Çocuk Menüsü Politikaları: Obezite, turizm, nüfus artışı etkileri

Bu yazının amacı, Türkiye'deki restoran ve benzeri yemek servisi yapan mekanlarda "çocuk menüsü" uygulamasının geniş şekilde devreye alınmasını politika yapıcılara önermektir

Çocuk menüsünün ne olduğunu biliyoruz. Türkiye'de özellikle bazı 'fast food' hamburgercilerde sunulan, çocuğun bazı seçimler (yiyecek, içecek) yapabildiği ve fiyatı yetişkin yemek seçeneklerinden hayli ucuz olan yemek menüsüdür. Bazen yanında oyuncak da verirler.

Türkiye'de normal restoranlarda çocuk menüsü uygulamasına pek rastlanmaz. Çoğu gelişmiş ülkede, normal restoranlarda ve zincir restoranların hemen tamamında çocuk menüsü uygulamaları vardır.

Bu ülkelerde, gidilen restoranda çocukların önüne genelde onları oyalayacak ve etrafta koşturmalarını engelleyecek bir şeyler, genelde boyama kâğıdı ve kalemleri konur. Orta direk sosyal kesim için restoranda çocuk menüsünün olması önemlidir ve beklenir. Küçük çocuk yetişkinden elbette daha az yer, sevdikleri şeyler az çok bellidir ve elbette çocuk yemeğinden çok daha az para alınması beklenir. Çocuğa eğer normal menüden sipariş verilirse hem yemek ziyan olur hem fatura fazlaca şişer. Misal, yetişkinin ana yemeği, bir tabak 100 TL ise, çocuk menüsünün içecek dahil 40 TL olması makul olur. Misal, İngiltere’de bazı restoran zincirleri haftanın belirli günlerinde "çocuklar bedava yer" veya "1 GBP'ye yer" kampanyaları yaparlar. Bazı restoranlar sadece sadakat kartı sahibi müşterilerine bu indirimi yapar. Zaten bu iş böyle olmazsa İngiltere'de çocuklu aileler hiç dışarıda yemek yiyemez hale gelirler ve aile ilişkilerinin ve sosyal yardımlaşmanın zayıf olduğu diğer batılı toplumlarda olduğu gibi depresyonlar ve sosyal problemler artar.

Unutmayalım ki büyük şehirlerde kiraların yüksekliğinden dolayı çocuklu aileler küçük evlerde yaşarlar ve misafir ağırlama gibi imkanlar pek olmaz ve aile buluşmaları restoran gibi dış mekanlarda olur.

Türkiye'de de şehirlerin nüfusu son 40 senede arttı, orta direk kesim büyüdü. Kadın-erkek çalışan oranı artıyor. Dışarıda yemek alışkanlıkları da tüm benzer ülkelerdeki gibi artıyor. Halen Türkiye'de, misal restoranda üç tane çocuk ile yemek yiyen aile pek görülmez, nadirdir. Elbette bunun ekonomik ve sosyal sebepleri vardır. Ayrıca Türkiye'de "aile restoranı" veya bazı restoranlarda "aile bölümleri" olur. Bu bağlamda Türkiye için bu "Çocuk Menüsü" olayının gerekliliği de artıyor.

Bu yazıda önerilen çocuk menüsü uygulamasının ülke çapında yaygınlaştırılması ile hedeflenen toplumsal kazanımlar şunlar olabilir:

1) Çocuklu ailelerin sırtındaki aşırı yüksek olan hayat pahalılığı yükü bir nebze hafifletilecek

2) Çocukların ev dışında yemek yedikleri zaman, sağlıklı ve düşük kalorili yemek yemeleri sağlanacak

3) Çocuk obezitesi ve genel olarak toplumsal obezite ve (hızla büyüyen) şeker hastalığı problemi azaltılacak

4) Toplam restoran sektörü büyüyecek ve üretilen vergi artacak

5) Turizmin büyümesi desteklenecek ve "aile tatili ülkesi" imajı güçlendirilecek

6) Çocuklu ailelerin daha çok sosyalleşebilmesi desteklenecek

7) Şehirli ailelerde hızla büyüyen 'çocuk yapmama' (nüfusun azalması) akımına karşı koyulacak

8) Yurtdışına beyin göçünün önde gelen sebeplerinden biri çocuk yetiştirme ilintili kaygılardır. Bu konu da bu alanda olumlu yönde küçük bir adım olur.

