'Çoklu baro' teklifi Anayasa’ya aykırı!

Anayasa’nın 135. maddesine göre barolar, “kamu kurumu niteliğinde” olup “kanunla kurulan” “kamu tüzel kişilikleri”dir. Dolayısıyla, belli sayıda avukatın bir araya gelerek baro oluşturması mümkün değildir. Bu, Anayasa’ya açıkça aykırı düşer.

Dolayısıyla, “5000'den fazla avukat bulunan illerde, 2000 avukatın, ayrı bir baro kurabilmesine olanak sağlanması” Anayasa’ya aykırıdır. Kamu tüzel kişilikleri doğrudan kanunla kurulur. Dernekler gibi, “kurucular kurulu”nun yapacağı bir başvuru ile oluşturulamaz. Taslakta, bu barolar doğrudan yasa ile kurulmamakta, belli kişilere yeni baro “kurma yetkisi” verilmektedir.

Bu değişiklik önerilerinin esasını oluşturan "çoklu baro sistemi"nin, avukatların yaşamakta oldukları mesleki sorunlarla hiçbir alakası yoktur. Aksine, yargıya müdahaleyi etkinleştirmek isteyen, bunun için baroları bölerek etkisizleştirmeye çalışanların sorunları çözülmeye çalışılmaktadır.

Barolar, dernek değil, Anayasa'nın 135. maddesine göre kurulmuş "kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu"dur. Yargının 3 ayağından biridir. Nasıl ki, aynı konuda birden fazla kamu kuruluşu oluşturulamazsa, aynı ilde birden fazla baro kurulamaz.

Bununla, avukat sayısı fazla olan illerde, baro hizmetlerinin daha yaygın ve etkin olarak kullanılması sağlanmak isteniyorsa; bu baroların, yönetmelik yoluyla -gerek duyulması halinde- il içinde gerek "hizmet ve danışma büroları" açmaları sağlanabilir (Bunlar da, "şube" değil "büro" olmalıdır. Çünkü, şubeler tüzel kişilik gerektirir).

'TEMSİLDE ADALET' SAĞLANMALIDIR !

Önerilen değişiklikler içinde, tek dikkate alınması gereken, TBB delege sayısının yeniden belirlenmesidir. Zira, mevcut sistemde, 5-6 büyük il barosunun delege sayısı, toplam delege sayısının yarısını geçmektedir. Diğer 70'i aşkın baronun TBB'de bir işlevi kalmamaktadır. "Temsilde adalet"in sağlanması için bu konuda bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Ancak bu konuda da ifrada kaçılmıştır.

Teklife göre; “üye sayısı kaç olursa olsun, barolar, baro başkanları dışında en az üçer delege ile ve her 5000 üye için 1 delege ile temsil edilecekler (Yürürlükteki yasaya göre; bu sayılar "2" ve avukat sayısı 100'den fazla olan Barolarda, "100'den sonraki her 300 üye için 1 delege" şeklindedir).

Bu da, "temsilde adalet" ilkesine aykırıdır. Zira, 10.000’lerce üyesi bulunan barolar ile 100’le ifade edilen üye sayısına sahip baroların neredeyse eşit delege ile temsil edilmeleri de “temsilde adalet”le bağdaşmıyor. Bunun, “her 5000 üye için 1 delege” yerine “her 1000 üye için 1 delege” veya “her 2000 üye için 1 delege” gibi makul bir düzeye çekilmesi gerekir.

BAROLAR, TBB İLE BÜTÜNLEŞMELİDİR !

Üzücü olan, baroların bölünerek etkisizleştirilmeye çalışıldığı günümüz koşullarında, bu bölücülüğe karşı çıkarak birleşmek gerekirken, "Metin Feyzioğlu düşmanlığı" ile bölünmenin kışkırtılmasıdır. TBB Başkanı ve yönetimi, bu "çoklu baro" planlarına cepheden karşı çıkıp mücadele ederken, onların hedef alınması üzücüdür. Bu, avukatları ve baroları savunmak değil, onlara yönelik tehditlere hizmet etmektir. Barolar, TBB ile bütünleşmelidir.

Sonraki Haber