ateş, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, göz yaşarması, öksürük gibi bulgularla başlıyor. Bebeklerde öksürük şiddetlenir, hırıltı ve nefes darlığı olur. 3 yaş altında ağır bronşite neden oluyor. Çocuklar evden okula, okuldan eve hastalığı taşıyabilir. Bu hastalıkların hepsinde maske, mesafe, temizlik kuralları korunmak için geçerli. Ateş ve öksürük yoksa test yaptırmaya gerek yok. Mutlaka maske takılmalı. Maskenin çıkarıldığı ender anlarda hastalık bulaşıyor.”
AŞI İLE KOZA ÖRELİM
Okulların açık olmasının esas olduğunu söyleyen Prof. Dr. Somer aşı ile ilgili de uyarılarda bulundu: “RSV’nin aşısı yok ama Kovid-19 ve gribin aşısı var. İki virüs birlikte olursa çok ağır seyredebilir. Astım, böbrek hastası gibi ikincil bir hastalığı olanlara mutlaka aşı olmalarını öneriyoruz. Grip aşısı 6 aydan büyük herkese yapılabilir. Yan etki yok denecek kadar az. Salgında eğitim hayatından iki yıl kaybettik. Vaka olan sınıfın kapatılması, odaların havalandırılması, maske ve mesafe önlemlerinin uygulanması gibi kurallar okulları kapatmaktan daha doğru bir yaklaşım. Çocukların etrafına koza örmeliyiz. Okul personeli de dahil olmak üzere çevresindeki herkes Kovid-19 aşısı olursa o zaman çocuklar da korunur.”
Solunum yolları enfeksiyonlarının birbirine benzer belirtiler gösterdiğini ifade eden hekimler, öksürük ve ateş durumunda test yaparak hastalığın ayrımına varıyor. Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, acil servislerde Kovid-19 hastalarının sayısının halen fazla olduğunu etti. Cander ayırıcı tanı ile ilgili şunları söyledi: “Mevsimsel grip dönemine girdik, grip benzeri semptomlarla gelenler oluyor. Semptomların çoğu benzer. Tat, koku alma, baş ağrısı, burun akıntısı temas öyküsü, aşı öyküsü daha önce hastalık geçirip geçirmediği gibi değerlendirmemler yapılıyor.”
‘HASTALIĞI YOKTUR’ RAPORU DA İSTENDİ
Kovid-19 endişesi ile herhangi bir hastalık belirtisi görülmesi halinde öğrencinin okula gönderilmemesi isteniyor. Kovid-19 benzeri belirti halinde test yapma imkanı olmadığı için aile hekimi, acil servise yönlendiriyor. Acil serviste hekimin tanısı Kovid-19 dışı olursa, diğer öğrencileri korumak amacıyla hastanın okula gitmemesi isteniyor. Bu kez rapor konusu gündeme geliyor. Bazı hekimlerin acil serviste rapor yazmaktan geri durduğu ifade ediliyor. Bazı hekimlerin, “aile hekimi rapor yazsın” diyerek hastayı aile sağlığı merkezine gönderdiği de oluyor. Aile hekimlerinden “hastalığı yoktur” raporu da talep ediliyor.
Acil tıp uzmanı Prof. Dr. Cander, “Acil serviste ihtiyaç olursa rapor yazabilir. Acil olmayan başvurularda acilden rapor yazma konusu değerlendirmeye alınıyor. Kovid benzeri şikayetler varsa doktor kendi karar vermek zorunda kalıyor. Genel uygulama istirahat uygulanması yönünde. Ancak acillerin bu sefer rapor için suistimal edilmemesi de gerekiyor” dedi.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen, testi pozitif çıkan kişinin ve temaslılarının sisteme düşmesinin ardından raporlu sayılması gerektiğini söyledi. Bunun dışında alerjik reaksiyonlar da olabileceğini hemen rapor talep etmenin doğru olmadığını da ifade eden Sezen, “Ailelerde, öğretmenlerde rapor isteği olabiliyor. Hatta ‘Hastalığı yoktur’ raporu isteyenler de oluyor. Böyle bir rapor yazmak mümkün değil, gereksiz iş yükü” diye konuştu.