Bu yazıda özellikle yapmak istemediğimiz olay nedir? Annesinin evinde köfteli çorba ve sebze yemeği ile sağlıklı beslenen bir çocuğun dışarıda 'fast food' restoranda "çocuk menüsü" adı altında kola ve patates kızartması yemesini istemiyoruz. Yani bu yazının amacı 'fast food' kültürünü desteklemek değildir tam tersine sağlıksız 'fast food' kültürünü cezalandırıcı önerilerde bulunacağız.

Bu kapsamda somut hangi politikaları önerebiliriz?

1) 'Fast Food' zincir restoranlarda çocuklara yönelik oyuncak hediyesi uygulaması yasaklanmalı. Bunu yapan ülkeler var (Örnek: Şili).

2) Gazlı içeceklerin ilkokul ve daha küçük dönemdeki çocuklara satışı yasaklanmalı. Çocuk menülerine gazlı içecek eklenememeli.

3) Çocuk menüleri ve daha genel olarak çocuklara yönelik ev dışı yemek sektörünü düzenleyen bir kamu otoritesi oluşturulmalı ve ilgili sektörel uzmanlığı olan kurumlar ile bu politikalar geliştirilmeli. Çocuk menülerinin içeriği, kalori miktarları, fiyat ve vergi politikaları bu kurumca belirlenmeli.

4) Ülkedeki tüm restoran, kafe, okul kantini vs. çocuklara yemek sunan kurumlarda çocuk menüsü uygulamalarının devreye alınması teşvik edilmeli. Misal, çocuk menusu uygulamayan restoranlar vitrinlerine bunu açıkça belirten tabela koymaya zorlanabilirler. Bir anlamda 'Biz eşeğiz' tabelası olacaktır.

5) Türkiye'de satışına izin verilen şekerli ve gazlı içeceklerin içlerindeki şeker oranları düzenlenmeli ve düşük seviyede tutulmalı.

6) Çocuk menüsü sunan restoranlar için bir çocuk menüsü sertifikası sunulabilir ve bu restoranlar kapılarına bu sertifikaları asabilirler, ilgili web sitesinde listelenebilirler. Restoranlar çocuk menülerinin bu konuda uzmanlığı olan bir kurum tarafından hazırlanıp sertifikalandırıldığını ilan edebilirler.

7) Çocuk menüsünün fiyatı normal menüden ortalama 65-70% ucuz olmalı. Sembolik fiyat indirimleri 'çocuk menüsü' kapsamına alınamamalı.

8) Genelde çocuk menülerinde hangi yiyecekler olur? Makarna, meyve, köfte, patates, havuç, salatalık, cacık, püre vs. İçecek olarak: süt, ayran, su, meyve suyu. Tatlı olarak dondurma olabilir. Porsiyonlar küçük olur. Şeker ve tuz oranları düşük olur. Menüde kısıtlı seçim hakkı olur.

9) Özellikle büyük şehirlerde çocuklu aileleri desteklemek için çocuk parkı etrafında aile restoranlarının açılması teşvik edilebilir. Bazı Yeşil alan ve bazı oyun parkı etrafları şehircilik planlarında buna göre tasarlanabilir.

10) Turizm sektöründe de bizdeki anlayış genelde turistin çocuğuna da ana menüden yemek satmak üzerinedir ancak turistler, özellikle batılı ülkelerden gelenler, menüde 'çocuk menüsü' görmeyi beklerler. Turistik bölgelerde özellikle bu uygulamayı desteklemek faydalı olur.

11) 'Çocuk menüsü' konusunu suistimal etmemek gerekir, yani bir yetişkinin kendisi için 'çocuk menüsü' siparişi vermesi uygun olmaz. Restorana gidip sadece çocuk menüsü siparişi vermek de uygun olmaz, yetişkin kendisi için sipariş veriyorsa, çocuk menüsü de çocuk için sipariş verilebilir olmalıdır.

12) Çocukların doğum günü kutlamaları eskiden aile içinde yapılırdı. Daha sonra çocuğun arkadaşlarını eve çağırma ve evde kutlama olayı başladı. Son dönemde, yine yurtdışı alışkanlıkları kopyalanarak bazı ailelerin daha çok dışarıdaki mekanlarda kutlama yaptığını gözlemliyoruz. (Özellikle şehir merkezlerindeki evler sürekli küçüldüğünden). Muhtemelen bu akım zamanla artacaktır. Bu gibi etkinlikler için de çocukların zararlı abur cuburdan kaçınabilmeleri ve güzel havada dış mekanlarda (güvenli park, bahçe, vs.) kutlama yapabilmelerinin sağlanacağı imkanların oluşturulması uygun olabilir. Misal mahalle okullarının çok amaçlı salonları ve bahçeleri bu kutlamalar için hafta sonları öğrenci ailelerine ucuz fiyata kiralanabilir ve gelirler okul ihtiyaçlarını (belki okul aile birliğine gelir) destekleyebilir.

