Coninin çaycısı casusluktan gözaltında

DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan, "siyasal ve askeri casusluk" suçlamasıyla gözaltına alındı. Babacan, 'Gürcan’ın Mehmetçiğin başına çuval geçiren ABD askerlerine çay partisi vermesi'ne ilişkin sorumuza karşılık konuyu yalanlamadı. Gürcan da daha önce söz konusu iddiaları yanıtsız bırakmıştı.

Aydınlık'ın manşetinden gündeme getirdiği DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Metin Gürcan, dün İstanbul'daki evinden gözaltına alındı. Gürcan'a casusluk suçlaması yöneltildiği öğrenildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında gözaltı kararı verdiği Gürcan'ın İstanbul Bakırköy'deki evinde arama yapıldı. Gözaltına alınan Gürcan'ın buradaki işlemlerin ardından Ankara'ya getirileceği belirtildi.

2020 TARİHLİ SORUŞTURMA

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Arama kararına göre Metin Gürcan Bey Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın casusluk suçlaması ile ilgili 2020 yılındaki bir soruşturmaya dayanılarak gözaltına alınmıştır. Söz konusu soruşturma bağlamında başkalarının da gözaltına alındığı bilgisi vardır. Metin Bey şu anda sağlık kontrolünde. Tüm desteğimizle süreci yakinen takip ediyoruz. Avukat arkadaşlarımız emniyette, kendilerine gereken hukuki desteği vermekle birlikte soruşturma ile ilgili daha net bilgiler aldıktan sonra kamuoyunu bilgilendireceğiz.” dedi.

28 Eylül 2021

‘GÜRCAN’IN YANINDAYIZ’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin “Kadın İçin Adalet Eylem Planı”nı açıkladığı basın toplantısında Gürcan'ın yanında olduklarını söyledi. Açıklamasına Gürcan'ın durumluyla ilgili bilgi vererek başlayan Babacan, “Metin Bey’e olan hukuki desteğimiz yoğun şekilde devam ediyor.” dedi. Osman Kavala davasının olduğu gün Gürcan’ın gözaltına alınmasını manidar bulduğunu savunan Babacan, “Bu gelişme eğer siyasi bir nitelikteyse, eğer hedef partimize yönelik bir tutumsa veya hedef ülkenin bu ağır ekonomik kriz gündeminin üzerini örtmekse, bu tür girişimler DEVA kadrolarını asla yıldıramaz. DEVA kadrolarını asla yolundan alıkoyamaz.” ifadelerini kullandı.

Gözaltına ilişkin ayrıntılı bilgiye sahip olmadıklarını Babacan, Aydınlık’ın “Metin Gürcan’ın Süleymaniye’de Mehmetçiğin başına çuval geçiren ABD askerlerine çay partisi verdiği” konusundaki sorusuna ise cevap vermekten kaçındı.

19 Eylül 2021

GÜRCAN KİMDİR?

Aydınlık’ın 17 Eylül’de manşetinden duyurduğu haberde Gürcan’ın, 2003’te Irak’ın Süleymaniye şehrinde Mehmetçiğin başına çuval geçiren ABD askerlerine çay partisi verdiği iddiası yazılmıştı. 2015’te Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) istifa eden Gürkan ABD’ye giderek, yalnızca ABD'lilerin okuyabildiği National Security Affairs'a alındı.

Metin Gürcan'ın 2008-2010 yılları arasında Department of National Security Affair'a bağlı ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü’nde “Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat Merkezi Yönetimi arasındaki çevre-merkez ilişkisi” adlı teziyle Güvenlik Çalışmaları alanında yüksek lisans yaptığı biliniyor.

2009’da yolu Pensilvanya’ya düşen Gürcan, buradaki Bryn Mawr College'da bulunan Solomon Asch Conflict Center'da misafir araştırmacı olarak çalıştı. Bir Polonyalı Yahudi olan Solomon Asch adına kurulan bu merkez, özellikle 'etnik grup çatışması' üzerine çalışmalar yürüttü. Amerika'daki eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönen Gürcan, 2014 yılında ise İngiltere’de Oxford Üniversitesi'ndeki 'Savaşın Değişen Karakteri' (Changing Character of War-CCW) programına kabul edildi. 2015 ortalarına kadar burada misafir araştırmacı olarak çalıştı. Sivil ayaklanmalar konusunda uzmanlaşan bu merkez, Cengiz Çandar gibi isimleri de bir dönem ağırlamıştı.

