‘Çocuklar medyayı arkadaşı sanıyor’

Medyada Çocuk Hakları: Tehditler ve Fırsatlar panelinde medya algısının sürekli değişmesi ve çocukluk kavramının yeniden tanımlanması problemi masaya yatırıldı. Uzmanlar medyada çocuk konusunun iyi işlenmesi gerektiğini söyledi.

Duyarlı Medya Derneği tarafından Rami Kütüphanesinin ev sahipliğinde düzenlenen "Medyada Çocuk Hakları: Tehditler ve Fırsatlar" panelinde, medya içeriklerinin çocuklar üzerindeki etkileri ele alındı.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, moderatörlüğünü Erdem Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz'ün yaptığı panele İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Tülay Kitapçıoğlu ve çocuk medyası uzmanı Bora Durmuşoğlu katıldı.

ÇEVREDEN KOPTUKÇA...

Prof. Dr. Pembecioğlu, çocuk merkezli bir dünyaya doğru ilerlendiğini, bunun sonucu olarak ortaya çıkan "çocuksulaştırılmış medya" teriminin en büyük tehditlerden biri olduğunu belirtti.
Çocukların yanlış içeriklere çok kolay maruz bırakıldığına vurgu yapan Pembecioğlu, "Bu durum onların bağımlılıktan erken ergenliğe veya yılgınlığa kadar varan bir döngünün içerisinde sıkışıp kalmalarına sebep oluyor. Çevresinden koptukça yalnızlaşan çocuk, medyayı arkadaşı sanıyor ve kendini ona göre konumlandırıyor. Medya da onu evirip çevirip başka bir şeye dönüştürüyor. Ancak unutmayın ki medya bizim arkadaşımız değildir. Medya çocuklarımızın zamanını, emeğini ve becerilerini, hatta sağlığını çalıyor. Çocuk henüz kendini ve yeteneklerini tanımadan başkalarını tanımaya başlıyor. Çocuklar medya veya dijital oyunların kullanımı sırasında bilgilerini bilinçsiz şekilde paylaşabiliyor. Yani medya hırsızlık da yapıyor ve hukuken bizi geri dönülemez şekilde köşeye sıkıştırıyor." ifadelerini kullandı.
Etrafındakileri taklit ederek büyüyen çocuklarda 7 yaşına kadar olan evrenin çok önemli olduğunu vurgulayan Pembecioğlu, bu süreçte çocuğuna yoldaşlık etmeyen ve bakış açısını geliştirmek için çaba göstermeyen ebeveynlerin ömür boyu zehirlenmiş bir çocukla yaşamak zorunda kalacağını vurguladı.

STRATEJİK SİLAH

Çocuk medyası uzmanı Durmuşoğlu ise medyanın stratejik bir güç olduğuna işaret ederek, işin ticari boyutuna değindi. Bazı çizgi film karakterlerinden bahseden Durmuşoğlu, şunları kaydetti:
"Mickey Mouse 100 yaşını geçti. Barbie karakteri üretildi. Bu karakterlerin çizimlerini her türlü tüketim malzemesinde kullandılar ve çocuklarımız ticari birer araç haline geldi. Rol modelleri bu karakterler oldu ve Barbie gibi olmak isteyen kız çocukları yetiştirir olduk. Diğer taraftan sapkın akımlar ve terör unsurlarının kullanımı artmaya başladı. Bu kez çocuklarımız küresel ihracatın birer stratejik silahı haline getirildi. Elbette korkmayacağız ama bilinçli olmak zorundayız. Türk aile motiflerinin işlendiği, dünyaya ileteceğimiz değerlerimiz var. Kendi temiz içeriklerimizi üretmek ve çocuklarımızın önüne doğru rol modelleri koymak zorundayız. Bunu da doğru komut ve doğru verilerle teknolojiyi kullanarak belirleyeceğimiz yol haritası ile başarabiliriz."

PAYLAŞIMLARA DİKKAT

Dr. Kitapçıoğlu ise ebeveynlerin, öğretmenlerin ve gazetecilerin çocuk haklarına daha fazla riayet etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ebeveynlerin çocuklarının tüm gelişim evrelerini sosyal medyada paylaşmasının yarattığı tehlikelere dikkati çeken Kitapçıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ebeveynler çocuklarının dijital izlerini bırakıyorlar. Çocuklar hem hukuki olarak tehdit altındalar hem de pedofili tehlikesi ile karşı karşıya kalıyorlar. Pedofili suçluları tüm verileri ailelerin sosyal medyalarından topladıklarını itiraf ediyor. Aslında anne-babalar da suça ortaklık etmiş oluyor. Yurt dışında bazı örneklerde, çocukların ebeveynlerine dava açtığını görüyoruz.
Habercilerin de çocuk haklarına dikkat etmesi gerekiyor. Haberler yapılırken çocukların tüm bilgileri deşifre ediliyor. Medyacılara pedagojik eğitim verilmek zorunda ve sonucunda cezai yaptırımlar getirilmeli. Diğer taraftan okullarda öğretmenlerin paylaşımlarının da denetlenmesi gerekiyor. Çocukların kişisel hakları ihlal edilmesin."

Sonraki Haber