13) Bu çocuk menüsü uygulaması ile normalde dışarıda yemek yiyemeyen çocuklu ailelerin bir kısmını restoranlara çekebiliriz ve sektörü toplamda büyütmüş oluruz. Bu da vergi gelirlerini artırır, işsizliği azaltır.

14) Restorana gelen çocukları oyalayacak uygulamaların devreye alınması uygun olur. Klasik örneği boya kalemleri ve bulmacalardır.

15) Devlet ve ilgili bakanlıklar bu 'çocuk menüsü' politikalarına duyarsız kalsalar dahi STK'larımız bu konuda bastırabilirler ve restoranları kuşatma altına alabilirler. Her gidilen mekânda 'çocuk menusu' sormak güzel bir başlangıç olabilir.

16) Otopark tasarımlarında engelliler için az yürümeli, çıkışa yakın konumlar işaretlenir. Bu uygulama Türkiye'de de yaygındır, doğrudur ancak yetersizdir. Otopark tasarımlarında (özellikle market, AVM vs.) bazı ülkelerde şöyle güzel örnekler vardır: Hem engelliler hem çocuklu aileler için park alanları ayrılmıştır. Kapıların geniş şekilde açılması için bu alanlarda ilave ara mesafeler ve çizgiler vardır. Türkiye'de de sadece engelli araçları değil engelli ve çocuklu aile araçlarının park edebilmesini öncelikleyen otopark tasarımlarını devreye almalıyız. Çocuk koltuğunun takılı olması da suistimallerin kontrolü için kullanılabilir.

Bir restoranın çocuk menüsü uygulaması ile gelirleri azalır mı? Bazı masalardan alacağı hesap düşecektir. Elbette restoran buna karşılık çocuk menüsü haricindeki fiyatları bir nebze artırmak zorunda kalacaktır ve aylık kazancı düşmeyecektir. Yani bu uygulama ile aslında çocuksuz ailelerden çocuklu ailelere restoranlar üzerinden gelir transferi öneriyoruz. Çocuğun yemeği belki 100 TL'den 40 TL ye düşecek ama yetişkinin yemeği belki 140 TL'den 160 TL'ye çıkacak. Bu açıdan da ahlaki ve meşru durum vardır sonuçta çocuk büyütmenin maliyetinin bir kısmına çocuksuz yetişkinleri de dahil etmiş oluyoruz. Bazı kapitalist batılı ülkelerde bir çocuğu üniversite dönemine kadar getirmenin maliyeti yüzbinlerce dolar olarak hesaplanıyor, sonucunda kimse çocuk yapmıyor veya numune olarak 1 tane yapıyor. Özellikle nüfus artış hızı yavaşlamış ve durmuş şehirlerimizde çocuklu aileleri destekleyecek yeni politikalara ihtiyaç vardır.

Bu uygulamayı akıllı şekilde kurabilir ve yayabilirsek, turizm kapsamında da Türkiye'nin "aile turizmi" imajı güçlenecektir. Aile turizmi imajının tersi nedir? Eğlence turizmi... Bu alanda zaten alkol politikaları ve genel kültürel unsurlar sınırlayıcıdır ve hayli yakınımızda İspanya, İtalya gibi ülkeler varken zaten kazanma şansı yoktur. Aile, kültür, sağlık, din, gurme, deniz, güneş vs. turizminde ise iddialı bir turizm ülkesiyiz ve bu güçlü yanımızı çocuklu ailelerin hayatını kolaylaştırarak daha da güçlendirmeliyiz. THY’nin doğal hedef kitlesi de bence çocuklu ailelerdir. Misal "Business yolcu" THY'nin öncelikli hedef kitlesi olamaz çünkü bu alanda zaten çok güçlü ülkeler ve havayolları var. Onlar da asla ailelere uygun havayolu olamazlar, zaten uçakta istemiyorlar çocuklu aileleri.

Birçok şehrimizde nüfus azalıyor. Batılı ülkelerde ve batılı büyük şehirlerde durum çok daha kötü. "Çocuk yaparsan hayatın kayar" anlayışı var. Hem masrafların katlanarak artacak hem özgürlüğün kısıtlanacak. Bu çocuk menüsü ve ilintili politikalar, doğru yönde kolayca atılabilecek ve hiçbir siyasi grubun karşı çıkmayacağı, milyonlarca ailenin hayatına dokunabilecek uygulamalar olur.

Sonraki Haber