Gürcan ayrıca, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikaları Merkezi, Washington Enstitüsü, TPQ dergisi Al Monitor gibi yurt dışı bağlantılı kuruluşlarda faaliyet yürütmüş, T24 haber sitesinde de yazılar yayınlamıştı.

17 Eylül 2021

SORULARIMIZI YANITLAYAMAMIŞTI

Gürcan, Aydınlık’ın 17 Eylül’de manşetine taşıdığı “Deva’nın Gürcan’ı Coni’nin Çaycısı” haberiyle ilgili bir açıklama yayınlamış ancak hakkındaki dikkat çeken iddiaları yanıtsız bırakmıştı.

Gürcan, “31 Aralık 2003 akşamı Kerkük Hava Üssü’nde Türk İrtibat Subayı olarak görevli iken Kerkük'teki Türkmenlere yönelik artan saldırılara dair ABD'li subaylarla görüşmeye gittiğim olaydan bahsediyorsanız, doğru gittim. Bugün olsa ucunda can varsa gene giderim. Bence siz de giderdiniz.” demişti.

GREVİO ÜZERİNDEN DIŞ MÜDAHALE DAVETİ

DEVA Partisi, İstanbul’da “Kadın İçin Adalet Eylem Planı”nı açıkladı. İstanbul İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamaya Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın yanı sıra Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen ve Hukuk ve Adalet Politikaları İstanbul İl Başkanı Av. Zerrin Baysal da katıldı.

Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, partisinin “Kadın İçin Adalet Eylem Planı”nı ilan etti. Esen, “10 kadından 6’sının şiddet gördüğünü gösteriyor. Ama bu son veriye baktığımızda, üç kadından biri yaşadığı ortamda, ülkede kendisini huzurlu ve güvende hissetmiyor. Şiddeti önlemek konusunda bakış açımız şöyle: Öncelikle şiddettin koruyucu, önleyici tedbirlerle ortaya çıkmasını engellemek bizim asli hedefimiz olacak. Bu konuda sıkıntı yaşaması muhtemel kişilerin adalete kolayca erişimlerinin sağlanması ve caydırıcı yaptırımlarla potansiyel katillerin engellenmesi de ikinci önceliğimiz.” değerlendirmelerinde bulundu.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’YLE BİRLİKTE UYGULAYACAĞIZ’

DEVA Partisi, açıklamada kadın politikalarındaki uygulamaları için GREVİO benzeri bir denetleme mekanizmasını da hayata koyacağını ilan etti. Aydınlık’ın “GREVİO toplumda tepki çeken bazı yönleri mevcut. Yasaların üstünde, denetimden uzak bir yapısı var. Avrupa Birliği ve bazı STK’lardan fon desteği alıyor. Ayrıca terör örgütlerine de destek açıklamaları yapıyorlar. Sizin bahsettiğiniz benzer yapı da bu minvalde mi olacak?” sorusuna Elif Esen şöyle yanıt verdi: “GREVİO bir denetim mekanizmasıdır. İstanbul Sözleşmesi’yle birlikte oluşan, sözleşmenin içindeki bir denetim mekanizmasıdır. Biz yaptığımız bütün çalışmalarda, daha önce yapılmış iyi işleri, olumlu taraflarını alarak olumsuz tarafları bir kenara bırakıyoruz. Çünkü bu geçmişte kalan başarılı çalışmalar, gelecekte yapılacak çalışmalara baz oluşturuluyor. Olumsuz tarafları iyileştirerek ilerliyoruz. Bu noktada iyi tarafları alarak, iyi bir denetim mekanizması olarak yine ülkemizdeki kriterler bağlamında değerlendirilmesi ve sonrasında da iyileştirilmiş bir sistem olarak İstanbul Sözleşmesi’yle birlikte uygulanmasını öngörüyoruz.”

Sonraki Haber