Conte’den AB’ye: Geri dönülmez noktaya gidiyoruz

İtalya Başbakanı, AB’nin, vatandaşların güvenini kaybetme konusunda geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaştığına dikkat çekti. Conte insanların, savaş döneminde olduğu gibi, beslenmede zorluk çekmelerini önlemek için dayanışma ve kamu desteğini zorunlu gördüğünü ifade etti

EL PAÍS gazetesinen Daniel Verdu’nun İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile yaptığı röportaj 30 Mart Pazartesi günü İspanya baskısında yayımlandı ve büyük ilgi gördü. Conte, Verdu’nun sorularını yanıtlarken, özellikle Avrupa Birliği (AB)’nin geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaştığı konusunda uyarılarda bulundu. Conte, ülkesinin şu andaki durumu hakkında şu bilgileri verdi:

“En akut aşamadayız. Kesin tahminlerde bulunmak zor. Uzmanlar hala temkinli, ancak zirveye yakın olduğumuzu düşünmek mantıklı. Hafta sonu 10 bin kurbanı aştık ve bu bizi derinden yaraladı. Uluslararası toplumu uyarmalıyız. İspanya Hükümeti ve nüfusu ile yakınlığımızı ve dayanışmamızı ifade etmek istiyorum . Çok iyi bildiğimiz bir dram ve onların yaşadığı dramı yürekten hissediyorum”.

‘YETERSİZ VİZYONA SAHİPLER’

Başbakan Conte, Batı’nın, İtalya veya İspanya gibi ülkelere çok sert çarpan bu krize karşı yeterli dayanışmayı gösterip göstermediği konusunda ve Almanya ile Hollanda’nın krizle mücadele için İtalya ve İspanya tarafından önerilen Eurobondların kurulması teklifini reddetmeleri ile ilgili şu görüşleri paylaştı:

“Şu anda Avrupa’da tarihi bir oyun oynanıyor. Daha az erdemli olan bazı ülkelere diğerlerinden daha fazla etki eden bir ekonomik kriz değildir yaşanılan. Bu ekonomik ve sosyal alanlarda patlayan bir sağlık krizidir. Avrupa için tarihi bir meydan okumadır . Avrupa trajik hatalardan kaçınarak bu meydan okumaya tepki göstermelidir. Bazı ülkeler, bu acil durumun ekonomik alanda olumsuz sonuçlarını fark etmemektedir. İtalya ve İspanya şu anda en çok maruz kalanlar, ama herkes aynı durumda olabilir. Ne yazık ki, rakamlar tüm ülkelerde artıyor. Pandemi, herkesi etkileyen olağanüstü bir simetrik şoktur. Bu nedenle, olağanüstü enstrümanlar kullanan güçlü ve müşterek bir reaksiyonla cevap vermek gerekir. Ancak bazı AB ülkeleri eski yaklaşımlarla politika yürütüyorlar. Bu kriz için yetersiz bir vizyondur”

‘KAMU DESTEĞİ ZORUNLU’

Hiçbir ülke kendisini bu ciddi krizden dışlayamaz, diyerek sözlerine devam eden Conte, önlemlerin sadece Eurobond kurulması ile sınırlı olmaması gerektiğini, en kısa zamanda krizden çıkmak için, çeşitli seçeneklere başvurmanın mümkün olduğunu, ancak, normalleşme ile ekonomiyi yeniden başlatmayı sağlayacak yeni bir Avrupa finans sistemi kurmanın zamanının geldiğini belirtti.

Conte, kriz sonrasında ciddi işsizlik sorunları ve travmalar yaşanacağına dikkat çekerek kamunun önemini ve İtalya’nın virüs ile mücadelede kendi imkanları ile uyguladığı yöntemleri de şöyle açıkladı.

“Şimdi en önemli husus sosyal olmak ve hepsinden önemlisi kamu düzenidir. İnsanlar büyük fedakarlıklarda bulunuyorlar. Psikolojik olarak da büyük rahatsızlıklar söz konusu. Bu kadar kısıtlamalara ve kendilerini evde sınırlamaya alışkın değiller. Maddi bir sorun yaşamaya başladık. Birçok vatandaş sabit maaştan yoksun. Bu nedenle geçen pazar günü Kent Konseyleri için 400 milyon Euro dağılımı ve 4.6 milyon Euro fon teminini onayladık. Temel gıda alımlarını yapmak için kuponların dağıtılması kararlaştırıldı. İnsanların, savaş döneminde olduğu gibi, beslenmede zorluk çekmelerini önlemek için dayanışma ve kamu desteği zorunlu görüyorum.”

‘BÖYLE GİDERSE AVRUPA KAYBEDER’

İtalya ve İspanya’ya yardım eden uluslararası topluma teşekkür eden Başbakan Conte, AB’nin pandemi ile mücadelede yardımcı olmaması ve her ülkenin kendi içine kapanması ile ilgili şu değerlendirmeler ile sözlerini tamamladı:

“Avrupa’yı kalbinde hisseden herkes bu davayı desteklemelidir. AB bu tarihsel durumdaki rolünü yerine getirmezse, vatandaşlar buna daha fazla güvenecekler mi yoksa kalıcı olarak güvenlerini kaybedecekler mi? Risk açıktır. Geri dönülmez noktaya varılmak üzeredir. Açık olarak uyarıyorum, eğer AB görevini yerine getirmezse, İtalya’da olduğu kadar İspanya’da ve başka ülkelerde de milliyetçi eğilimler ve Anti-Avrupacılık akımı çok daha güçlenecektir. Böyle giderse Avrupa kaybedecek. Şimdi harekete geçme ve sorumluluk zamanı. Sonra hesaplar ve eleştiri yapmaya sıra gelecektir.”

Sonraki Haber