Çocuklar kurtaracak dünyayı!

ZERRİN ÖZTÜRK

Yeni eğitim, öğretim yılı sorunlu başladı. İlköğretime yeni başlayan çocuklar için okulların istediği kayıt ücretleri, okul masraflarıyla birlikte ailelere büyük zorluk yaşatıyor. Çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi, sosyal ve kültürel yanlarının gelişimine de bütçe ayırmak çok zorlaştı.

Dershaneler kapatıldı, fakat gelir dengesizliği nedeniyle sorun çözülmedi. Veliler, eğitimin acımasız bir yarış içinde olmasından dolayı, çocuklarına özel dersler de aldırmayı düşünüyor. Ancak dar gelirli aileler bu yarışın dışında kalıyor.

Bir de eğitimin yüksek niteliği, kolay ulaşılabilirliği, yaygınlığı önemlidir. Milli eğitimde “Atatürk’ün ve Cumhuriyet Devrimleri”nin hakkını vermeden geçiştiren müfredatlar başarı sağlayamaz. Bu konu devletimizin ve ülkemizin bekası, gücü açısından önümüzde duruyor.

Eğitim sistemimizin bilimsel ve çağdaş kurallarla baştan sona bütün aşamalarında bir seferberliği gerektiriyor. Milli Birliğimiz ve bütünlüğümüz ile topyekûn “Muasır medeniyetlerin üstüne çıkma” hedefinin hayata geçirilmesi şarttır.

Çağdaş olmak, yükselmek, eğitimde ancak bilime sarılmakla mümkündür. Artan hayat pahalılığı karşısında, genç kuşakların geleceğini garanti altına almak istiyorsak köklü, devrimci tedbirler almak zorundayız. Bu soruna da ancak Devletin kamucu anlayışla yaklaşması çözüm olacaktır.

Devletimizin köylerden başlayarak, kentlerde eğitimin nitelikli ve parasız olmasını sağlaması, sektörel kâr dışına çıkarılması stratejik hedeflerimizin başında gelmelidir. Milletimizin yüzlerce yıldır bildiği ve benimsediği “Devlet Ana”,”Devlet Baba” anlayışına iş düşmektedir. 

Öğretmenlerin sözleşmeli statüden vazgeçilerek kadroya alınmaları, laboratuvar, müzik-spor salonlarının yenilenmesi, sınıfların modern donanımlara kavuşturulması, okulda beslenme parasız olarak vb. “parasız eğitim”in ilkelerine uygun olarak düzenlemelidir.

Elbette öğrenciye faizli borç para vermek değil, devlet bursu vermekle milli olunur. Yatılı bölge okulları, servis sorunu, okul gereçleri, sınıfların modernize edilmesi, sınıfta öğrenci sayılarının azaltılması, mesleki sınıfların çoğaltılması, öğretmen açığının kapatılması vb. girişimler kolayca uygulanabilir. Yeter ki, çağdaş eğitimin “milli devrim” ilkelerine bağlanalım. Andımızda yer alan “Varlığım Türk varlığına armağan olsun!” ülküsünden vazgeçmeyelim.

Yıllar sonra haykırdığımız bir şarkı, çocukların sesleriyle okul bahçelerinde, sınıflarda, okul yollarında neşeyle, yine mutlulukla çınlasın:

“Şimdi Okullu olduk

Sınıfları doldurduk

Sevinçliyiz hepimiz

Yaşasın okulumuz.”

Eğitimin stratejik öneminin bilinciyle, devletin şefkatli kollarında, çocukların güven ve mutluluk içinde çağdaş ve nitelikli birer birey, yurttaş olarak yetişmelerini istiyoruz. Nazım Hikmet’in dizelerindeki gibi söylersek: “Çocuklar Kurtaracak Dünyayı!” Bize, onları aydınlığa çıkarma görevi düşüyor.

Sonraki Haber